Bir eli kanlı öbür eli katranlı adamlar, öldürdüklerinin

kanını akıtırlarken öldüremediklerinin hayatını karartmaya çalışırlar.

Katran karası iftiralarıyla karartma operasyonu düzenlerler.

Bütün bunları yaparlarken aslında kendi hayatlarını

karartırlar.

Bir hayat düşünün ki Firavun mantığına göre aklı çalışan

biri sizi bulunduğunuz yerden alıyor, bir gemiyle Kudüs e getiriyor, torbalarla

para ve silah veriyor.

Siz de orada yaşayanları yakıp yıkıp yok ediyorsunuz evini

işgal ediyorsunuz.

Elli yıl ailecek nöbetleşerek işgal ettiğiniz evi korumaya

çalışıyorsunuz.

Her duvarda otomatik silahınız var hatta tuvalette bile

silah asılı durmak zorunda.

Sizi oraya getiren ve her saat ve saniyenizi işkence etmeye

mahkum kılan adam, arada bir ev bütçenizi destekliyor. Evinizi koruma

teknolojisini ve masraflarını çekiyor ama sizin eğlenmeye ve gülmeye zamanınız

yok.

Kan ve katranla yatıp kalkıyorsunuz.

İçinizin karanlığını dışta da sergiliyorsunuz.

Yedi milyar insan, mikroptan korktuğu gibi sizden korkuyor

ve siz bu korkuşları kendinize eğlence olarak almışsınız.

İnsanlar cüzzamlıdan kaçar gibi sizden kaçıyor ve siz bundan

keyif alır hale gelmişsiniz.

Bundan daha kötü bir durum olur mu.

Kazandığınızı zannettiğiniz için kaybettiğinizin farkına

varmıyorsunuz.

Hikâyelerde yaşan dev gibi her gün can almadan

yapamıyorsunuz.

Modern evleriniz devin mağarasından beter şekilde

düzenlenmiş.

Çocuğunuzu da katil olarak eğitiyorsunuz.

Cehenneme odun olma eğitimi veriyorsunuz.

Cennet yoluna yönelenleri öldürmek üzere yetiştirilmişsiniz.

Mideniz helal yemekten hoşlanmaz olmuş.

Kusuyorsunuz ve kokusu dünyanın midesini bulandırıyor ve siz

bundan zevk alıyorsunuz

Önce ekmeğini sonra canını aldığınız çocukların feryadı

müziğiniz olmuş.

En iyi sanatçılarınız fırçalarıyla tuvale hamile kadın resmi

çiziyor ve altına Bir Kurşun İki Can yazısı yazıyor.

Bu resmi dünyaya göstererek sanatınızı sergilemekten kıvanç

duyuyorsunuz.

Şair ve müzisyenleriniz, kan kokulu şiirler yazıp besteleyip

kanlı ve katranlı adamlara okuyorlar.

Bu kanlı katiller hangi ırktan diye aklınızı zorlamayın.

Herkes doğuştan İslam fıtratı üzere doğar diyor Sevgili

Peygamberimiz. Ancak ana ve babası onu ya Yahudi yapar, ya Hıristiyan yapar

veya Mecusi yapar diyerek mahalle baskısının evden başladığına dikkatimizi

çeker.

Bütün bunları yaptıran şey kâfirlik mikrobudur.

Nuh aleyhisselamın oğluna bulaşmış bu mikrop o da kâfirler

ordusuna katılmış.

Lut aleyhisselamın hanımına bulaşmış o da kâfirlerle beraber

helak olmuş.

70 li yıllarda halkın hakları için yola çıkan bir çok Sünni

ailenin kâfirleşmiş çocukları şimdilerde uluslararası güçlere para karşılığı

cinayet işleyiveriyorlar.

Rabbimiz, Lokman süresinde En büyük zulüm şirktir diyerek

en tehlikeli mikroba dikkatimizi çekiyor.

Öyle bir mikrop ki asıl etkisini cehennemde yandırarak

gösteriyor.

Rabbimiz Bakara süresinin 254 üncü ayetinde Bütün kâfirler

zalimdirler diye haber veriyor.

Çocuğunu en kaliteli okullarda okutarak hem kendini hem

çocuğunu cehenneme hazırlayan anne ve babadan daha zalim kim olabilir

Sevgili peygamberimiz: Zalim kardeşine de mazlum kardeşine

de yardım eyle buyurunca ashabı Ya Rasülellah, mazluma yardımı anladık ama

zalime nasıl yardım edelim

Cevap Zalimin elini üstünden tutarak (Buhari, Sahih, K.

Mezalim, Bab Ein ehake zalimen)

Zalim, çevreye bulaştırdığı kan ve katranın binlerce tonunu

kendi içinde taşıyor.

Asıl bu zalime acıyalım ve önce elini kolunu bağlayıp önce

kendine, sonra kimsenin malına, canına, namusuna, dinine, aklına zarar veremez

hale getirelim sonra da  şirk mikrobunu

Tevhidle temizleyelim.

Mikrop yuvası Firavun sarayında yaşarken Tevhid ilacıyla

temizlenen ve cennetlik olan Firavunun hanımı gibi zalim Ömer i adil Ömer

haline dönüştüren Tevhid inancını bütün dünyaya tanıtalım.