Önce bir fotoğrafı anlatmak istiyorum…
Ilık bir İstanbul sabahıydı...
Takım elbiseli, tıraşlı ve siyah ayakkabılı adam, kendinden emin bir şekilde iskeleye yanaştı.
Arabalı vapurla karşıya geçecekti. Vapur iskeleye ram olurken, son anda sağ elini pantolonunun cebine attı. Evet, bozuk para vardı.
Bir gazete aldı, rulo yaparak koltuğunun altına sıkıştırdı ve seri bir şekilde arabalı vapura bindi.
Acı ve telaşlı öten vapur düdüğünün ardından masmavi gökyüzünde martıların çığlıkları duyuluyordu. Her zaman yaptığı gibi yaptı; göz ucuyla ortamı şöyle duyarsız bir şekilde taradıktan sonra arabanın koltuğuna iyice gömüldü.
İçinde, nedenini bilemediği bir sıkıntı vardı.
Yine de hayatının hemen her döneminde esas aldığı “umudunu” korumaya çalıştı.
Sahi, gazeteler bugün neler yazmıştı?
Vapur görevlisinin, “abi çay!” sesi ve seyyar satıcıların seri kelime ve cümlelerinin yankıları arasında koltuğunun altına sıkıştırdığı gazeteyi okumaya başladı.
O arada mis gibi kokan demli bir çay da gelmişti, işte!
Gazetede haber başlıklarına şöyle bir göz gezdirirken bir anda çay kaşığı elinde öylece kaldı!
Kulaklarının ardına kadar kızardığını hissetti. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Dünyası bir anda âdeta başına yıkıldı.
Deşifre olmuştu...
***
Mahir Kaynak, henüz 37 yaşında, gençliğinin baharında bir MİT ajanıydı, devlet tarafından deşifre edildiğinde.
“Bir gün Beyazıt Camii meydanında çınar altında oturup çay içiyordum. Biri geldi, dedi ki: ‘Ben MİT’tenim.’ Hüviyetini gösterdi. Bana şunu söyledi: ‘Siz Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi iktisatçılardan birisiniz. Sizi danışman olarak almak istiyoruz.’ Ben de devletin böyle bir hizmetini reddedecek adam değildim.”

Mahir Kaynak, MİT’e intisabını bu şekilde anlatmıştı, Meclis Darbe Komisyonu’na.
1971'de Madanoğlu cuntasının çökertilmesi aşamasında devlet tarafından görevlendirilen bir istihbarat elemanıydı.
9 Mart cuntası ortaya çıkınca, “Madanoğlu Cuntası” olarak bilinen ekip yargılandı.
Yargılamalar başladıktan kısa süre sonra Kaynak, deşifre olmak durumunda kaldı.
Cunta, 12 Mart’ta ortaya çıkmış, Mahir Kaynak’ın ismi de Haziran’da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştı.
Oysa Kaynak’ın MİT ile anlaşması böyle değildi.
Onu da Yener Süsoy’a, Milliyet’te verdiği röportajda, “Benim teklifim, grubun kaderine katlanmak, cuntacılarla birlikte hapse girmekti. Ailemin şu veya bu şekilde desteklenmesini istedim. Bu teklifim kabul görmedi” diye açıklamıştı.
Mahir Kaynak, belki de kendi istihbarat servisi tarafından deşifre edilen tek ajan olarak tarihe geçti.
***
Tüm bu öyküyü hatırlatmamın bir nedeni var;
Eski istihbaratçı Mahir Kaynak, aynı zamanda iktisatçı, bilim adamı ve analist idi.
Çok sayıda kitabı yayınlandı. Uzun yıllar köşe yazıları kaleme aldı, konferanslar verdi.
Günümüz gelişmelerine binaen, Mahir Kaynak’ın şu cümlesini de yabana atmamak gerek;
“Hiçbir terör örgütü devlet kurmak için kurulmaz. Hepsi de büyük İsrail’i kurmak için kurulur…”
Tam da bugünleri anlatan bir tespit değil mi, sizce de…
TÜM ABD ÜSLERİ KAPATILMALI!
* Müslüman ülkeler hava sahasını acilen terör devleti İsrail'e kapatmalı!
* İslam ülkelerindeki İsrail büyükelçileri ivedilikle ülkesine gönderilmeli!
* İncirlik başta olmak üzere tüm ABD üsleri kapatılmalı!
* Kürecik Radar Üssü hemen kapatılmalı!
* Tüm İslam ülkeleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurmalı!
* İslam İşbirliği Teşkilatı ve tüm İslami STK'lar güçlü bir ortak deklarasyon yayınlamalı!

ŞİŞLİ CAMİ-İ ŞERİFİ VE VAKFI
İnşasına Haziran 1945'te başlanan, Haziran 1949'da hizmete giren Şişli Camii’nde geçen gün vakit namazı kıldım… Tertemiz, düzenli, şadırvanlarından abdest alınan bir cami.
Ancak gördüğüm bir fotoğrafa şaşırdım, doğrusu.
O da şu; camiye girdikten sonra hemen sağ taraftaki bölme… Tavan boyaları kalkmış, nakkaşlar, süslemeler tel tel dökülüyor, adeta.
Şişli Camii’nde gördüğüm kadarıyla bir restorasyon gerekli.
***
Maddi imkânları da var diye biliyoruz, Şişli Camii’nin.
Bu vesileyle, Şişli Cami-i Şerifi Vakfı’ndan da kısaca söz etmek isterim.
* 80’den fazla gayrimenkulü var. Varlıklı bir vakıf. Daha da iyi imkânlara sahip olmasını isterim. Esasen bütün camilerimiz de kendine yeter maddi imkânlara sahip olmalı, kanaatimce…
* Şişli Cami-i Şerifi Vakfı, 1973 yılından itibaren öğrencilere karşılıksız burs veriyor.
* 1995’te faaliyete geçen Şişli Aşevi Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin giderleri önemli ölçüde Şişli Cami-i Şerifi Vakfı tarafından karşılanmakta. Bu vesile ile dar gelirli 180 kişiye iki öğün 3 çeşit yemek veriliyor.
Tüm bunlar, güzel ve hayırlı hizmetler elbette.
Ancak biraz da cami bakımına ayırmak lazım bu imkânlardan…
***
Şişli Cami-i Şerifi demişken…
Şişli Camii’nin hemen yanındaki meydan… Güvercinlere yem verilen, gelip geçenlerin banklarda oturup dinlendikleri meydan… Yakın zamanda bu meydanın zemin taşları söküldü, Şişli Belediyesi tarafından. Epey bir süredir de meydan halka kapalı.
Merak ettiğim husus şudur; böyle bir değişikliğe neden gerek ve ihtiyaç duyuldu?
BDDK BUNU ARAŞTIRMALI!
Bir okurum not yolladı. Diyor ki;
* “Bankalar faizsiz nakit avans verdiğini açıklıyor. Fakat size verilen faizsiz avansın bir bölümünü hesabınıza yatırıyorlar ama kalan bölümünü kredi kartı için kullandırıyorlar. Siz de kredi kartınızı kullandığınızda faiz uyguluyorlar. Nerede kaldı faizsiz nakit avans? Burada bir aldatmaca var mı, yok mu?”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bu iddiayı ve görüşü araştırmalı…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Ensarusta69 - Büyük İsrail değilde büyük teröris dese daha yerinde olurdu
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.