Kimse yanmasın

Altı milyar insanı, Allah ın kulu, Hz. Adem in çocuğu kabul edip yanmamaları için koşturacaksın. Canlarını kendi canınız gibi bileceksiniz.

Kazandığınız servetin tamamını üstüne üstlük canınızı bu yolda vermeye hazır halde tutacaksınız.

Kindar olmayacaksınız dindar olacaksınız.

Rabbimiz, Sevgili Peygamberimizi bize tanıtırken "Biz, Seni ancak, alemlere rahmet olarak gönderdik." Buyurmuş. (Kur an-ı Kerim, Enbiya süresi ayet 107)

Alemlere Rahmet, Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve selem, zor günlerde kendisini destekleyen, amcası Hazreti Hamza nın ciğerine ok saplayan, kulaklarını, burnunu kesen, ciğerini çıkarıp ağzında dişleyen putperestler için ağlamış ama beddua etmemiş.

Onlar Müslüman olduklarında geçmişi gündeme getirmemiş.

Efendimiz bir gün şöyle konuşmuş: "Benim ve sizin haliniz şuna benzer: Adamın biri karanlık gecede ateş yakınca kelebekler o aleve doğru hücüm ettiklerinde o ateş yakan adam, kelebekler yanmasın diye onların ateşe doğru uçmalarını engeller ya işte ben de sizin cehenneme hücum etmemeniz için kemerlerinizden tutuyorum" demiş. (Buhari, sahih, rikak bab 26, hadis 6118, Müslim sahih, fedail  hadis 2284, Tirmizi, sünen, 5/154 hadis 2874)

"Ben, müminleri canlarından daha fazla sever ve korurum. Bir insan ölse eğer malı varsa varislerinindir. Eğer borcu var ve malı yoksa kimsesiz kalan aile efradı bana gelsin. Ben, koruyucusuyum" buyurmuş. (Taberi tefsiri, Ahzab süresi ayet 6)

O, rahmet Peygamberiydi.

Bütün Müslümanlar da rahmet ümmetidirler.

Kimseye zarar vermeyin

Sevgili Peygamberimiz "Zarar görmek yok, zarar vermek yok" buyurmuş. (Hadis için bak, İbni Mace 2/784, hadis no: 2340, 2341, Ahmet, Müsned, 1/313)

Bu hadisi şerif Kuzey Afrika dan İspanya ya girmiş oradan Fransa ya  varmış 1748 yılında Fransa nın Frejüs de  doğan Emmanuel Sieyes önce papaz sonra siyasetçi olmuş ve kamu hukuku dalında eser vermiş. Dokunulmazlıklar üzerine şunları yazmış: "Başkasına zarar vermeyeceksin" Bütün yasalar, bu ana yasanın işlenmesinden doğar....." demiş.

İstişareye önem öeriniz

Düşmana akıl danışmak, şeytana yol sormak gibi bir şey. Cahilden bilgi almaya çalışmak körden renkleri sormak gibi bir şey.

İstişareyi o konunun uzmanı ile yapınız. Rabbimiz "Eğer bilmiyorsanız zikir (Kur an) ehline sorunuz." buyurmuş. (Nahl 43)

Sevgili Peygamberimiz: "Müsteşar/Danışman, güvenilen insandır" buyurmuş. (Ebu Davud, Edep 123, hadis 5128, İbni Mace, Edep, Hadis 3745, Tirmizi, Edep, Hadis 2823)

Ve yapılacak önemli işlerin mutlaka ilgilileriyle tartışılmasını istemiştir.

Keşke demeyin

Güzel kız, çirkinin boynundaki altınlara bakarak, "Keşke onlar benim boynumda olsaydı" derse hayatı çirkin olur.

Çirkin kız, "Keşke o güzellik, bu altınların üzerinde olsaydı" derse hayatı zindan olur.

Çirkin kız, huyunu güzelleştirerek kendini süsleyebilir.

Güzel kız, altınım yok ama gönül zenginliğim var" diyerek rahatlayabilir.

Villada disiplin altında belli kurallar içinde yaşayan, kulübede özgürce yaşayana özenir, kulübede yaşayan da villadakinin geniş imkânlarına özenirse ikisi de rahat edemez.

Sevgili Peygamberimiz: "....Her şeyde hayır vardır. Sen, sana faydalı olanı yapmaya çalış. Allah tan yardım iste. Tembellik ederek acizlik gösterme. Başına bir iş geldiğinde "Keşke şöyle yapsaydım böyle olurdu" deme. "Bu Allah ın takdiridir. O dilediğini yapar" de. Çünkü "Keşke" kelimesi şeytanın eylemine yol açar" buyurmuş.

(Müslim, Kader, bab 34, hadis 2264 İbni Mace hadis 79, 4168 Ahmet, Müsnet 2/366, 370)

Bu konuda Tahavi bundan bin yüz sene önce "Müşki-ül-âsâr" isimli eserinde 1/100 üç sayfalık bir makale yazar ve "Keşke"nin temenni için söylenebileceğini, pişmanlık için söylenemeyeceğini iki tarafın da delillerini Kur an ve sünnetten getirerek açıklar.

Bütün insanlık ailesinin işlediği günahların tamamı bir araya gelseler Allah ın afvı karşısında küçücük kalırlar.