Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Zulüm ile abat olanın ahiri (dünya ve ahireti) berbat olur…”
Zulüm ile başlayıp devam edenlerin sonu berbat olur…
İsrail ve yandaşı ABD gibilerin sonu berbat olacak…
Tarihteki zalimlerin sonu hep berbat olmuştur…
Bundan önceki üçüncü yazımızda demiştik ki; “Kur’an İsrailoğullarını anlatırken insanlık tarihini de anlatmış oluyor.” Dolayısıyla yazdıklarımız aynı zamanda insanlık tarihi açısından da anlaşılmalıdır. Bu anlayışla asırlardan beri olan gelişmeleri hatırlayalım… a) Gelişen sanayi nedeniyle ulaşım ve haberleşme son derece kolaylaştı. Gerek gidip gelmeler gerekse malların akışı son derece basitleşti. Bu sebeple Avrupa merkez olmaktan çıktı, insanlık kolayca birbiriyle irtibat kurdu. b) Gelişen dünya dolayısıyla üniversiteler dünyaya yayıldı, herkes teknolojiyi öğrendi. Dolayısıyla artık ham maddeyi Avrupa’ya satma ihtiyacı duyulmadı, kendileri üretip kendileri satmaya başladılar. Bundan dolayı Yahudi Sermayesi hakimiyetini kaybetmeye başladı. c) Sanayinin ve sosyolojinin gelişmesi ile kâğıt para bulundu, altın ve gümüş yokluğu ekonominin kurulmasını etkileyemez oldu. Bu sebeple her ülke kendi parasını basmaya başladı. Enflasyon oyunları ile dolar hakimiyetini sürdürmekte ise de artık bunun da sonu gelmekte, böylece Sömürü Sermayesinin sömürmesi son bulmaktadır. Artık aldatmacalarla yaşamak mümkün değildir. d) Siyonist Sermaye önce din sonra rejim kutuplaşmaları sebebiyle insanlığı emri altına almıştı. Müsbet ilmin gelişmesi ile ilim dinleri birleştirdi, dolayısıyla dinî kutuplaşma son buldu. Sovyetlerin yıkılması ile rejim kutuplaşmaları da son bulmuştur. Irak ve Suriye savaşları ile bu hedefe gidilmek istenmekte ise de bütün dünya ABD’ye karşı cephe aldı ama çatışmaya girişmedi...
Bu sebeplerden dolayı sermaye sömürüsü son bulmuştur. Ama sermayenin rolü devem edecektir. Bundan sonra bu sermaye daha çok bilgi ve teşkilat sermayesi olacaktır...
Bir devlet merkez olacak, bütün Yahudiler orada toplanacak, orası ilim ve ticaret merkezi olmaya devam edecektir. Yahudiler dünya ile ilişkilerini kesmeyecek, eski yurtlarında mal varlıkları olacak ve oralara gidip geleceklerdir. İbranice ve diğer önemli dilleri bildikleri gibi yerli dilleri de bilecek, böylece ekonomik merkez olmaya devam edeceklerdir. Bunun için internet ve benzeri haberleşme imkanlarına sahip olmak yeterli olacaktır...
Dünyada devletler oluşacak, devletlerin nüfusları 30 milyon ile 100 milyon arasında olacak, yeryüzünde 100 kadar devlet olacaktır. İleride bu sayı çoğalabilir. İsrail ise devlet olamaz çünkü Yahudilerin nüfusları devlet olmaya yeterli değildir. Yahudiler bir veya birkaç İslâm yani barış devletlerinin korumaları altında bağımsız bir bölge olacaktır...
İnsanlığın siyasi bir merkezi olmayacaktır. Bundan böyle üretim ham maddenin olduğu yerde yapılacaktır. Sermaye emek ile bilgi ve ham maddenin bulunduğu yere gidecektir. Ülkelerin hukuk düzeni içinde üretim yapılacaktır. Devletler üründen en çok beşte bir pay alacak, ondan sonra bütün malların, emeklerin, sermayenin ve bilginin hareketi tamamen serbest olacaktır. Uluslararası ticaret gelişecektir. Ham madde değil de “mamul madde” ticareti olacaktır. İşte sermayeye ve bilgiye burada ihtiyaç vardır. Bu hususta en tecrübeli ve kabiliyetli ulus Yahudilerdir, onlar oldukları yerde bu hizmeti yapacaklardır. Amerika’daki Sömürücü Sermayenin ömrü son bulmaktadır. Savaşlarla bunların iadesi mümkün değildir...
ABD’deki Sömürü Sermayesinin hedefi şudur: Ortadoğu’da küçük devletlerden oluşan birleşik bir devlet kurup o sayede dünyaya İsrail’i merkez yaparak bu hizmeti eski usulle yani Sömürü Sermayesi ile yapmak istemektedir ama bunda başarılı olamayacaktır...
Kur’an bunun böyle olmayacağını söylemektedir.
Sömürü Sermayesi Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de ve diğer ülkelerdeki savaşları kazansa bile oralarda huzurlu bir düzeni kuramayacak. Nitekim Filistin’de de huzurlu bir yönetim kuramamıştır. Bunun sonucu olarak ABD’de iktidar değişecek, Sermayenin hâkim olamayacağı bir yönetim gelecek ve ABD Ortadoğu’dan çekilecektir... (Devamı var…)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(6)Vatandaş - Yani "biz kitapta" kasdettiği tevrattır. ve iki isyan ve iki cezalandırılma gerçekleşmiştir. birincisi nabukatnezar ikincisi titus zamanındadır. İsra suresinin ayetlerine devam edecek olur isek 8. ayette ne diyor? "Umulur ki rabbiniz size acır. Ama eğer yine fesatçılığa dönerseniz biz de cezayı tekrarlarız. Biz cehennemi kâfirler için ebedî bir ceza yeri yaptık. (8)". Bize ne anlatıyor? bak tevratta (biz kitapta) böyle bildirdik eğer yine fesatçılığa dönerseniz burada kuranı kerim direk yahudilere sesleniyor ve gelecekten haber veriyor. Burada sayı vermiyor. "eğer fesatçılığa dönerseniz biz de cezayı tekrarlarız. Yani daha önce (nabukatnezar ve titus zamanında olan hadiseler) ne yaptık? Aynı şeyi tekrarlarız yani aynı şekilde ileride cezalandırılırsınız.
Vatandaş - Yahudilerin ikinci sürgünü ise roma imparatorluğu zamanındadır. Hz.İsa bunlara gönderilmiş Hz.İsayı Roma devletine şikayet etmişler roma bu işe karışmak istememiş hahamların baskıları ile carmıha gerilme cezasına çarptırılmıştır. Kuranı Kerime göre Hz.İsa Çarmıha gerilmemiştir. Onlar başka birisini çarmıha germişlerdir. Yahudiler bu bölgede fesat çıkarmışlar titus da bunların tapınaklarını yıkmış bunları sürmüştür. Yani ikinci sürgün de Milattan sonra 67. yılında Titus eli ile olmuştur.
Vatandaş - Ayetleri birlikte değerlendirdiğimizde 4. ayet ne diyor? "Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: “Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz.” Yüce Allah bunu bozulmamış tevratta bildirmiş. "Biz kitapta" bahsettiği bozulmamış tevrattır. Hahamlar bu ayeti tevrattan çıkarmışlar. "Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. (5)" Nabukatnezar bunları babile sürmüş evlerini ocaklarını ibadet yerlerini yakmış yıkmış. Babilde esir hayatı yaşar iken Pers İmparatoru Büyük kiros bunlara yardım etmiş bilikte Babillileri yenmişler tekrar Kudüsü yerleşmişler ve tapınaklarını tekrar inşa etmişlerdir.
Vatandaş - İsra suresine devam "Umulur ki rabbiniz size acır. Ama eğer yine fesatçılığa dönerseniz biz de cezayı tekrarlarız. Biz cehennemi kâfirler için ebedî bir ceza yeri yaptık. (8) Kuşkusuz bu Kur’an en doğru olana iletir; dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (9)
Vatandaş - Yahudilerin ikinci cezalandırılmasına gelecek olur isek. İsra suresinin başından itibaren okumamız (9. ayet dahil) gerekiyor. " Mûsâ’ya kitabı verdik ve “Benden başkasına güvenip dayanmayın” diyerek o kitabı İsrâiloğulları’na bir hidayet rehberi kıldık. 2 Ey Nûh ile birlikte taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Bilesiniz ki Nûh çok şükreden bir kul idi. (3) Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: “Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz.” (4) Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. (5) Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık. (6) Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik. (7)
Vatandaş - Yazarla aynı kanıda değilim. İsra suresi 104. ayetinde ne diyor? "Arkasından da İsrâiloğulları’na, “Yurdunuzda oturun! Âhiret vakti gelince hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz!” dedik.104. Bir önceki ayet ne diyor? "Derken Firavun onların ülkedeki varlığına son vermek istedi. Bu yüzden biz onu ve yanındakileri, hepsini denizde boğduk. (103)" Bu iki ayet birlikte değerlendirildiğinde Firavundan kurtulduktan sonra yurdunuzda oturun yani Hz.Musanın kendilerini götürdüğü yerde oturun. Biz sizi ahirette toplayıp bir araya getireceğiz. Oradaki lif kelimesi de ahirette toplanma alanında (yazarın söylediği) sıkı bir şekilde olabileceği gibi mezhep ve fırkalara bölünmüş (liflere) yahudileri bir arada toplayacağız anlamına da gelebilir. ama ahirette toplanma alanınde (hesaba çekilmeden önce) hepsini bir araya toplayacağız deniyor.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.