DANİMARKALI karikatürist, Sevgili Peygamberimizi terörist

kıyafetiyle çizdiğinde dünya Müslümanları ayağa kalktılar.

Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır... gibi bütün

il ve ilçelerimizde protestolar yapılmıştı.

Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Arap ülkeleri

ekonomik ambargoya başlamışlardı.

O günlerde Danimarka devlet başkanı olan Anders Fogh

Rasmussen, Başbakan olarak karikatüristin ardında durmuş ve iki milyar

Müslümanın hissiyatına hakaret edercesine savunma konuşmaları yapmıştı.

NATO ülkeleri baktılar ki İslam âlemine savaş açmayı göze

alabilen bir Başbakan var. Hemen onu NATO nun başına getirdiler. Türkiye, bir

kaç gün mırın kırın etti ve sonunda o da kabul etti.

Aktif siyasetin içinden gelmediğimiz için bu adama Evet

demenin ne anlama geldiğini, ileride nelere mal olacağını bilmiyorduk. Taviz

başladı mı sonu gelmez. Uçkur çözüldü bir kere.

Tavizin hemen arkasından İsrail in OECD ye alınması

istendi.

1961 yılında kurulan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği

Örgütü nün (OECD) kurucu üyesi olması nedeniyle İsrail in alınması için

üyelerin hepsinin Evet demesi şartı vardı. 1961 yılından 2010 yılına kadar

gelip geçen Demirel, Nihat Erim, Ecevit, Kenan Evren, Özal, Çiller, Necmeddin

Erbakan, Mesut Yılmaz ve 28 Şubatçılar tarafından alınmayan İsrail, 2010

yılında Türkiye nin Evet iyle OECD ye girdi.

Şimdi hedef, İsrail in NATO ya alınması.

Herhangi bir ülkenin NATO ya alınması için üye ülkelerin

hepsinin Evet demesi şartmış, Evet demezse alınamazmış.

Şimdi onun ön hazırlığı yapılıyor.

AK Parti sözcüsü kasırganın ön rüzgârını estirdi:

Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı, Türkiye nin dostudur. Dedi ve

destek için yazar-çizerler hazırlıklı olsunlar mesajı gönderildi.

Parti sözcüsünün sözü partiyi bağlamaması için o meş um

sözü söyledikten hemen sonra yani beş saniye sonra  Bunlar benim görüşümdür, partiyi bağlamaz

demedi.

Veya Parti başkanı tarafından uyarılmadıkça, partinin

sözü kabul edilir.

Enaniyyet, bencillik, ego hepimizde vardır. Oranda

farkımız vardır.

Allah (celle celalüh) her ne kadar Kur an ında Yahudi ve

Hristiyanları yönetici dost edinmeyin anlamında:

Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları (idareci) dost

edinmeyin. Onlar bir-birlerinin dostudur (idarecisidir.) Sizden kim onları (idareci) dost edinirse muhakkak o,

onlardandır. Allah zalim toplumlara yol göstermez. (Maide süresi ayet 52)

Buyursa da bazı aklı evveller, kendilerini daha akıllı

kabul ettiklerinden onları hem kandırırım, hem kendi çıkarlarım için kullanırım

havasına girer, dost görünür ve dost kazığını yedikten sonra Allah doğru

söylüyormuş deyiverir.

Bir kısmı da onlardan dost olmayacağını bildiği halde

şerlerinden, zararlarında korunmak için onların arasında fink atacağını haber

verir Rabbimiz:

Kalplerinde hastalık bulunanların Bize bir belâ

gelmesinden korkarız diyerek onların (Yahudi ve Hıristiyanların) arasında

koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih veya kendi katından bir

emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar. (Maide süresi ayet

53)

1988 yılında Kod adı Ebu Firas olan Ribhi Halloum isimli

Filistinli bir siyasi, Filistin Ankara temsilcisi olarak Belgelerle Filistin

isimli bir kitap yazar ve 1988 yılında yayınlar. Kitabın sunuş yazısını Bülent

Ecevit yazar. O kitapta tarih ve yer bildirerek sözleşme metinlerini yazarak

İsrail in yüzlerce imza attığı hiç bir sözleşmeye uymadığını, Birleşmiş

Milletler huzurunda attığı imzalara bile uymadığını belgeleriyle yazar. Kendi

peygamberlerini öldürenlerden ne hayır gelir

Rabbimiz bunları haber verirken:

Sözlerini bozmaları, Allah ın ayetlerini  inkâr etmeleri, haksız yere nebileri

öldürmeleri  ve Kalplerimiz kılıflıdır

demeleri sebebi ile lanet ettik. Hayır, onların küfürleri sebebiyle Allah,

kalpleri üzerine mühür vurmuştur. Onlardan ancak çok azı  iman ederler. (Nisa süresi ayet 155)

Ama günümüzdeki Siyonistler, peygamber öldürmüyorlar

Denebilir.

Bize göre İsa aleyhisselamı öldürmeye teşebbüs ettiler

ama öldüremediler.

Kendi kültürlerine göre Hıristiyan kültürüne göre

öldürdüler ve bu öldürmeden de bu gün yaşayanlar pişmanız, atalarımız yanlış

yapmış diyen tek Yahudi yok.

Ama Alemlere Rahmet Peygamberinin ümmetlerini beşikteki

çocuk dahil öldürmeye devam ediyorlar.

Açları doyurmak içim ekmek götüren yardımseverleri

öldürme davası da devam ediyor. Yirmi milyon verelim bizi dost kabul edin

diyorlarmış.

Size, o şehitleri öldüren, Filistin de bugüne kadar

binlerce Müslümanı katleden katil siyasilerle komutanlarınızdan on tanesini biz

seçelim ve öldürelim sonra da size iki yüz milyon dolar ödeyelim desek siz ne

dersiniz.

Parti sözcünüz çıkıp Türkiye devleti ve halkı bizim

dostumuzdur der mi