Umut, bizim ekmeğimiz, suyumuz, nefesimiz, huyumuz.
Işığımız, ısımız, arkadaşımız, yoldaşımız.
Biz, umutsuz yaşayamayız.
Ümit bizim havamız gibidir. Nefes aldığımız sürece
Allah tan ümit kesmeyiz.
Can bedende oldukça, Allah tan başka kimseden korkmayız.
Denizde Nuh aleyhisselamı, ateşte İbrahim aleyhisselamı,
denizle Firavun ordusu arasında sıkışan Musa aleyhisselamı, mağarada Muhammed
aleyhissealamı düşmanın şerrinden koruyan Allah celle celalüh, o peygamberlere
Kur an ın haber verdiği şekilde iman edenleri de 1400 yıldır yalnız bırakmamış,
en zor zamanlarında, imkanların tükendiği, umutların zirve yaptığı anlarda
yardımını hep göndermiştir.
Ümit, hayatımızın dinamosudur,.
Çalışma azmimizin güç kaynağıdır.
Tesbihimizi ve tetiğimizi tetikleyen umudumuzdur bizim.
Rabbimiz, Sevgili Peygamberimizin etrafında ashabın
yıldızlar gibi sıralandıkları zamanlarda Ebu Süfyan, casusları aracılığıyla
Mekke ordusunun etraftan diğer kabileleri de toplayıp Medine ye saldıracağı
haberini yaydığında Ashabın durumunu bize şöyle haber veriyor:
Onlara (müminlere), insanlar: Şüphesiz düşmanınız olan
insanlar, sizin için kuvvetlerini topladılar. Onlardan korkunuz dedi de, bu
onların imanını artırdı ve onlar: Allah bize yeter o ne güzel vekildir
dediler. (Al-i Imran süresi ayet 173)
Değişen bir şey yok.
Ashabı kiramın gönlündeki Kur an bizim de gönlümüzde.
Amerika sından Rusya sına kadar bütün İslam düşmanları
toplanıp gelmişler ve tehditler savuruyorlar.
Zaten biz, hepimiz bu yaşa kadar hep tehdit altında
yaşadık.
Aşağılanmanın da bir sınırı vardır. Çocuklarımızın da
bizim gibi Onlarsız olmaz tehdidi altında köle ruhuyla yaşamasını
istemiyoruz.
Allahtan başka kimseden de yardım beklemiyoruz.
Rabbimiz buyurur:
Oğullarım, gidiniz ve Yusuf la kardeşini araştırınız.
Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyi-niz. Allah ın rahmetinden ümidi ancak
kâfir topluluklar keser. (Yusuf süresi ayet 87)
Bu ayet-i kerimeyi Akif merhum Safahatında şiir halinde
şerh etmiş.
Atiyi karanlık görerek, azmi bırakmak,
Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak.
Dünyada inanmazdım, hani görsem de gözümle,
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle.
Yani ümitsizlik içinde ölmeyi geberme olarak kabul ediyor
Mehmet Akif merhum. Yani bu Müslümanların tekrar bellerini doğrultması mümkün
değil. Yeniden Müslümanların devlet olması mümkün değil. İslâm ın yeniden
insanlara tatbiki kolay değil, olmaz gibi ümitsizliklere düşmeyi Mehmet Akif
gebermek olarak değerlendiriyor.
Ey dipdiri meyyit, iki el bir baş içindir.
Davransana eller de senin, baş da senindir.
Ne ile yapayım diyenlere cevap veriyor. İki el bir baş
içindir, bir başın varsa Rabbim iki tane de el vermiş. Bir baş içindir,
davransana, eller de senin, baş da senindir. Baş senin el de senin öyle ise bir
başını Allah yolunda kullanacak iki tane de el vermiş Allah (c.c). Ümitsizliğe
düşme, çünkü ümitsizliğe düşenler ancak kâfirlerdir diyor Allah (c.c.)
İslam düşmanlarının Filistin de, Çeçenistan da,
Afganistan da... kullandıkları, silahların, bombaların, gazların, Amerika nın
Japonya da kullandığı Atom bombasını toplasanız, Cehennemin kıvılcımına denk
gelemez.
Ve O Mehmet Akif Merhum, dünya edebiyatında hiç bir
kimsenin ulaşamayacağı şiirini yazmış:
Korkma!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!