1999 yılında el arabasında satılan karpuzlardan birini çalan, karpuzu kesemeden yakalanan 13 yaşındaki çocuk ve onu korumak için izleyen iki çocuk hakkındaki mahkeme kararı bugünlerin haberleri arasında.
Karpuz sahibi davacı olmamış ama kamu davası devam etmiş.
Mahkeme, beratına karar vermiş. Savcılık Yargıtay a temyize göndermiş. Yargıtay kararı bozmuş. Mahkeme yine berat kararı alınca dosya Yargıtay Ceza Kuruluna gitmiş.
Anadolu Ajansının edindiği bilgilere göre Emniyet Genel Müdürlüğün verilerinde suç oranının geçen yıla göre yüzde altmış arttığı yönündedir.
2005 yılında 53 bin 932 evden hırsızlık suçu işlendi diye karakola bilgi intikal ederken bu yılın dokuz ayında 67070 hırsızlık olmuş.
2005 de 7168 kapkaç suçu işlenirken bu yılın dokuz ayında 9668 e çıkmış.
"Bin dostun olsa azdır, bir düşmanın varsa çoktur" diye bir atasözümüz vardır.
Bu rakamlar az değildir. Bir tane de olsa çoktur. Bizim hastalanıp yatağa düşmemize sebep olan mikrobun küçüklüğü gözle görülemeyecek kadardır ama dışımızdaki düşman bizi yatağa yatıramazken o küçük mikrop bizi yıkıyor.
Türkiye de tavuk çalan, baklava çalan, kapkaççılık yapan, araba çalan, evlere girip hırsızlık yapanların hepsinin çaldığını toplasanız, kravatlı hortumcuların bir tanesinin çaldığına denk olmaz. Doğru. Ama hortumcuların çaldığının yüz katını Allah için verenleri gözden uzak tutmayalım.
İstanbul dışına gittiğimde "Hocam o koca İstanbul da nasıl yaşarsınız Her akşam televizyonlarda hırsızları, yankesicileri, kapkaççıları veriyorlar. Sokaklar tekin değil" diyorlar.
Ben de onlara "İstanbul un nüfusunun on beş milyona dayandığını, Avrupa daki bir çok devletten büyük olduğunu, on beş milyonluk bir nüfus içinden on tane kapkaç olayının basında verilivermesiyle sanki şehrin her tarafı ve herkes tehlike saçıyormuş havası verildiğini, halbuki on beş milyon insan arasından on binlerce insanımız o gün ve her gün yüz binlerce insanımızın yardımına koştuğunu, derdine deva olduğunu, on tane kapkaççı çalıp kaçarken on binlerce insanımız da kendi kesesinden çıkarıp ihtiyaç sahibine para verdiğini, basın mensuplarının on kapkaççıyı ekrana getirdiğini ama on binlerce hayır severi ekrana getirmediğini söyleyerek cevap vermeye çalışıyorum.
Üç yüz altmış beş gün doğan güneşi dikkate almayız. Beş dakikalığına güneş tutulsa hepimiz başımızı kaldırır, siyah gözlüklerle onu gözetleriz.
28 Şubat ın bazılarını tirtir titrettiği günlerde konferans için gittiğim bir ilçede Şehrin merkez camisinin İmamı ile Belediye başkanı, öğle yemeğinde anlattılar:
Öğle namazında Hacı Mustafa, imama çok önemli bir olayı anlatır. "Hocam, yaşım altmış. Bu güne kadar bu şehirde hiç görmediğim, duymadığım bir şey oldu. Bu durumu Savcılığa, Kaymakamlığa, Emniyete bildirelim. Olay küçük ama yangınlar da küçük ateşlerden meydana gelir." Der.
İmam "Hayrola ne oldu " diye sorunca
Hacı Mustafa "Bu gece benim bahçeden tohumluk karpuzlardan birini koparmışlar ve bahçede yemişler"
İmam "Önce Belediye Başkanını haberdar edelim. İstişare sonunda ilgili yerlere bildiririz" der ve Başkanı çağırırlar.
İmam, Belediye Başkanı ve Hacı Mustafa, şehrin altından üstüne kadar bütün şehri isim sayarak Hacı Mustafa ya sorarlar. Her isim söyleyişlerinde Hacı Mustafa "Hayır o yapmaz" der.
Sonunda Başkan gerçeği söyler. İmamla Belediye Başkanı gece geç vakite kadar otururlar. Yaya olarak evlerine giderlerken susadıklarının farkına varırlar. Hacı Mustafa nın bahçesine girerler ve karanlıkta karpuz koparıp yerler. O karpuz da Hacının tohumluk olarak bıraktığıdır.
İmamla Başkanı bir arada okuyan birilerinin aklına hemen "Başkan Saadet Partilidir" gibi bir şey gelmesin. Ben Başkanı tanıyorum. Saadet Partili değil. AKP li de değil.
Hacı, karpuzun yenmesinden şikâyetçi değil. Şikâyetçi olduğu şey, altmış yıllık ömründe ilk defa bir hırsızlık olayının gerçekleşmesidir.
Bu türden köy, ilçe ve ilimizin sayısı hâlâ kabarıktır.
Yetmiş milyon nüfusa karşılık elli beş bin hırsızlık. Bunların da birçoğu karakola gelen ve iddia edilendir. Mahkeme kararıyla ispat edilenler değildir.
Ümitsiz olmak yok. Kur an bize, Karun gibi hortumcuların yönettiği sistemin düzeltildiğini haber verir.