Son dönemlerde birden bire faize karşı pozları kesmeye
başlayanların samimiyetine güvenmeli miyiz 12 yıl boyunca bir kere bile her
yıl ödedikleri 50 milyar liralık faize dair bir yakınma duyduk mu Toplam 600
milyar lirayı aşan bu faiz parasını ödememek için herhangi bir şey yapıldı mı
Hayır!
Dünya gerçeği olarak sayıp bir güzel içlerine
sindirdikleri faize harcanan muazzam para bir yana, bu dönemde ihya olan faiz
lobisi veya rantiyenin altın çağını yaşamasına ne demeli Her nedense
seçimlerin yaklaştığı her dönemde yapılan halka şirin gözükme artistlikleri ve
imal ettikleri bir düşmana karşı verdikleri şanlı mücadeleleri , her zamanki
gibi laftan öteye gitmiyor. Lafa gelince faiz lobisi nden kötüsü yok. 12
yıllık sürede uygulanan ekonomi politikaları kendilerine ait değil gibi akılla
mantıkla bağdaşmayan, elle tutulur yanı olmayan ve popülizmin alası bir faiz
lobisine karşı Don Kişot luk hallerini gözümüze sokuyorlar.
12 yıllık sürede faiz lobisini, yani rantiyeyi, bankaları
ihya eden bir başkası olsa, yürüttükleri anti-faiz lobisi kampanyasına
inanabilirsiniz belki. İyi de bankalara altın çağını yaşatırken ve faizi de
dünya gerçeği sayarken, faize karşı olduğunu söylemenin neresi inandırıcı
olabilir Resmi Gazete de yayınlanan karara bile yalan onlar, inanmayın, yalan
yazıyorlar diyebilen zavallı kafa kesin inanacaktır, ancak bu ülkenin akıl,
mantık ve izan sahibi insanlarının inanmasını beklemek tam bir laf-ü güzaftır.
Buradaki mesele, faize karşı olma meselesi değil, ki
olmadıklarını faiz dünya gerçeğidir diye ifade etmişlerdi. Karşı oldukları
konu, yüksek faiz dir. Seçim öncesi piyasaların durgunluğu, çok değer
verdikleri konut sektörünün ve satışların durması meselesidir. Faizle bir
dertleri yok, yüksek faizin inmesini istiyorlar sadece. İnsin ki, piyasa
açılsın , seçime giderken vatandaşın kafasında soru işareti oluşmasın. Merkez
Bankası Başkanı nı hedefe oturtup, işin bir de sanki faize karşı mücadele
ediyormuş boyutu var ki, o da popülizmin tabiatı gereği şarttır.
Hükümetin bugüne kadarki uygulamalarına, hatta son birkaç
yıldakilere bile bakmak yeterli. Cep telefonlarındaki taksit yasağı mesela.
Fazla tüketimi önlemek için başvurulan bu yasaktan önce, vatandaş gelirine
bakmaksızın pahalı telefonları, sırf taksit marifetiyle alıyordu. Bu yasakla
bunun önüne geçildi. Ancak, yasağı son derece hassas uygulayan hükümet, her
nedense bankaların anında kredi vermesine ses çıkarmıyor. Taksitle en azından
vade farkı ödemeyen vatandaş, bankaların kucağına itiliyor, rantiye seviniyor.
Bir diğeri, devletin konut edinmek isteyenlere sözümona
yardım etmesi Bankada bir konut hesabı açıp oraya 5 sene boyunca ev tutarının
yüzde 20 si peşinatı biriktiren vatandaşa devlet yüzde 15 katkı sağlayacak. Kim
kazanır bundan 5 sene boyunca her ay kullanabileceği parayı garanti eden banka
tabii ki..
Bir diğer kıyak ise kira depozitolarıyla ilgili.
Kiracılar, bundan böyle kira depozitolarını ev sahibine vermeyip, bankaya
açtığı hesaba yatıracak. Bankalara yeni yeni müşteriler ve yeni yeni kaynaklar
aktarılacak yani. Kimin işine yarar bu Faiz lobisinin, bankanın, yani
rantiyenin!
Her sene 50 milyar lira faiz ödemekten gocunmayıp, hemen
her uygulamada rantiyeyi ihyadan kaçınmayıp, sonra çıkıp faiz lobisi
edebiyatı yapmak, gerçekten de ayıptır, günahtır.