Yaşamak yorulmak için yeterli bir sebeptir. Allah için yaşayan yorulmaz derler. Külliyen yalan… Asıl Allah için yorulursun. İnsanların Allahsızlığına bulaşmaktan korktuğun için yorulursun. Kan dökmesi ve fitnesi ile anılanlardan olmaktan yorulursun. Kalbinin karaya çalması ile yorulursun. Batıla uyanlara uymamaya çalışırken yorulursun. Seher vakti kavuşamadığın, yere basmaktan yorulursun. Gazze’de doğamamaktan yorulursun. İslam coğrafyasında bu kadar ucuzken, şehadet nasip olmazsa son nefeste dahi yorulursun.

Utanmasalar “düşünmek hakkını elde bulundurmak” diye başlayacaklar şiirlere… Delirmenin kıymetinin anlaşılmadığı dönemlerde, akıl üzerine idealar kuranlar görürsün. Ömürleri boyunca o kıt kanaat akıllarının sınırları içerisinde yaşamaya çalışırlar. Önce onların çocuklarına üzülerek yorulursun. Sonra beşer olduğunu hatırladığın için yorulursun. Onlar gibi kendi aklını, Allah’ın iradesinden üstün görebilme ihtimalini düşünür, bir daha yorulursun. Evler yıkılır. Organizasyonlar yapılır. Canlar yitirilir. Bakan ama göremeyenlerle aynı tabutu paylaştığın için yorulursun. Doğanın muazzam tasarımını, doğanın kendinden bilen nasipsizler ile aynı doğayı paylaştığın için yorulursun.

Yoksunluğunun, yoksulluğunun, maddenin derdine, Allah’ı unutursam diye düşünerek yorulursun. Karanfil kokulu mahallelerden geçerken, borcun harcın gamına kederine düşer de şükretmeyi ihmal edersem endişesi ile yorulursun. Ayağına bankaların çamuru pisliği bulaşır korkusu ile yorulursun. Faizli sevinçler satın alıp, azap ile geri ödemekten korktuğun için yorulursun. Allah merhametinin tecellisi olan annelerin, kapitalizme ibadet etmeye başlamasından korktuğun için yorulursun. Tüketerek tükenen nesiller yetiştirmekten korktuğun için yorulursun. Kur’an-ı Kerim alırken dahi rengine bakan Müslümanlar gördüğün için dertten kederden yorulursun. Yaşamı ve ölümü ancak “madde” için olan vahşi insancıklarla aynı göğe baktığın için yorulursun.

Mutlu olmak için dünya zevklerine dalanlar, yüz farklı harama bulaşanlar karşısında, üzüntüden yorulursun. Mutlu olamadıklarını gördüğünde, Gazali’yi tanımadıkları için bir de onlar adına yorulursun. İslam kimliğinin yitirilmesi, modernizmin sapkınlığının artması neticesinde, gencecik delikanlıların kızcelerin köpekler gibi havladığını görünce yorulursun. Tamamen zinaya meyilli bir zihin dünyasına sahip binlerce gençle tanışınca çok yorulursun. Allah için yorulmanın faydalarını doğru anlatamadığımız için, dünya için yorulduğunda intihar eden gençleri görünce daha çok yorulursun.

İnsanlar yorulur. Müslümanlar yorulur. Hatta dünya üzerinde en çok Müslümanlar yorulur. Çünkü Müslümanlar ev sahibidir. Diğerleri işgalci misafirler… Bu yüzden Müslümanlar; Yahudilere karşı cihat ederler. Hıristiyanlara karşı cihat ederler. Hindulara karşı cihat ederler. Ateistlere karşı cihat ederler. Sekülerlere karşı cihat ederler. Fasıklara karşı cihat ederler. Münafıklara karşı cihat ederler. Allah için dosdoğru yaşamayan herkes ile cihat etmek zorunda olan Müslümanlar yorulur. Sadece dış düşmanlara karşı cihat etmez Müslümanlar… Müslümanlar en büyük cihadı nefislerine karşı verirler. Ahir zamanda, Allah’a kul olmaktan öte bir yol yordam tutmamak için çırpınırlar. Kuş gibi çırpınan Müslümanlar yorulurlar.

Korkulması gereken, yorulmak değil. Allah için yorulmamaktır. Dünya, Allah’ın kulu olduğuna iman edenler, iddialarını ispatlamaya çalışırken yorulsunlar diye yaratılmıştır. Buna karşın ebedi olarak dinlenebilecekleri cennetler vaat edilmiştir. Denklem çok basit… Bu dünyada Allah için yorulmayanlar, öte tarafta çok yorulacaklar.

Yaşasın Müslüman yorgunluklar!