Bin nasihatin öğretemediğini, bir cenaze töreni öğretebilir. Bin kıymet bilmeyişin bedelini, bir deprem ödetebilir. Bin teorik konferansın öğretemediğini, bir sapkın İsrail öğretebilir. Seven sevileni terk ederek, sevginin manasını öğretebilir. Normalde de aç kalan insanlar ancak Ramazan’ı idrak edebilir. Bir öğretmen öğretemediğinde, bir imam dert dinleyemediğinde, bir doktor hastayı hayata döndüremediğinde, öğrenmenin önemini kavrayabilir. Çünkü öğrenmek, çekilen acıların bir sonucudur. Acı yoksa idrak yok.

Sevmek için eğitmek mi gerekir?

Eğitimde sevgi mi, disiplin mi tercih edilmelidir? Fazlasıyla klişe bir tartışmadır. Her şeyden önce soru yanlış… Kepçe mi daha iyi kazar, kamyon mu? Yahut anne mi daha çok sever çocuklarını, baba mı? Elma mı daha güzeldir, armut mu? Tarzında saçma sapan bir soru aslında… İşlevi farklı olan yahut kişiden kişiye değişebilecek olan öznel yargılar üzerinden kanun çıkarmaya çalışıyoruz. Hem de eğitim kanunu…

Bize göre sevgi zaten insanlığın olmasa da, Müslümanlığın olmazsa olmaz bir gereğidir. Bunu eğitim veya beslenme gibi spesifik branşlar üzerinden tartışmak dahi başlı başına hatadır. Biz yaratılanı, yaratandan ötürü zaten severiz. Ama eğitim başka bir şeydir. Eğitim sevmekten, sevilmekten, sevdirmekten kaynaklı muhabbet zemininde başlar. Doğrudur. Ama bu sevgi pıtırcığı hali eğitimin bir süreci değildir. İlle de eğitimi sevgi kavramı ile bağdaştırmaya kalkacak olursak, şunu söyleyebiliriz. Eğitim; sevilen, değer verilen şey için, birçok acı göze alınarak tabi olunan katı bir süreçtir...

Eğitimde merhamet, vatana ihanettir

Eğitimin her türlüsünde gereksiz merhamet, sürece zarar verir. Çocuk eğitiminden örnek verelim. Markete girdiğinizde çocuğuna bir çikolatayı sen al. Bunun adı merhamettir. İkinciyi almasına da izin verme. Bunun adı eğitimdir. İkinci çikolatayı almış olsaydın, bunun adı ihanet olurdu. Her markete girdiğinde sınırsız çikolata alabilen çocuklar doyumsuz büyür. Orta yaşlara geldiklerinde doyumsuz fıtratlarından dolayı para için adam öldürebilirler. İşte bu yüzden eğitimde merhamet vatana ihanettir. Akademik başarılardan örnek verelim. Fuat Sezgin ile 82 yaşında röportaj yapıyorlar. “Hocam günde kaç saat çalışıyorsunuz” diyorlar. “Bu aralar tembellik yapıyorum, günde 12 saat çalışıyorum” diyor. Aziz Sancar, günde 18 saat çalıştığını ifade ediyor. Bu adamlar bir şeyleri başarır tabii… Bizim anne babalarımız, yarım saat çalışan çocuğa dinlenmesi için kek, meyve suyu götürüyor. İşte bunun adı da ihanettir…

Sadece bu konular için değil… İsterse bir yemek tarifi olsun… İsterse bir spor yahut sanat dalı olsun… Eğitim, disiplin işidir. Eğitim, düzen işidir. Eğitim, sorumluluk bilinci gerektirir. Eğitim, fedakârlık gerektirir. Eğitim, süreklilik ile sonuca ulaşır. Kişi, sınırların zorlanması ile gelişim sağlar. Çünkü öğrenmek, çekilen acıların bir sonucudur. Nasıl yani insanlar güzel güzel, tatlı tatlı, sempatik sempatik, şirin şirin hiçbir şeyi öğrenemez mi? Öğrenemez. Çünkü insan hata yapar. Her konuda her zaman hata yapar. Hataların irili ufaklı acı bedelleri eğitim sürecinin bir parçadır. Öğreten, o acının ta kendisidir. Acı olmadan, sıkıntı çekmeden, yorulmadan, sıkılmadan, bıkmadan, usanmadan, tükenmeden öğrenme yok. Hele başarı hiç yok…

Siz gaddar mısınız?

Niye siz gaddar değil misiniz? Sözde çocuğunu çok sevdiğin için her isteğini karşılıyorsun ya… Yaptığı yanlışlara onu çok sevdiğin için göz yumuyorsun ya… Limitleri zorlayacak harcamalar yapmasına izin veriyorsun ya… Sonra bir ölüyorsun… Senden sonra o çocuğa bir daha hiç kimse bu toleransları tanımıyor ya… Hayat; o beceriksiz, şımarık, ahlaksız çocuğun ağzını burnunu kırıyor ya… Bir daha düşünün bakalım… Müslüman olsun olmasın, örnek denebilecek tüm adamların, hanımların hayatlarında katıksız disiplinli bir eğitim olduğunu dile getiren biz mi gaddarız? Çocuğunun (sözde çok sevdiği için) Allah vergisi tüm hayatta kalabilme kabiliyetini körelterek, ilk rüzgârda yerle bir olmasına sebep olan siz mi gaddarsınız?

Niye siz gaddar değil misiniz? Okulunuzda dersinizde, terbiyesizlik saygısızlık yapan çocuğu; merhamet, umursamazlık veya ailesinden korkunuzdan dolayı cezalandırmadan görmezden geldiniz ya… Hırsızlık yapan, zina eden veya madde kullanan çocukları yine aynı sebeplerden idare ettiniz ya… Sonra o çocuklar büyüdüler ya… Milletin malına, mülküne, ırzına, namusuna, canına musallat oldular ya… Bir daha düşünün bakalım… Seviyorsanız disiplin uygulayın, diyen biz mi gaddarız? Yoksa küçükken başını ezmediğiniz yılanların, birçok masuma zarar vermesini seyreden siz mi gaddarsınız?

Niye, siz gaddar değil misiniz? Derneğinizin, vakfınızın, cemiyetinizin yahut başka bir sivil toplum kuruluşunun yani “hakkın” kural kaidelerine zarar veren kişileri sevdiğiniz için veya farklı sebeplerden idare ediyorsunuz ya… Sonra o adamlar, hanımlar yaptıkları hataların bedellerini ödemediği için daha büyük hatalar yapıyorlar ya… Sonra o kıyamadığınız kişiler yüzünden derneklerin, vakıfların, cemiyetlerin adı; hırsıza, yolsuza, ahlaksıza, namussuza, omurgasıza çıkıyor ya… Bir daha düşünün bakalım…

Haramı helali keskin konuşalım diyen biz mi gaddarız? Yoksa kâh gafletinden, kâh menfaatinden ya da ihanetinden Rabbin temsil edildiği vakıf kültürünü bitiren siz mi gaddarsınız?

Hasılı

Eğitim konusu kallavi bir konudur. Değil 2-3 sayfalık makale, milyonlarca sayfa yazılsa izahı mümkün değildir. Ancak şu yadsınamaz bir gerçekliktir. Eğitimde merhamet vatana ihanettir. Bu bağlamda şimdi vereceğimiz klas formülü tüm eğitim alanlarında tüm yaş grubundaki insanlara uygulayabilirsiniz. Çok kere denendi. Tescillendi.

Formül: Normal zamanda çok sevin muhatabınızı, ona karşı çok iyi davranın. Bu Müslümanlığın merhametinden, şefkatindedir. (Umulur ki Allah da bize merhamet etsin.) Ancak muhatabınız, hata olduğundan emin olduğunuz bir hata yaptığı zaman, net olmaktan, gerekirse gaddar olmaktan çekinmeyin. Net bir şekilde uyarın. Gerekirse bedel ödetin. Bu da eğitimin gereğidir. Bu durumda karşıdaki kişi sizi sevdiği için, uyardığınız konularda kendini düzeltmek için çaba sarf edecektir Allah’ın izniyle…

İnsanlarla uğraşmak çok zor… Allah yardımcımız olsun… Allah’a emanet olunuz.