MHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Meral Akşener, 2000’li yıllarda AKP’nin kurucu ekibiyle birlikteydi. “Erdemliler Hareketi” ile birlikte hareket ediyordu.

Fakat daha sonra ne olduysa oldu ve Meral Hanım bu hareketten koptu.

Şimdilerde kendisine, “Tamam, siz MHP Genel Başkanlığı’na adaysınız ama işte geçmişinizde bir yarım da olsa AKP’lilik var. MHP tabanı bunu kabul eder mi Bu sizin için dezavantaj değil mi ” sorusu yöneltildiğinde şu cevabı veriyor:

-“O zaman bana kurulacak partinin (AKP) genel başkan yardımcılığı ve sonrasında iktidar olduğu takdirde başka önemli görevler de teklif edildi ama ben ‘ilke’lerim sebebiyle bunu kabul etmedim…”

***

Gerçekten böyle mi

Meral Akşener, tam da o kritik süreçte, AK Parti kurucularının oluşacağı günlerde telefonla eski AKP’li Bakanlardan, Nihat Ergün’ü arayarak “bazı taleplerinin yerine getirilmediğini” söyleyerek Afyon’daki toplantıya gitmeyeceğini söyledi.

Nihat Ergün o görüşmeyi “Adım Adım Siyaset” isimli kitabında şöyle anlatıyor; “Abla yanlış yaparsın. Bu talepler önemli değil. Siz burada yer alırsınız. Önerdiğiniz diğer kişiler de partinin başka kademelerinde görev alır. Kalsaydı iyi olurdu. Çünkü Meral Hanım kadın siyasetçi olarak iyi bir kişilikti. Bugün de Türkiye’de iyi bir kadın siyasetçi olarak yerini korumaktadır. MHP’de bir kadının siyasete çok katkı yapabilmesi mümkün değil. Öyle bir zemin yok…”

***

Eski Bakan’ın anlattıklarından yola çıkarsak mesele “ilke” meselesi değil, daha ziyade “kadrolaşma” ve “seçim bölgesiyle ilgili endişeler”dir.

Ben söylemiyorum, kendisiyle bu konuyu konuşan eski bir Bakan söylüyor…

Amacım elbette pişmiş aşa su katmak falan değil. Ama bir de “gerçekler” var!..

 

KİMİ ELEŞTİRDİĞİNE BAKAR MISINIZ!

YAKLAŞIK bir ay kadar önce Milli Gazete İsrailli bir yetkilinin demecini manşetine taşımıştı.

İsrailli yetkili Türkiye ile ilişkilerinin iyi olduğundan bahsediyordu.

Hilal TV’de gazete manşetlerinin yorumlandığı bir programda programın sunucusu Milli Gazete’nin manşetini eleştirdi. “Bırakın böyle işleri, bunlar geride kaldı!..” gibi şeyler söyledi.Şimdi ise İsrail’le anlaşılıyor. AKP yetkilileri İsrail’le dost olduklarını açıklıyor.

Acaba insanlar Milli Gazete yerine İsrail’le anlaşanları niçin eleştirmiyor Şimdi kim haklı çıktı             (HASAN KAYA-KONYA) 

 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ

 ESAM’ın (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) geleneksel olarak tertiplediği “Çarşamba Konferansları”nın yeni sezonunun, 23 Aralık 2015 Çarşamba günü başladığını, açılış konferansını “Geçmişten Geleceğe Yeni Bir Dünya Mücadelemiz” konusuyla TC 54. Hükümet’in Enerji Bakanı ve ESAM Genel Başkanı M. Recai KUTAN’ın verdiğini, konferansların Çarşamba akşamları Ziyabey Caddesi 1416. Sokak (Eski 13. Sokak) No: 22/2 Balgat-Çankaya/Ankara adresinde gerçekleştirildiğini, biliyor musunuz

 

FAİZ LOBİSİ!

Selamünaleyküm;

Adnan Bey, geçtiğimiz gün başıma bir olay geldi. Hayretler içinde kaldım.

İlçemizdeki bir banka şubesine, apartmanın hesabına yakıt bedeli ödemek için gittim. Sıram gelince; bankodaki memur, apartmanlar için içeriden işlem yapamayacağını ve şube girişindeki ATM’den ya da internet şubesinden yapmamı söyledi.

Gerekçesini sorunca, “Genel müdürlük talimatı var” dedi. Ben de ATM’den yaparken 3 TL havale masrafı aldığını söyledim. Şube yetkilisi bayan ile görüşmemi söyledi. Görüştüm, aynı cevaplar. “Benim bankanızda hesabım yok” diye itiraz edince; “Olsun, kendi hesabının internet şubesinden EFT yaparsın” cevabını aldım. “Yine havale masrafı çıkacak” dedim. Sonuç aynı...

Ödeme yapmadan geriye çıktım. Başka şehirdeki şube hesabına ödeme yapıyor olsam havale ücretini anlarım.

Düşünebiliyor musunuz Yanı başımda bulunan şubedeki hesaba aidat ödemek için, aynı şubeye gidiyorum her halükarda havale ücreti ödemek zorunda kalıyorum.

Üstelik bu işlem her ay olacak.

Tam bir vurdumduymazlık örneği değil mi Bu dayatma neden Bu keyfilik niçin başladı

Vatandaşı daha çok soymak için mi

Bir de banka adını duysanız daha çok şaşıracaksınız eminim.

Milletin menfaatini gözetmesi gerekli olan devletimizin bankası TC Ziraat Bankası...

Üstelik bu dayatma faiz lobisiyle mücadele ettiğini söyleyen iktidarın döneminde oluyor.

Söyleyecek söz bulamıyorum.

Selam ve hürmetlerimle… (HASAN AKSOY-MALİ MÜŞAVİR-YALVAÇ)

 

BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ!

İSRAİL NATO’ya alınacak mı

İsrail’in NATO’ya alınmasına Türkiye “evet” diyecek mi Malum, bir ülkenin NATO üyesi olması için mevcut tüm üyelerin onayı şart!

Peki, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten gelen, “İsrail halkı ve İsrail devleti dostumuzdur!” açıklamasını tam da buraya mı oturtmak lazım! Yani, bir bakıma gerekli zemin mi hazırlanıyor

***

Benzer bir öyküden söz etmek istiyorum;

Yunanistan’ın NATO’ya dâhil olması başlı başına kitaplık bir konudur. Yunanistan, 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren darbeci komutanların imzasıyla ancak NATO’ya girebildi. 

Darbe soruşturması kapsamında yıllar sonra ifadesine başvurulan Kenan Evren bakın bu konuda ne diyor;

“Bana sürekli sorulmuştur. 12 Eylül öncesi NATO Başkomutanı Rogers olmak üzere Türkiye’ye Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü konusunda yoğun şekilde baskı vardı. Hükümette zaman zaman bu konuları görüşmek üzere NATO’ya heyet gönderiyordu. Bu heyet içerisinde o zamanki Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Haydar Saltık da bulunuyordu. Hükümet Yunanistan’ın dönüşü konusunda NATO’ya birtakım şartlar ileri sürüyordu ancak NATO da bunu kabul etmiyordu. Yönetime el koyduktan sonra bu husustaki baskılar devam etti. Rogers, ‘Siz Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne izin verin. Ben Yunanistan’a sizin şartlarınızı kabul ettireceğim. Onlardan söz aldık’ dedi. Ben de kendisine güvenerek Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne onay verdim. Ancak biz onay verdikten sonra Yunanistan’da hükümet değişikliği oldu, Papandreu geldi bizim şartlarımızı kabul etmedi. Bizim yazılı olarak Rogers’a vermiş olduğumuz şartları Yunanistan’ın imzalayacağı konusunda güvence verilmişti. Yazılı bir güvence almadan Yunanistan’ın NATO dönüşüne izin vermemiz bir hatadır.”

***

Bir “aldatılmışlık” öyküsü, kısaca!

Şunu söylemek istiyorum: Son pişmanlık fayda getirmez!

 

DURUM ÇOK VAHİM!

Uçak krizinden sonra Rusya ticari bazı sınırlamalar getirdi ya, hani!

Geçenlerde Laleli’de bavul ticareti yapan bir arkadaşla konuştum.

- Durumlar nasıl

- Kötü!

- Ne kadar kötü

- Tahmin edemeyeceğin kadar kötü, berbat. “Yaprak kımıldamıyor” desem yeridir.

NOT: Bugün, 25 Aralık 2015, Cuma. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!