13 Kasım 1980’de İstanbul’da rahmet-i Rahman’a kavuşan gönüllerin sultanı Mehmet Zahid Kotku'nun vefatının sene-i devriyesi...

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, “görünmeyen üniversite” olarak da nitelendirilen İskenderpaşa’da binlerce öğrenci yetiştirdi.

Üstün ahlâk ve faziletiyle tanındı.

Hocaefendi, hayatına imam-hatiplik yaparak devam etmiş, en son Fatih İskenderpaşa Camii’nde görev yapmıştı.

Dini konularda birçok önemli eserler bıraktı.

***

Mehmet Zahid Kotku Efendi, 1897’de Bursa Kaleiçi’nde Türkmenzâde Çıkmazı’ndaki 19 numaralı evlerinde doğdu.

Soyadı ‘mütevazı’ anlamına gelen ‘Kotku’dur. Babası ve annesi Kafkasya’dan (Şeki) göç etti.

Şeki, ahalisi Müslüman olan ve Azeri Türkçesi konuşulan bir yerdi.

Babası İbrahim Efendi, Hz. Peygamber (S.A.S.) sülalesinden gelen bir seyyid. Bursa İzvat köyünde vefat eden ehl-i tarik bir zattı.

Mehmet Zahid Efendi, ilk mektebi Oruçbey İbtidaîsi’nde okudu. İdadîye devam etti. Bursa Sanat Mektebi’ne girdi.

1. Dünya Savaşı sırasında 18 yaşlarında askere gitti. Üç sene sonra da İstanbul’a döndü.

1917’li yıllarda Gümüşhaneli Dergâhı’nda Ömer Ziyâüddîn Efendi’ye intisap etti.

27 yaşındayken tarikat hilâfetnâmesinin ardından Râmuzü’l-ehadîs, Hizb-i âzam ve Delâilü’l-hayrat icâzetlerini aldı.

Bâyezîd, Fatih, Ayasofya medreselerinde derslere devam etti. Hafız oldu. Hocasının emri ile köy ve kasabalarda dinî hizmetler ifa etti.

Tekkelerin kapanması üzerine Bursa’daki İzvat köyüne döndü. Merhum babasının camisinde 16 sene imamlık yaptıktan sonra 7 yıl da Bursa Üftade Camii’nde imamette bulundu. 1952 senesine kadar burada hizmet etti.

Abdülaziz Bekkine Efendi’nin irtihali üzerine (Aralık 1952) İstanbul Unkapanı Bulvarı’na nazır Ümmü Gülsüm Camii’nde vazifesine devam etti.

NASIL BİR ŞAHSİYETTİ, M. ZAHİD KOTKU HAZRETLERİ?

“Mehmet Efendi, uzunca boylu, şişmanca, heybetli, beyaz tenli, dolgun pembe yanaklı, uzunca ak sakallı, geniş alınlı, aralıklı kaşlı, irice başlı, gül yüzlü, sevimli, alımlı ve etrafındakileri cezbeden bir kimseydi.

İlk gördüğünüzde içinizde büyük bir hürmet ve muhabbet doğardı.

Tasarrufuyla sizi tutardı. Tek nazarda koyu kestane renkli görülen fakat dikkatle bakılması imkânsız esrarlı ve derin manalı gözleri vardı. Halen tasarruflarına şahit olanlar mevcuttur.”

Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan, Hocaefendi’yi şöyle tarif eder: “Öyle mütevazı bir kimseydi ki ananevî kıyafetle gezer, mesela evde entari giyerdi. Dışarıda şalvar giyerdi. Halk telaffuzuyla konuşurdu.”

Tevazuyu jestleriyle öğretti.

Şeyhlik tavrı takınmaz, bir arkadaş intibaı verirdi. Vefa timsaliydi, hafızası çok kuvvetliydi. Her hali Peygamberimize (S.A.S.) benzerdi.

Ele aldığı kimseyi yolda bırakmazdı.

Çok cömert olan Hocaefendi’nin kapısı herkese açıktı.

Hayatı insanları eğitmekle geçti.

İskender Paşa Camii’nde, Pazar günleri ikindiden sonraki Râmuz sohbetlerinde cami dolardı. Son zamanlarında bu dersleri damadı Esad Coşan Hocaefendi’ye yaptırıyordu.

Sohbetlerinde neler yapılması gereği üzerinde dururdu. İslâm’ın hayata geçirilmesini basit formüllerle verir, haliyle örnek olurdu.

Gençleri ilme ve öğrenmeye teşvik etti.

Mehmet Zahid Kotku Efendi, yabancı dili kendi memleketimizde öğrenmemizi isterdi. Kur’an ve sünnete uymayan tasavvufu kabul etmezdi.

Kimseye yük olmaya rıza göstermezdi. Hacca gidenlere, “Cebinizi para ile doldurun, kimseye yük olmayın” diyordu.

***

Cenaze namazı 14 Kasım 1980 Cuma günü, İstanbul Süleymaniye Camii’nde ‘muhteşem, mahzun, vakur ve edepli büyük bir cemaat’ tarafından kılınarak, mübarek vücudu Kanunî Sultan Süleyman Türbesi’nin arkasında, kendilerinden feyiz aldığı hocalarının yanındaki istirahatgâhına defnolundu. Allah (C.C.) rahmet eylesin. Mekânı cennet, makamı âli olsun.

Zahid Kotku Erbakan

ERBAKAN HOCA, RECAİ KUTAN, TEMEL KARAMOLLAOĞLU...

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, İslam’a, insanlığa, memlekete, ülkesine, topluma, vatana hizmet eden öğrenciler yetiştirdi.

İskenderpaşa’da kimler yetişti, kimler…

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, 1 Ekim 1958’de İskender Paşa Camii’nde göreve başladı.

Gümüşhanevî Dergâhı’nın devamı olan İskenderpaşa Cemaati adeta ‘görünmeyen üniversite’ oldu, oradan yakın dönemin pek çok ilim, fikir ve siyaset adamı yetişti.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Fehim Adak, Turgut Özal, Recai Kutan, Korkut Özal, Cevat Ayhan, Ahmet Tekdal, Temel Karamollaoğlu, Nevzat Yalçıntaş gibi siyasetçiler bunlardan bazıları…

***

Önceki gün, İskenderpaşa Camii'ne gittim.

İstanbul'un hemen her yeri harman yeri gibi, patates tarlası gibi kazılmasına rağmen...

Şükür ki, Fatih bölgesinin çoğu yeri eski halini korumakta...

Binaların deprem riski sebebiyle yeniden inşası ya da zorunlu değişikliklerden söz etmiyorum, elbette... Yapılması gereken yapılacaktır, o ayrı mesele...

Fatih'te değişmeyen bölgelerden biri de İskenderpaşa Camii ve çevresi...

1980'li yıllarda neyse şimdilerde de neredeyse aynı...

Feyzullah Efendi Sokak'tan girdiğinizde aşağı doğru yürüyorsunuz, uzun yıllar Seha Neşriyat ve Hicret Yurdu olarak hizmet veren binayı geçiyorsunuz, yol çatallaştığında sağı takip ettikten sonra tekrar bir sağ yapıyorsunuz ve karşınızda muhteşem varlığı ile İskenderpaşa Camii...

Yani, görünmeyen üniversite...

Dediğim gibi nice muhterem büyüklerimiz yetişti bu dergâhta!

Ülkesini seven, devletini seven, milletine hürmet gösteren, ülkesinin refahı ve saadeti için, kalkınması için gecesini gündüzüne katan büyüklerimiz...

Cami avlusunda biraz oturup tefekkür ettim...

İşte şurada, şadırvanın oturaklarında oturup Mehmet Zahid Kotku Hazretlerinin Hadis derslerini dinledim...

İşte şurada, şadırvanın oturaklarında oturup Mahmut Esad Coşan Hazretlerinin Hadis derslerini takip ettim...

Her ikisinden de Allah (C.C.) ebeden razı olsun...

Her iki isme de Allah'tan (C.C.) rahmet diliyorum...

Adnan Oksuz 1