İsrailli emekli Tümgeneral Giora Eiland...
Giora Eiland, Jerusalem Post gazetesinde 22 Aralık 2025’te yayımlanan analizinde, Türkiye’nin İsrail için Gazze, Lübnan ve İran’ı gölgede bırakan “stratejik tehdit” haline geldiği iddia edildi.
Eiland, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’in karşı karşıya kaldığı yedi cepheye ek olarak, Türkiye’yi “sekizinci ve birçok açıdan daha tehlikeli cephe” olarak tanımladı.
Emekli general, Türkiye’nin güçlü donanmasının İsrail’e deniz ablukası uygulayabilecek kapasitede olduğunu, Suriye’deki etkinliğinin ise İsrail’in hava operasyonlarını zorlaştırabileceğini ifade etti.
Eiland, İsrail’in bu tehdide karşı Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile iş birliğini derinleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Bu cümleler, Kudüs’te İsrail Başbakanı bebek katili Binyamin Netanyahu’nun Yunanistan ve GKRY liderleriyle yaptığı zirveyle paralellik taşıyor.
Zirvede Doğu Akdeniz’de güvenlik iş birliği vurgulanırken, uzmanlar bunu Türkiye’ye karşı bir adım olarak yorumluyor.
MİLLİ GAZETE BU HABERİ NASIL VERDİ?
Akdeniz’de 3’lü şer ittifakı: İsrail, Yunanistan ve Rum Kesimi’nden kirli plan!
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin varlığından rahatsız olan şer odakları bir kez daha bir araya geldi. Yunanistan, Siyonist İsrail rejimi ve GKRY arasında imzalanan askeri anlaşmalar, bölgedeki emperyalist kuşatma planlarını bir kez daha tescilledi.
İslam coğrafyasını istikrarsızlaştırmayı hedefleyen güçler, Akdeniz’deki emelleri için safları sıklaştırıyor.
Atina yönetimi tarafından yapılan resmî açıklamada; Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRK) arasında "Ortak Eylem Planı" imzalandığı duyuruldu.
Ayrıca, işgalci rejim İsrail ile Yunanistan arasında 2026 yılını kapsayan "Savunma İşbirliği Programı"na da imza atıldı.
- HEDEFTE “MAVİ VATAN” VAR!
Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı’ndan sızan bilgilere göre, bu sözde savunma anlaşmaları sadece kâğıt üzerinde kalmayacak.
Anlaşma kapsamında; özel harekât güçlerinin ortak eğitimi, stratejik birimler arası tatbikatlar ve üst düzey askeri istişareler planlanıyor.
Uzmanlar, bu adımın doğrudan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) güvenliğini hedef aldığını belirtiyor.
- EMPERYALİSTLERİN AKDENİZ MESAİSİ!
Siyonist rejimin "Arz-ı Mev’ud" hayalleri ve Batı’nın "şımarttığı" Yunan-Rum ikilisinin maksimalist talepleri, Akdeniz’i bir barış denizi olmaktan uzaklaştırıyor.
2026 yılına kadar uzanan bu askeri takvim, bölgedeki emperyalist ve bozguncu planların yeni bir aşamaya geçtiğini kanıtlıyor.
Bölge barışını dinamitleyen bu üçlü yapı, "savunma işbirliği" adı altında Doğu Akdeniz’de askeri bir kuşatma koridoru oluşturmaya çalışıyor.
- TATBİKAT ADI ALTINDA PROVAKASYON!
İmzalanan metinlerde yer alan "karşılıklı fayda" ifadesinin, aslında bölgedeki enerji kaynaklarını gasp etme ve Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetme amacı taşıdığı biliniyor.
Özellikle özel harekât birimlerinin ortak eğitimi başlığı, bölgede yapılacak yeni provokasyonların habercisi olarak yorumlanıyor.
---




