Düşmanı dışarda arama. İçimizde. Bizden biri. Bizden biri olmaktan öte.
Öz kardeşin seni çok sevmesine rağmen evinin kapısı ayrı, ev senden uzak.
Ama içerdeki düşman, içimizde dolaşıyor, hatta bizi yönlendirirken yönlendirdiğini bile, bize hissettirmiyor.
Rabbimiz, o içimize yerleştirdiği düşmandan sakınmamız için bizi uyarıyor:
Rabbimiz, bize Yusuf aleyhisselam üzerinden haber veriyor:
وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ
“(Bu soruşturmada) ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, daima kötülüğü emredicidir. Ancak Rabbimin esirgediği müstesna. Şüphesiz Rabbim Ğafur'dur, Rahîm'dir.” (Yusuf süresi ayet 12/53)
Sevgili Peygamberimiz de bize:
عن ابن عباس رضي الله عنهما قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم :أعدى عدوك نفسك التي بين جنبيك
“Senin en azılı düşmanın, (senin içinde) iki yanının arasındadır” buyurur. (Beyhaki, Zühd’ül Kebir, hadis no: 355, Haraiti (v. 327) İ’tilalü’l-Kulüb 32)
“Peki, bize düşman olan nefsi ev yine bize düşman olan şeytanı neden yarattı?” sorusu akla gelir.
Doktorlar, bizim içimizde bizi kemiren, hasta eden mikroplar olmasa biz ayakta duramayacağımızı söylüyorlar.
Kötü mikroplarla iyi mikropların savaşması bize güç kuvvet veriyormuş.
Bu imtihan dünyası olan salonda bir ömür boyu yolculuk yaparken insani değerlerimizi koruyabilmemiz için İslami değerleri bize indiren Rabbimizin kurallarının hepsine uyarsak tenimizi hastalanmaktan, canımızı günahtan korurken biz de bu dünyayı güzelleştirmiş olacağız.
Rabbimiz, Ya-Sin süresinde:
أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آَدَمَ أَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ
وَأَنِ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ
“Ey Adem oğulları, ben size: "Şeytana tapmayın, çünkü o size apaçık bir düşmandır. İşte bana ibadet edin" diye ahd vermedim mi? İşte doğru yol budur.
وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنْكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ
“O şeytan sizden birçok nesli sapıtmıştı, bunu akıl edemediniz mi?” diye bizi uyarır: (Ya-Sin süresi ayet 36/60-62)
Nefis, şeytan, şeytanlaşmış insanlar ve Rabbimizin yarattığı ve bize zararı olduğuna inandığımız şeylerden korkmayın.
Hepimizi yaratandan korkmak, korkunun bir numaralı ilacıdır.
Allah’a kullukla yakın olmaya çalışırsak, nefsimizden ve şeytanımızdan uzaklaşmış oluruz.
Bu hareketimiz 24X365 gün devam etmelidir.
Nefsimiz ve şeytanımızın başarısı kötülükte ısrarlı oluşundadır.
Bizi Allah’tan başka koruyacak yoktur.
Hindistan’da bir milyarın üzerinde insanı idare eden Bayan Gandi’yi koruma müdürü öldürdü.
ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere kraliyet ailesinin ve diğer ABD başkanlarına ve de bu ülkelerin zenginlerine 18 yaş altı kızları bir adada pazarlayan Yahudi asıllı Jeffrey Epstein bir gün yakayı ele verince veya o hatırlı dostlarına fuhuş hizmeti verirken aralarında torpil geçtiği varsa, diğerlerinin gazabına uğrayıp hapishanede intihar etti belgesini ailesine gönderirler.
Cumhurbaşkanları, kraliyet adayları, ABD trilyonerleri seni kurtaramıyorlar.
Rabbimiz, yalnız ve yalnız Allah’a sığınmamızı ev O’na güvenmemizi birçok ayetinde haber verdiği gibi şu ayeti de ezberleyiverelim:
قُلْ لَنْ يُصِيبَنَا إِلَّا مَا كَتَبَ اللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلَانَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
“De ki: "Bize ancak, Allah'ın yazdığı isabet eder. O, bizim Mevla’mızdır. Mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler" (Tevbe süresi ayet 9/51)
Nefsimizin, şeytanımızın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden korunmak için Allah’ın himayesinin üstünde kimsenin himayesine sığınmayacağız.
Gönlümüze şirkin, kâfirliğin gölgesi dahi düşmemeli.
Ağzımızdan haram içeri girmemeli, yalan, iftira, gıybet dışarı çıkmamalı.
Çevre temizliğine dikkat edelim; ailemiz, komşularımız, arkadaşlarımız… salih insanlardan olmalı.
Islah hareketine girişenlerin kendisi salih olursa o başkalarına sirayet eder.
Sevgili Peygamberimiz buyurur:
أَبَا بُرْدَةَ بْنَ أَبِي مُوسَى عَنْ أَبِيهِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَثَلُ الْجَلِيسِ الصَّالِحِ وَالْجَلِيسِ السَّوْءِ كَمَثَلِ صَاحِبِ الْمِسْكِ وَكِيرِ الْحَدَّادِ لَا يَعْدَمُكَ مِنْ صَاحِبِ الْمِسْكِ إِمَّا تَشْتَرِيهِ أَوْ تَجِدُ رِيحَهُ وَكِيرُ الْحَدَّادِ يُحْرِقُ بَدَنَكَ أَوْ ثَوْبَكَ أَوْ تَجِدُ مِنْهُ رِيحًا خَبِيثَةً
“İyi arkadaş, misk sahibi gibidir, kötü arkadaş da demircinin körüğü gibidir. İkisiyle de arkadaş olduğunda sende bu ikisinden mutlaka bir şey bulunur. Misk sahibinden ya güzel koku satın alırsın veya onun kokusundan sana siner. Demirci körüğü ya seni veya elbiseni yakar veya pis koku sana siner” buyurmuş. (Buhari, Sahih, Kitab Buyu 38, Müslim, Sahih, K. Birr 146)
Atalarımız bu hadis-i şerifi “İsliyle oturanda is, misliyle oturanda mis kokar” diye terceme etmişler.
Bütün bunlara rağmen düşmanlar, Hazreti Yusuf’a yaptıklarını yaparlar ve iftira ile hapse atarlarsa!
Allah korusun. Eğer haklıyken hapse atarlarsa o bize ve Yusuf aleyhisselama iman edenler için bir şeref ve daha hayırlı hayatların meltemi olur.
Rabbimize sığınmak demek, onun ayetlerini bize getiren elçisinin anladığı ve uyguladığı şekilde yaşamak demektir.
Rabbimiz ise bize yol gösterir:
وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا
“O gün zalim, ellerini ısırır ve der ki: "Keşke peygamberle beraber yol alsaydım."
يَا وَيْلَتَا لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا
"Yazık bana keşke filanı dost edinmeseydim." (Furkan süresi ayet 25/27-28)
Kiminle dost olacağımıza dikkat edelim. Çünkü huylar da bulaşıcıdır.
Sevgili Peygamberimiz bizi uyarıyor:
عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ الرَّجُلُ عَلَى دِينِ خَلِيلِهِ فَلْيَنْظُرْ أَحَدُكُمْ مَنْ يُخَالِلُ
“Kişi arkadaşının dini üzeredir. Sizden her biriniz kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat etsin” buyurur. (Ebu Davud, Edeb bab 19, Hadis 4835, Tirmizi zühd bab 45, hadis 2378)