Bismillâhirrahmanirrahîm!
TARİH 12 Aralık 2023… Yer, TBMM Genel Kurul Salonu… Kürsüde Gazzeli mazlumların sesi olmaya azmetmiş bir yiğit var. Zalimlerin mazlumlara yaptıkları, onu o kadar etkilemişti ki, yalnız diliyle değil; yüreğiyle, sanki bütün hücreleriyle konuşuyordu. Âdeta salon sarsılır gibiydi! Elindeki ürpertici resimleri bir pano şeklinde Genel Kurul’a gösteriyor; insana yapılan caniliğin sınırsızlığını dile getiriyordu.
Peki, Gazze’de ne oluyordu da TBMM’de tansiyon bu derece yükselmişti? Büyük şeytan Amerika’nın gönderdiği çağın en gelişmiş silâhları, işgalci İsrail tarafından mazlum insanların üzerine yağdırılıyordu. Hem de bebek, çocuk, kadın, sivil dikkate alınmadan! Bu, insan olanın yapmayacağı boyutta bir insafsızlıktı.
Filistinliler, 75 yıldır topraklarının işgal edilmesine karşı bir cevap olarak, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı harekâtını başlatmıştı. Terörist İsrail, dünyanın en öldürücü silâhlarını Gazze’deki mazlumlar üzerine boşaltıyordu. Bombalar alev püskürüyor, şehirler enkaz yığını haline geliyor, mazlumlar ölüyordu. Yaşananlar, dünya tarihinin belki çok az şahit olduğu olayların içindeydi.
Kara, deniz ve havadan yağdırılan bombalar; daha dünyadan haberdar olmayan bebekleri havaya uçuruyordu. Manzaralar dayanılır gibi değildi. Dünya ayağa kalkmış, protesto gösterileri arşa ulaşıyordu. Hele, onlardan biri vardı ki; TBMM’yi göreve çağırıyor, bu ateşi söndürmekte ihmalkârlık gösterenleri uyarıyordu. İşte, o yiğit, rahmetli Hasan Bitmez’di. O ne kadar nasipli bir insandı ki, “mücahitler ayakta ölür” sözünün canlı örneği olmuştu.
NELER KONUŞTU?
RAHMETLİ Hasan Bitmez, TBMM Genel Kurulu’nda 20 dakikalık söz aldı. İktidarın Gazze’ye destek konusunda gerekli adımları atmadığını söyleyerek, “İsrail’in Gazze’ye attığı her bombada katkınız var” ifadesini kullandı ve şu eleştirilere yer verdi:
“Irak, sayenizde parçalanmanın eşiğine geldi. Terör örgütleri Irak’ta katliam yaptı. Siyonizm’in Suriye’yi diz çöktürme projesine de yardımcı oldunuz. Suriye de bölünme aşamasına geldi. Birçok konuda ABD ile birlikte oldunuz.”
Sayın Bitmez, devamla Hükümet’in Filistin aleyhindeki icraatlarını şöyle sıraladı: “AK Partili yöneticilerin ve çocuklarının sahibi ve ortağı olduğu gemilerle İsrail’e mühimmat taşımaktan vazgeçin, diyoruz; Starbucks’larda boykot yapıyoruz, diyorsunuz. İsrail sizin eylemsizliğinizden, tavırsızlığınızdan cesaret alıyor.”
Muhterem Hasan Bitmez, konuşmasını Sezai Karakoç’tan alıntıladığı şu sözlerle bitirdi: “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki, biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki, bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vicdan azabından kurtulsalar tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.”
Rahmetli Hasan Bitmez konuşurken sıra kapaklarına vuran, konuşmayı karartmak isteyenler oldu. Sataşmalar, lâf atmalar yaşandı. TBMM’de oturumu yöneten başkan, “Hatip kürsüde iken bağırmak sokak adabıdır” açıklaması yaptı. Abdurrahman Dilipak’ın değerlendirmesi ise şöyleydi: “Vefatı hayatından daha güçlü bir anı kazıdı. Gazze’ye giremediniz; ama TBMM’de savunmanın hakkını verdiniz.” (15.12.2025)
NASİPLİ İNSAN
HASAN Bitmez kardeşim, konuşmasını tamamladıktan sonra Genel Kurul’u selâmladı. Kürsüden indiği sırada bayıldı; yere yığıldı. Hastaneye kaldırıldı. 14 Aralık 2023 günü, can emanetini Sahibi’ne teslim etti. Ömrünü Erbakan Hoca öncülüğündeki Millî Görüş davasına adamıştı. Son nefesine kadar da davasına sadık kaldı. Ne mutlu ona ki, “hak dava” uğrunda bir ömür yaşadı.
İmam hatip lisesi ve Ezher Üniversitesi eğitimi almıştı. Davetçi özelliğiyle eğitiminin hakkını verdi. Girişimci ve zor işlerin insanıydı. Öğrenimini tamamladıktan sonra ticarete atıldı. İyi bir geliri vardı. Erbakan Hoca, onu birlikte çalışmak için davet ettiğinde hiç tereddüt etmedi. Her şeyi bırakıp Ankara’ya koşup gitti.
Uzun süre Tunceli’de MGV teşkilâtı kurulamamıştı. MGV’nin efsane genel başkanı Adnan Demirtürk, onu “özel görev”le Tunceli’ye gönderdi. Gitti, önce valiyi ziyaret etti. Halkla konuştu. Üniversite çevreleriyle görüştü. MGV çalışmalarına büyük ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Bir kurucu başkan buldu. MGV çalışmalarının startını vererek geri döndü.
O nasıl “nasip” ki, Erbakan Hoca’nın yanı başına defnolundu. Görev esnasında, mazlumları savunurken dünyaya veda etti. Hakikat yolculuğu bir veda ile bitmeyecek! Hasanlar da bitmeyecek! Hak dava kıyamete kadar devam edecek. Hani şair diyor ya: “Kim demiş her şeyin bitişi ölüm, / Destanlar yükselir mezarımızdan!” Hasan kardeşim! Sen imtihanını verdin! Biz kendimize yanalım! Şehitler kervanına yazılması niyazıyla!