İklim değişikliği...

Sık sık kullandığımız tabir...

Havaların eskisi gibi olmaması...

Kar ve yağmurun zamanında yağmaması...

Sıcaklık ve hava koşullarındaki uzun vadeli değişimler...

Bu değişimler, güneş aktivitesindeki değişiklikler veya büyük volkanik patlamalar gibi doğal nedenlerden kaynaklanabiliyor.

Ancak 1800'lerden beri, iklim değişikliğinin ana itici gücü , özellikle kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların yakılması nedeniyle insan faaliyetleri oldu.

Fosil yakıtların yakılması, Dünya'yı saran bir battaniye gibi davranan, güneşin ısısını hapseden ve sıcaklıkları yükselten sera gazı emisyonlarına neden oldu.

İklim değişikliğine neden olan başlıca sera gazları arasında karbondioksit ve metan yer alıyor.

Bunlar, örneğin araba kullanmak için benzin veya bina ısıtmak için kömür kullanımından kaynaklanıyor.

Arazi temizleme ve orman kesimi de karbondioksit salınımına neden oluyor.

Enerji, sanayi, ulaşım, binalar, tarım ve arazi kullanımı, sera gazlarına neden olan başlıca sektörler...

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DÜNYA’NIN DÖNÜŞÜNÜ YAVAŞLATIYOR MU?

Yeni bir araştırma gündemde...

Bilim insanlarına göre insan faaliyetleri zamanı bile etkiliyor.

Dünya’nın dönüşündeki bu değişim, sandığımızdan daha büyük sonuçlar doğurabilir.

Bilim insanlarına göre insan kaynaklı sera gazı salımları, yalnızca iklimi değil, Dünya’nın dönüş hızını da değiştiriyor.

Bu beklenmedik etki, gezegenimizdeki günlerin giderek uzamasına yol açıyor.

İklim değişikliğinin etkileri; biyolojik çeşitlilik kaybından aşırı hava olaylarına, deniz seviyesinin yükselmesinden orman yangınlarına ve kitlesel göçlere kadar hayatın her alanında hissediliyor.

Ancak son bulgular, bu etkilerin şimdiye kadarki en sarsıcı sonuçlarından birine işaret ediyor.

ETKİSİ SANILANDAN BÜYÜK

ETH Zürih’ten Prof. Benedikt Soja, BBC’nin Science Focus dergisine yaptığı açıklamada, “Son 100 yılda neden olduğumuz iklim değişikliğiyle tüm gezegeni bu ölçekte etkileyebilmemiz gerçekten büyüleyici” ifadelerini kullandı. Soja’ya göre bu etki, Dünya’nın dönüşünü etkileyen bugüne kadarki tüm baskın faktörlerden daha büyük olabilir.

Sera etkisi uzun süredir biliniyor. Karbondioksit gibi gazların atmosferde artması, daha fazla ısının hapsolmasına ve küresel sıcaklıkların yükselmesine neden oluyor. Geçen yıl dünya genelindeki sıcaklıklar, 20. yüzyıl ortalamasının 1,18 derece üzerine çıktı.

Bu artış, iklim değişikliğinin en yıkıcı etkilerinden kaçınmak için kritik eşik kabul edilen 1,5 derece sınırına tehlikeli biçimde yaklaşıldığını gösteriyor.

Küresel ısınmanın en önemli sonuçlarından biri, Kuzey ve Güney Kutbu’ndaki dev buz kütlelerinin erimesi. İsviçre, son iki yılda buzul kütlesinin yaklaşık yüzde 10’unu kaybetti.

Antarktika her yıl yaklaşık 150 milyar ton, Grönland ise 270 milyar ton buz kaybediyor. Bu devasa kütle hareketi, Dünya’nın fiziksel dengesini doğrudan etkiliyor.

DÜNYA YAVAŞLIYOR MU?

Soja ve ekibinin ABD Ulusal Bilimler Akademisi Dergisi PNAS’ta yayımlanan çalışmasına göre, buzlar eridikçe kütle kutuplardan okyanuslara taşınıyor. Bu durum, Dünya’yı daha basık hale getiriyor ve kütlenin dönüş ekseninden uzaklaşmasına yol açıyor.

Fizikte bu süreç, açısal momentumun korunumu yasasıyla açıklanıyor. Kütle dönüş ekseninden uzaklaştıkça atalet momenti artıyor ve gezegenin dönüşü yavaşlıyor.

Araştırmaya göre 1900–2000 yılları arasında iklimin gün uzunluğuna etkisi yüzyılda 0,3–1,0 milisaniye arasındaydı. 2000’den sonra hızlanan buz erimesiyle bu oran 1,3 milisaniyeye çıktı.

En kötü senaryoda, sera gazı salımları kontrol altına alınmazsa bu artış 2100’e kadar yüzyılda 2,6 milisaniyeye ulaşabilir.

Bütün bunlardan sonra kafalarda ötelerden beri oluşan şu soruları da sormamız elzem;

* Dünya’nın Dönüşü Yavaşlıyor Mu, Neden?

* İklim Değişikliği Senaryoları Küresel Bir Plan Mı?

Kaynak: Haber Merkezi