Haram şirkti. Haram kul hakkıydı. Haram kamu/vakıf hakkıydı. Haram yetim hakkıydı. Haram faizdi. Haram zinaydı. Haram yalandı. Haram dolaylı yoldan kötü alışkanlıkların tamamıydı… Alkoldü… Uyuşturucuydu… Kumardı… Sigaraydı… Çok yemekti… Çok uyumaktı… Çok konuşmaktı… Kalp kırmaktı… Sahi haram diye bir şey vardı… “Sözlükte mastar olarak ‘bir şey bir kimseye yasak olmak’, isim olarak da ‘yasaklanan, helal olmayan şey’ anlamına gelen haram kelimesi, çeşitli türevleriyle birlikte Arapçada zengin bir kullanım alanına sahiptir.” (Türkiye İslam Ansiklopedisi) Ha ha o…

Haram, haram parti kurulmadan önce vardı… Müslümanlar modernizmin büyüsüne kapılmadan önce… Yani babalarımız, dedelerimiz Erbakan Hoca gibi muttaki mücahit bir lideri, onun gibi samimi bir Müslüman’ı sırtından hançerlemeden önce... Yani insanların hâlâ aklını kullanabildiği dönemlerde önemli bir şeydi… İnsanı cehenneme götüreceğine inanılan bir şeydi… Bundan dolayı insanların çekindiği bir şeydi. AKP modernizmi Müslümanları öyle bir noktaya sürükledi ki… At izi it izine karıştı. Helal-haram birbirine girdi. Her konuda bir fetva aranır, bulunur, verilir hale geldi.

Sahtekârlıklar, münafıklıklar arş-ı âlâya ulaştı. Müslümanlardan nefret etmeyen Müslüman dahi kalmadı. Namaz kılan bulamıyoruz. Tesettürü giyinik çıplaklar düzeyine ulaştırdılar. Promosyon parası, kredi kartı, borsa, coin derken faizin bulaşmadığı hane bulamazsın. Hâlbuki riba yani haramdı. Alkol, kumar vazgeçilmezimiz haline geldi. Tacizler, tecavüzler, ölümler, zulümler… Yeryüzü haram oldu. Yani hepsi AKP’den dolayı mı oldu? Evet. Çünkü haram yollarla kurdukları partileri ile “yolu” haram ettiler. Haramları normalleştirdiler. Haram kavramını yok ettiler!

Demokrasi zaten küfür sistemi… Yalanın fitnenin biri bin para… Bir Müslümanlar vardı yalan söylemeyi beceremeyen... O da kalmadı… Siyasetin içerisinde bulunup da yalan söylemeyen kimseyi bırakmadılar. Tüm siyasiler halka zulmederdi. Bunlar Allah’ın adını kullanarak zulmediyorlar. Tüm siyasiler kul hakkı yerdi. Bunlar besmele çekerek yiyorlar. Bütün siyasiler haz bataklığına saplanırdı. Bunlar direkt haz üretiyorlar. Her türlü ahlâksızlığın ticaretini Allah adına yapıyorlar. Adaleti de kalkınmayı da haram ettiler. Ceza evleri dolup taşıyor. Camiler bomboş… Çünkü yolu yordamı haram ettiler.

Oy deposu olarak gördükleri için, yıllarca devletin imkânlarını FETÖ’ye peşkeş çektiler. Darbe girişimi oldu. Ülkenin dengesi şaştı. Tepeden tırnağa bağlantısı olan herkesi işten attılar. Esnafın, iş adamının malına mülküne el koydular. İrtibatlı iltisaklı diyerek insanların hayatlarını kararttılar. Binlerce insanı, insan içine çıkamaz hale getirdiler. Sonra ne mi oldu? Ataputunsiyonkemalist zihniyetin vakıf kültürümüze veremediği zararı, AKP vermiş oldu. Toplumda derneklere vakıflara olan güven sıfıra indi. Herkes gelecek kaygısı yaşamaya başladı. Çatır çatır sivil sahayı terk ettiler. Evlatlarını gönderemez oldular. Vakıf kültüründen uzak tutulan nesiller helak oldular. Olmaya devam ediyorlar.

Bitti mi? Bitmedi… 15 Temmuz’dan sonra yeni yeni FETÖ’cükler ürettiler. Haram parayı oralara aktarmaya devam ediyorlar. Bunun adına vakıf diyorlar. Bunun adına hizmet diyorlar. Bunun adına cihat diyorlar… Vay babam vay… Sahi haram neydi? Ülkenin tüm vatandaşlarından alınan vergiler sonucu oluşan devlet hazinesinin; herkesten habersiz, belli başlı adamların direktifleri doğrultusunda, belli başlı dernek, vakıf, cemaat, cemiyetlere aktarılması haramdır! Haramdır! Haramdır! Haramdır! Devlet hazinesinden davet çalışması yapılmaz! Haramdır! Devlet hazinesinden yarışmalar yapılmaz! Haramdır! Devlet hazinesinden yurtlar, lokaller yapılmaz! Haramdır! Devlet hazinesinden sabah namazı çorbası dağıtılmaz! Haramdır! Günahtır!

Hâsılı

Haram yollarla siyaset yapmaya çalıştılar. Siyaseti haram ettiler. Haram yollarla dernek vakıf çalışması yapmaya çalıştılar. Vakıf kültürümüzü haram ettiler. Haram yollarla Müslümanları özgürleştirmeye gayret ettiler. Dinimizi haram ettiler. Yetmedi. O kadar çok fetva ürettiler. O kadar çok fetva ürettiler ki… Haram kavramını da haram ettiler. Allah yardımcımız olsun…