Birilerine yardım etmeye niyetlendin, “Sen o kadar çalıştın, kazandığın parayı başkasına mı vereceksin, verme o parayı” der, nefis böyle der. “Deli misin sen” der. Ha o zaman Allah'ın emri neyse, Peygamber’in emri neyse onu yapmak, nefsin emrine karşı koymak cihadın en faziletlisidir.

***

Allah'ın evinde O’nun zikriyle meşgul olun. Başka insanların ayıplarını araştırmayın. Gözünüzle, kulağınızda duymayın böyle şeyleri. Hep Allah'la uğraşın diyor Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem). Çarşı böyle değildir, hırsla, nefisin hoşuna giden şeylerle doludur. Onun için çarşılar, camilerden fazilet bakımından düşük yerlerdir. Ondan dolayı aman dikkat edin, saygısızlık etmeyin. Erken gidin camiye, çok gitmeye çalışın. Bu hadisi Osman ibn Suayb'den nakletmişler. Allah onlardan razı olsun. Şimdi diyor ki Peygamberimiz, “Cihat türlerinin en faziletlisi Hak kelamı konuşmak ve söylemektir.” Yani doğru olan kelimeyi, söylenmesi gereken kelimeyi söylemektir. Diyelim ki insanların idarecisi her türlü yetkiye sahip, öldürüyor, kesiyor, biçiyor. İşte böyle zalim bir adamın karşısında “şu yaptığın yanlıştır” diye söyleyebilmek cihadın en üstünüdür diyor. Neden? Hayatı gidecek adamın, belki de doğruyu söylediği için öldürülecek. Bunu kim yapmış? İmam-ı Azam yapmış. Hapsedilmeyi göze alarak “Zalimsin, yaptığın hareket zulümdür” demiş hükümdara. İmam-ı Azam, böyle sünnetleri tam yapmış insan. Herkes bunu yapamıyor. O, yapmış. Onun için İmam-ı Azam muhalifleri, karşısındaki rakipleri bile “İmam-ı Azam başkadır” diyorlar. Zalim idareciye karşı hakkı söylemiş. Hapse girmeyi, idam edilmeyi göz olarak… Peygamberimiz şunu söylüyor; “Zalim sultana hakkı söylemek cihadın en faziletlisidir.” Zalim adamın yanında söylemek zordur, çünkü zalim, bu her türlü kötülüğü yapabilir. Hayatın tehlikede olabilir.

HAKKI GİZLEMEYİN

Hakkı gizlemeyin. Hakkı söylemekten çekinmeyin. Karşınızdaki her türlü yetkiye sahip bir idareci olsa bile doğruyu söyleyin diyor. “Bu, en büyük cihattır” buyuruyor güzel Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Bu hadisi de Ebu Davud, İbn Mace, Ahmed ibn Hanbel, Tabarani, Ebu Said Hudri, Ebu Umame Elbahili, Nesai, Semüre, Ahmed bin Muhammed Nesai diğer sahabilerden nakletmişler. Allah onlardan razı olsun. Şefaatlerine bizi layık etsin inşallah. Peygamberimiz’e kulak vereceğiz ve bu güzel basit şeyleri yapacağız. Bunlar çok kazandırıyor, görüyorsunuz. Cihadın en faziletlilerinden biri de insanın nefs-i emmaresiyle mücahede etmesidir. Nefs-i emmare ne der, “Namaza kalkma, yat daha erken der, cami de neymiş, niye cemaate gideceksin ki?” der mesela. Birilerine yardım etmeye niyetlendin, “Sen o kadar çalıştın, kazandığın parayı başkasına mı vereceksin, verme o parayı” der, nefis böyle der. “Deli misin sen” der. Ha o zaman Allah'ın emri neyse, Peygamber’in emri neyse onu yapmak, nefsin emrine karşı koymak cihadın en faziletlisidir.

NEFİS DAİMA KÖTÜLÜĞÜ İSTER

Hevesine, arzularına, nefsine karşı bir adamın mücadele etmesi cihadın en faziletlisidir. Nefis daima böyle kendine hoş gelen şeyleri haram olsa bile onları ister. Ama Allah'ın koyduğu kurallar var. Şu haram, şu helal demiş. Bunlara sevap demiş. Nefis de bunun aksini söyler, sen Müslümansın, çok kazanmak istiyorsan Allah'ın emrine, peygamberine uyacaksın. Nefsine dur diyeceksin. Bu, cihadın en faziletlisidir diyor Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Şimdi sadece harbe gittiğin zaman düşmanla karşılaşabiliyorsun ama nefis düşmanı ise her zaman senin yanında. Hiç senden ayrılmıyor. O daha tehlikeli. Ötekinde ayda yılda birkaç yılda bir karşılaşıyorsun. Ama nefsin her an gecede, gündüzde, yorganında, her yanında. Ondan dolayı Allah da bunu emrediyor. Size en tehlikeli, en yakın düşmanla savaşın. Düşmanla da savaşın diyor tabii de ama nefisle işte önce savaşmak en faziletli cihat oluyor. Bundan dolayı. Nefisle mücahede edersen, nefsini terbiye edersen, gavurla savaşırken de hile yapmazsın…