Tarih; Ocak 2012.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak ve beraberindeki heyet, Beşar Esad’la görüşmek üzere Suriye’ye 3 günlük bir ziyaret gerçekleştirdi.

Peki, bu ziyaretin amacı neydi?

Sorunun cevabını dilerseniz Mustafa Kamalak’tan dinleyelim;

- “Ziyaretimizin asıl amacı, barışın sağlanması. Ortadoğu'ya, İslam âlemine yabancıların, batılıların müdahalesini önlemek. Bu nedenle ziyarette bulunduk. Biz kesinlikle Beşar Esad'a destek için Suriye'ye gitmedik. Akan kanın durması için Suriye'ye gittik.”

* “Dış müdahaleler sadece askeri biçimde olmamaktadır. Fakat aynı zamanda kültürel olarak, iktisadi olarak, bilhassa siyasi olarak yapılmaktadır. Bunlara meydan verilmemelidir dedik.”

* “Esad'la görüşmede, Türkiye aleyhine olacak bir tek kelime kullanmadık. Buna özen gösterdik. Türkiye'nin başbakanını eleştirmek bizim üslubumuza ters düşer anlayışıyla o konulara girmedik.”

* “Faydalı bir ziyaret olduğunu düşünüyoruz. Bizim Saadet Partisi olarak amacımız, İslam coğrafyasına Batılıların müdahalesini önlemektir. Uyarı görevimizi yaptık.”

* “Biz yarım asırdan bu yana İslam Birliği'ni savunuyoruz. 1998 yılında İslam ülkeleri arasında D-8'leri kurduk. İslam coğrafyasında bir ihtilaf çıktığı zaman, bunu Müslümanların bir araya gelerek sonuçlandırması gerektiğini hep vurguladık, vurguluyoruz.”

* “Şuanda büyük mihrakların amacı Büyük İsrail'in kurulmasıdır. Bunun kurulabilmesi için de Türkiye'nin parçalanması gerekir. Türkiye'nin parçalanması için de savaşa sokulması gerekir. Biz asıl senaryonun Türkiye üzerine kurulduğunu düşünüyoruz.”

* “Bizi Esad davet etmedi. Biz zaten öteden beri İslam coğrafyasına ziyaretler yapmayı düşünüyorduk. Erbakan Hocamız da Başbakan olduğu an ilk ziyaretini İran'a yaptı. Zaman içerisinde diğer İslam ülkelerini de ziyaret etmeyi düşünüyoruz, planlıyoruz. Bizler kardeşler topluluğuyuz. Suriye Devlet Başkanı da bu kavramın altını çizdi.”

***

O günlerde yapılan tezviratlara hiç girmeden, şu notu düşmek artık elzem; Saadet Partisi’nin bu ziyaretinin ne kadar ehemmiyetli olduğu, bugün bölgenin geldiği noktaya bakarak çok daha net olarak anlaşılıyor. Başka söze hacet var mı?

O GÖRÜŞMEDE BAŞKA NELER YAŞANDI?

* Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak ve beraberindeki heyet, Suriye'de yaşananları Baas rejiminin temsilcilerinden dinledi.

* Görüşmeyi Twitter'dan da paylaşan Kamalak, "Suriye Başkanlık Sarayı’nda Beşar Esad'la görüşmemiz devam ediyor. Kendisine, ‘Mazlumların ve gariplerin sahibi Cenab-ı Allah'tır’ diyoruz" dedi.

* Görüşmede Kamalak, Esad'a, Şam'da meydana gelen patlama ve sonrasında yaşanan can kayıplarından duydukları üzüntüyü dile getirdi.

* Suriye resmi kaynaklarında yer alan habere göre; Kamalak, ayrıca Suriye'ye yönelik her türlü dış müdahaleye karşı olduklarını ifade etti. Kamalak, iki ülke arasındaki ilişkilerin eskiden olduğu gibi iyi seviyeye çıkarılmasını umduğunu söyledi.

* Suriye lideri Esad ise Türkiye ve Suriye halkları arasında derin bağların bulunduğunu ifade ederek, "İki halk arasında kökleri derine uzanan ilişkiler var. Bu ilişkilere hiç kimse olumsuz etki edemez. Çünkü bu ilişkiler kardeşlik bağlarıyla bağlı" ifadelerini kullandı.

* Cuma namazını Emevi Camii'nde kılan Mustafa Kamalak ve heyeti, namaz sonrasında Ramazan el-Buti'yle bir araya geldi. Görüşmede Kamalak, Saadet Partisi'nin komploya karşı Suriye'nin yanında yer aldığını, Türkiye'ye Suriye gerçekliğini anlatacaklarını söyledi.

* Saadet Partisi heyetine Suriye'de yaşanan olaylar hakkında bilgi veren el-Buti, Suriye halkıyla Türkiye halkı arasındaki güçlü bağların gerilemeyeceğini ifade etti.

* Kamalak ve beraberindekiler, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim tarafından da kabul edildi. Heyetler arası görüşme sırasında Muallim, Türkiye'nin Suriye'deki istikrar ve güvenliğine karşı olumsuz rol oynadığını söyledi.

* Kamalak başkanlığındaki Saadet heyeti daha sonra Cumhurbaşkanı danışmanı Nacah El Attar'la görüştü. Attar görüşmede, "Hiçbir kriz, Suriye halkıyla Türkiye halkı arasındaki bağları koparamayacaktır" dedi.

* Suriye'nin içişlerine karışılmaması gerektiğini savunan Kamalak, Suriye liderliğinin gerçekleştirdiği reformlardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normal mecrasına dönmesi temennisinde bulundu.

* İslam ülkelerinin kendi zenginliklerini ve haklarını koruyabilmesi için birleşmeleri gerektiğini vurgulayan Kamalak, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'yi Batı’nın kucağına atmasını ve NATO'nun füze savunma sistemini kurmasını reddediyoruz. Çünkü bu siyaset, İslam ülkelerinin değil Batı’nın çıkarınadır" ifadelerini kullandı.

* Kamalak başkanlığındaki heyet daha sonra Suriye Müftüsü AhmedHassun'la bir araya geldi. Görüşme sırasında Kamalak, "Suriye'yi hedef alan komplo, tüm bölgeyi hedef almaktadır" dedi. Kamalak, Türkiye'ye dönüşünden sonra Suriye'yi hedef alan Amerikan oyununun deşifresi için çalışacaklarını söyledi.

* Saadet Partisi heyetine Suriye'deki temasları sırasında Şam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Yuva rehberlik etti.

O ZİYARETE KATILAN GAZETECİLERİN BİR VEFA BORCU VAR!

Suriye gezisine ben davetli değildim. Doğrusu hangi gazetecilerin katıldığını da bilmiyorum. Ama...

Suriye'de Kamalak-Esad görüşmesine tanıklık yapan gazetecilerin, yazarların bugün gelinen noktayı o izlenimlerle öykülendirmesi gerekir mi, gerekmez mi?

* İllaki mevcut politikaların yanlışlığını ortaya koymak için değil, ama...

* İllaki geçmişte yapılanları “tukaka” göstermek için de değil, ama...

* Hatta ve hatta, "Yahu Saadet o dönem ne kadar da doğru yapmış! O zaman hiçbirimiz bunu idrak edemedik..." dedirtmek için de değil… Biliniz ki, maksadım, muradım bu da değil!

Evet, ama köprülerin altından çok sular aktı. Suriye diye bir devlet neredeyse haritadan silinmek üzere. O atmosferi ayrıntıları ile kaleme almak lazım gelmez mi?

Evet, ama yerinde hâlâ sapasağlam duran, en azından öyle bir görüntü veren Beşar Esad’ın farklı yanlarını ortaya koymak gerekmez mi?

Neticede biz gazeteciler, tarihe tanıklık eden ve doğru biçimde aktaranlar olmalıyız…

Şu kadarını söyleyeyim; ben olsam yazardım... Aksi halde kalemim şişerdi!

KAMALAK’LA DA KONUŞTUM…

Bu kritik geziyle ilgili Mustafa Kamalak’la da konuştum.

“Suriye’ye tekrar gitmek ister misiniz?” diye sordum. 

“Neden olmasın. Şartlar uygun olduğunda yine gideriz” dedi ve ekledi;

“Bizim bu ziyaretteki amacımız şuydu, İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı dursun. Analar, babalar ölmesin. Çocuklar yetim, öksüz kalmasın. Kadınlar dul kalmasın. Global karanlık ve şer güçler, sömürücüler İslam dünyasından o habis ellerini çeksin. İslam ülkeleri arasında dayanışma artsın… Amacımız buydu. Hâlâ da aynı görüşteyiz. Ama Adnan Bey, şunu söylemek durumundayım; vakit hızla yitiyor. Çok geç kalıyoruz, çoook…”