Siyasi iktidarın en çok eleştirildiği ve fiyaskoya

uğramakla suçlandığı alan olan dış politika ilginç gelişmelere sahne oluyor.

Başından beri ABD ve AB ekseninde yürütülen dış politikanın yanlışlığı ve

İsrail le kamuoyu önünde kriz görüntüsü verip perde arkasından dozajı sürekli

yükselen bir yakınlaşma haliyle eleştirildi bugüne kadar. Siyasi iktidar da

sürekli olarak doğru yaptığını söyleyip gelen eleştirilere hiç kulak asmadı.

Kulak asacak olsalar, yanlış yaptıklarını kabul

edeceklerini düşündüler galiba. İlginçtir ki, son dönemde birden bire bir

özeleştiri tavrına büründüler. Elbette ki bu özeleştiriyi yaparken yanlış

yaptık demiyorlar da, yanlış yapılmış gibi suçu birilerinin üstüne atan bir

tavra sapıyorlar. Bunun adı Şark kurnazlığıdır işte.

Bir yandan ABD ile ortak çıkarlara sahip olduğumuzu

dillendirip., öte taraftan da Türkiye nin terörist saydığını ısrarla dost

sayan müttefikimize ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Bu bir dış politika mıdır,

yoksa politikasızlığın, günlük politikaların dışavurumu mudur

2003 te Irak ın işgali tezkeresi için çaba harcamak, o

işgale aleni bir destek değil miydi Bugüne dek bu politikanın yanlışlığından

dolayı bir pişmanlık duyduk mu Ortada 15.-2 milyon ölü, milyonlarca hayatı alt

üst olan insan, harap olmuş, parçalanmış bir ülke gerçeği varken bile bu

özeleştiri yapıldı mı Yapılmadı.

Bugün, ilginçtir, Hükümet Sözcüsü çıkıp dış politikada

rota değişikliği zarureti var diyor. Bunu söylerken, yanlış yaptık demiyor,

değişikliğe gerekçe olarak değişen koşulları gösteriyor. Zaten özeleştiri yapar

gibi görünenler de bunu söylüyor. Yanlış yapıldı derken de günah keçilerine

suçu atıyorlar halihazırda.

Rota değişikliği gerek demek, bugüne kadar izlenen

rotanın yanlış olduğunu doğrulamaz mı Nitekim Türkiye nin Suriye politikasının

iflas ettiği de ayan beyan ortada değil midir Burada hatayı kabul etmek

varken, sanki 15 senedir iktidarda değilmiş de daha dün göreve gelmiş pozlarına

girmek halkı kandırmak değil midir Bu samimiyetsiz durum bile, çizilecek yeni

rotanın da aynı başına buyruk ve Şark kurnazı kafanın eseri olacağını göstermez

mi

Daha birkaç sene öncesine kadar 1 Mart tezkeresindeki

siyasi iktidarın tavrını ve tezkere çıkmadığı halde İncirlik üssünün ABD ye

kullandırılmasını en sert şekilde eleştiren bugünün Hükümet Sözcüsü, neden

birkaç sene önceki sözlerini hatırlamaz peki Bugün rota değişikliği şart

derken, aslında dün kendisinin eleştirdiği hususların doğrulandığının farkında

değil midir yoksa

Hükümet sözcüsü, Biz istesek de her sorunu çözebilecek

gücümüz de yok, her sorunu çözebilme imkânı da yok diyor. Burada şu soru akla

gelmiyor mu Dış politikada hangi sorun çözümlendi Veya daha da

basitleştirelim, hangi konuda başarısız olunmadı Anlaşılan o ki, temelsiz

özgüven aynen sürüyor.

Hükümet sözcüsü ayrıca, vize serbestisi meselesinin

pozitif manada çözümlenmesini, bunun Türk dış politikasını ciddi şekilde

etkileyecek bir husus olduğunu söylüyor. Demek ki, AB ye dair kurulan düşlerin

önemli noktalarından birisi vize serbestisi . Avrupalılar açıkça ve alay

edercesine Türkiye nin AB ye girmesi hayal dediği halde manasız ısrar sürecek

ve kapıda beklemeye devam edeceğiz demek.

Ve gelelim İsrail e Hükümet sözcüsü, İsrail le

ilişkilerin normale dönmesi ile ilgili olarak Gazze ablukasının

hafifletilmesi, azaltılması, kaldırılması, artık ne derseniz deyin, buradaki

ısrarımızı sürdüreceğiz diyor. İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden

pazarlanması meselesine değinmiyor bile. İsrail le ilişkilerin

normalleşme sinden de rahatsız değil demek ki siyasi iktidar.

Rota değişebilir ama zihniyet aynı olduktan sonra

gidilecek o yolda yol olmayacak, anlaşıldı.