Tarihin en eski zamanlarından beri insanlığın başı dertten kutulamamış. Kabil le başlayan aykırı hareketler ve adam öldürme olayı medeni diye tarif edilen ama Akif in gözüyle "tek dişi kalmış canavar" olan milletler tarafından devam ettirilmekte.
Hz. Adem i örnek almaları gerekirken katili örnek almışlar ve her gün yeryüzünün her kıtasında adam öldürme merkezleri "üsleri" kurmuşlar.
Yaptıkları her şeyi de insanlığın hayrı için yaptıklarını tatlı su balıklarına kabul ettirmişler.
Bütün bunların temelinde sabit bir ölçünün olmaması yatıyor.
Onun için "parası ve askeri çok olanın dediği olur" mantığıyla Birleşmiş Milletleri de NATO yuda kendi istekleri doğrultusunda kullanıyor.
Araştırma merkezlerinde çok iyi niyetli çalışmalar yapanlar da onların mekteplerinden yetiştiğinden ve alternatif bir şey okumadıklarından önerdikleri çözümler eli silahlıların namlularının gördüğü yöndedir.
Rabbimiz, insanların adalet içinde yaşamaları için Kitabı, adalet terazisini indirdiğini haber verir. (Kurman, Hadid süresi ayet 25
Bütün peygamberler, yolunu şaşıranlara ışık (Nur) olmak, yol göstermek (Hidayet) için gönderilmişler.
"Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı ve sonuç itibariyle daha güzel" (İsra 34)
Alırken tam alan, verirken eksik tartanların vay haline diyor Rabbimiz. (Mutaffifin 1-3)
Şair Talib-i Kadim:
"Çeşm-i insaf kadar kâmile mîzan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz"
yani, olgun insan için değerlendirme terazisinin en güzeli insaflı bir göze sahip olmaktır. Kişinin kendi eksiğini bilmesi gibi irfan/kültür olmaz demiş.
Komünizm: "Benim ölçülerim doğru" dedi, milyarlarca insanın katline ve sefahatine sebep oldu.
Kapitalizm: "Benim ölçülerim doğru" dedi, milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu. Uyuşturucu bağımlıları, fuhuş tacirleri, adam öldürme çeteleri üretti ve demokrasi adına ülkeleri mafya ile medya yönetmeye başladı.
Adalet dağıtacak olan Bayan Bakan karnındaki çocuğun babasının kim olduğunu magazin habercilerine arattırıyor.
Eğer gönlümüzdeki iman halinde sakladığımız şaşmaz ölçüyü kaybedersek bizim de onlardan farkımız kalmaz.
Allah ın kitabını gönlüne gizleyip, Kur an a düşman insanların kurallarını kendine kıble edinenlerin ayağı, eli, midesi onların haram hortumlarının bir yerinden sızanlarla kirlenir.
Rabbimiz, Sevgili Peygamberimize ve O nun şahsında bize: "Sana ilim geldikten sonra eğer onların hevalarına (şahsi ölçülerine) uyarsan sen de zalim olursun" buyuruyor. (Bakara 120)
Sevgili Peygamberimize böyle demiş Rabbimiz.
Biz, kim oluyoruz
"Efendim ben fosseptik çukuruna girerim ama kirlenmem" diyene kimse inanmaz.
"Batının kurallarıyla hayatımı yaşar, cennete de giderim" diyenlere aldanmayın.
Gidemezsiniz diyenlere de aldanmayın.
Cennete kimin girip kimin girmeyeceğini belirleme hakkı yalnız Allah a aittir.
Peygamberler, veliler ve diğer değerli zatların dahi kafir bir insanı cennete koyma hakkı yoktur.
Onların olmadığına göre papanın, papazın, hahamın, Buda nın ateşgedenin ve diğerlerinin hiçbir hakkı olamaz.
Sevgili Peygamberimiz, bir gün kumun üzerine bir çizgi çizer. Sağ tarafına iki çizgi, sol tarafına iki çizgi çizer sonra orta çizginin üzerine parmağını koyar ve şu ayeti okur:
"Muhakkak bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyunuz. Başka yollara uymayın; sizi Allah ın yolundan ayırır. Sakınasınız diye Allah bunları size tavsiye etti." (En am süresi 153)
Akif merhum ne güzel ifade edivermiş:
"Allah a dayan sa ye sarıl, hükmüne ramol
Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol"