Eserin adı; “Osmanlının Son Döneminde Yahudi Soykırımı ve Ermeniler”

Yazarı: Prof. Dr. Türkkaya Ataöv.

TBMM Yayınları’ndan, 2021 yılında çıktı.

Kitapta önemli satırlar var. Bakalım mı;

* “Pers Kralı, Yahudilerin Kudüs’e dönmelerine ve orada tapınaklarını yeni baştan inşa etmelerine izin verdiyse de, Yahudilerin iman ettikleri tek, rakipsiz ve herkes için geçerli Tanrı düşüncesi eski Mısır, Babil, Yunan ve Roma kültürleriyle çatıştı. Büyük ölçüde monoteizme ve Musa’nın On Emrine dayalı Yahudi ahlâk kavramları öteki grupların anlayışlarından farklıydı. Bu bağlamda, bir havraya İmparator Kaligula’nın heykelini koymayı reddettikleri için Yahudilerin M.S. 38 yılı gibi çok eski bir tarihte İskenderiye’de boğazlandıklarını anımsamak gerekir.”

* “Haçlılar Filistin’e doğru yöneldiklerinde Mainz, Worms ve Cologne gibi Rheinland bölgesi kentlerindeki tüm Yahudi yerleşimlerini yerle bir etmişler, insanları katletmişlerdi.”

* “Osmanlı İmparatorluğu’ndaki uygulamadan çok farklı olarak, Batı Avrupa Yahudileri, uzun bir süre, içinde güvensiz barındıkları ülkelerin ekonomik yaşamlarının organik bir parçası olma eğiliminde değildiler. Çoğu kez, toprak edinmeleri yasaklanmıştı ve el sanatlarının da dışında tutuluyorlardı. Hükümet kapılarının kendilerine kapandığını gören Yahudiler ticaret yaşamı içine gitgide daha fazla girerek faizcilikle geçinmede de ön safta görününce, bu kez de, yeni suçlamaların hedefi oldular. Faizcilik neredeyse Yahudilerin tekelinde kaldı… Dördüncü Lâteran Konseyi, Yahudilerin giysilerinin üstünde sarı bir işaret taşımalarını emretti.”

* “Almanya antisemitizmin kol gezdiği tek ülke de değildi. Fransa’da Fransız Devrimi'nin meyvelerinden Yahudilerin yararlandığına ilişkin inanç yerini onların Hıristiyan kültürünü yok etmeyi tasarladıkları suçlamasına bıraktı.”

* “Çarlık Rusya'sında da, özellikle 1881’den sonra, yaşamı Yahudiler için çekilmez yapan ve Rusça pogrom denilen yıkım eylemleri vardı. Aslında, ilk pogrom Odessa’da 1871’de olmuştu. Rus tarihinde önemli bir yıl olan 1905’te Yahudi mağaza ve evlerine saldırı biçiminde 700 pogrom gerçekleşti. Çarlığın siyaseti şöyle özetleniyordu: “Yahudilerin üçte biri göçüp gitmek zorunda kalacak; üçte biri daha ölüp gidecek; geri kalanı da Yahudilikten vazgeçecek.”

***

Prof. Dr. Türkkaya Ataöv’ün eserinden ortaya çıkan gerçek şudur;

* Yahudiler, tarihleri boyunca dünyanın hemen her bölgesinde dışlandılar, öldürüldüler, sürgüne gönderildiler!

* Hatta tanınsınlar diye kimi ülkelerde giysilerine sarı işaret konuldu! Biliyorsunuz, sarı işaret, ‘tehlikeli’ manası içermektedir…

* Kendileri dışındakileri insan olarak görmeyen, dünyanın farklı bölgelerinden sürülen bu kavim, şimdilerde tüm zamanların en büyük soykırımına imza atıyor.

Ancak, zulüm sonsuza kadar devam etmez… Etmeyecektir…

YAHUDİLERİ ZULÜMDEN KİM KURTARDI?

İki sene önce TBMM Yayınları arasında çıkan “Osmanlının Son Döneminde Yahudi Soykırımı ve Ermeniler” isimli eserde yer alan önemli tarihi gerçeklerden biri de,Yahudilerin uygulanan baskılardan nasıl kurtulduğudur. Okuyalım;

* “Yahudilere karşı olan yasalar Alman işgali altındaki topraklarda oturan ama Yahudi “kanı” taşıyan herkese eşit olarak uygulanıyordu. Nazi antisemitizmi belirli bir din grubuna mensup altı milyon kadar insanın bütünüyle ortadan kaldırılmasına dönüştü.”

* “Teuton kökeni yalnız mavi gözlerinde gözüken Hitler, iktidarı alır almaz gerçek onun için “ulusal düşmanlar”a ilişkin düşünceleriydi. Yahudilere karşı şiddet eylemleri aniden yeni bir hız kazandı. Yahudi memurların işlerine son verilmesi yaşamın tüm alanlarından sistemli biçimde çıkarılmalarını başlattı. Yasanın “Aryan paragrafı” sanatçılar, doktorlar, diş hekimleri, kimyagerler, hukukçular, gazeteciler ve ötekilere karşı artan ölçüde kullanılmaya başlandı. Okul kapıları Yahudi çocuklarına daha da fazla kapandı.”

*“Yahudilerin derneklere ve kulüplere girmeleri yasaklandı. Halka açık banyolarda, parklarda ve barlarda görünmeleri sık sık önleniyordu. Yahudilerin yapıtları kütüphanelerden, galerilerden, tiyatrolardan ve konser salonlarından kaldırıldı. Adları şehitliklerdeki şeref listelerinden silindi. Yahudilerle Aryanlar arasındaki evlilikler de yasaklandı. Yasaya karşın böyle bir nikâh birleşmesi yer aldıysa, tören yurt dışında yapılmış olsa bile geçerli olmayacak ve hapisle cezalandırılacaktı.”

* “Antisemitizmle taban tabana zıt olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde Yahudilerle Müslümanların birlikte yaşamalarının beşyüz yılı aşkın bir tarihi vardır. Bu birlikteliğin ihanet ya da baskıyla zedelenmediği ileri sürülebilir. Uluslararası niteliği olan 500. Yıl Vakfı, Avrupa Engizisyonundan kaçan Yahudilerin yığınsal biçimde Osmanlı topraklarına göçmelerinin 500’üncü yıl dönümünü (1492-1992) kutlamıştır.”

* “Almanya’daki rejimin peşlerine düşmesinden yedi yüz yıl önce, İngiltere ve Fransa’da dışlanmışlar ve nihayet İberya Yarımadası'ndan (1492) atılmışlardı… Onlara kucak açan Osmanlı İmparatorluğu’nun Müslüman Türk padişahlarından başkası değildi.”

* “Yahudi profesörler de dâhil olmak üzere, birçok Alman aydını da İkinci Dünya Savaşı’ndan önce ve o savaş yıllarında Nazi baskısından kaçarak Türkiye’ye sığınmıştır…”

***

Tam da burada sormak gerekiyor;

* Ey Siyonistler! Ey Yahudiler! Kıskaca alındığınız o zor zamanlarınızda sizi kurtaran ecdadımıza bu ihanetiniz nedir?

* Osmanlının hâkimiyetinde asırlarca sulh ve barış hâkim olan, bir İslam coğrafyası olan, Müslümanlara ait Filistin topraklarında ortaya koyduğunuz bu zulüm, soykırım nedir?

Bu alçaklığın, bu kahpeliğin hesabı bir gün sorulur elbet… Yakındır o günler…

YARALI CEYLAN KUDÜS! 

Kan damladı bahara 

Çıkamadık sabaha 

Katledildik hepimiz 

Gönderildik Allah’a 

*** 

Filistin’de bir gece 

Çözülmedik bilmece 

Kan kusuyor uçaklar 

Zulüm var Yahudice 

*** 

Ocaklar söndü bugün 

Yürekler yandı bugün 

Bombalanır vatanım 

Yahudi yapar düğün 

*** 

Aksa’ma kan düştü 

Bedenden can düştü 

Koparıldı güllerim 

Toprağa civan düştü 

*** 

Kanayan damar benim 

Kavrulur masum tenim 

Kurşunlanır yavrular 

Parçalanır her yerim 

*** 

Kanım toprağa damlar 

Yere serilir canlar 

Anneler figan eder 

Hüzün taşır babalar 

*** 

Yaralı ceylan Kudüs 

Kıyam et davran Kudüs 

Esaret bitsin artık 

Haydi, kalk canlan Kudüs 

*** 

Bu toprak bu can bizim 

Bu ana bu yâr bizim 

Al silahı eline 

Kurtulsun Filistin’im. 

(Yavuz Mercan)