TBMMde gece operasyonları meşhurdur...

Özellikle milletvekilleri kendi maaşlarına zam yapmak istediklerinde hiç alakasız bir yasa teklifine/tasarısına ekledikleri önergeyi bir gece ansızın Meclisten geçirebilirler...

Genelleme yapmak ve TBMMnin itibarını düşürmek değil amacım...

Ama son bir örnek TBMMde bir gece ansızın çalışmasının bir kez daha tartışılmasına sebep oldu;

İstanbul Maslak ve Ayazağa, ilçe olduğundan bu yana bağlı olduğu Şişliden alınıp, CHPli Sarıyer Belediyesine bağlanıverdi.

Amaç ne olabilir diye düşünenlere şu kısa duyumumu aktarayım da yük üzerimden kalksın; Geçen mahalli seçimlerde AKP Sarıyerde CHPye karşı yarışı kıl payı kaçırdı. Şu andaki Başkan Şükrü Genç, bölgenin nabzını iyi yakaladığı için ipi göğüsledi.  Denilen o ki; AKP Ayazağa ve Maslaktan gelecek oylarla Sarıyerde bu kez Belediyeyi yeniden alacak. Hesap bu. Bu hesap, Çarşıdan döner mi dönmez mi onu da elbette zaman gösterecek. Çünkü siyasette çoğu kez 2 2=4 etmiyor da!..

Bu bölgeler, Şişliye neredeyse kazık çakmış olan Belediye Başkanı Mustafa Sarıgülün eli ayağı konumunda. Üstelik Şişli Belediyesinin önemli orandaki gelirlerinin kaynağı da yine aynı bölgelerden.

Anlayacağınız, AKP iktidarı, bugüne kadar kendisi ile mümkün olduğunca iyi geçinen, açılışlarda iktidar Bakanları ile boy gösteren Mustafa Sarıgüle demir yumruk indirdi. Sarıgül beklemediği yerden aldığı bu kroşe ile uzun süre kendine gelemeyecek gibi...

Kulağıma gelen bilgilere göre, Sarıgül şimdilerde Ankaranın seçkin semtlerinden Kavaklıderede tuttuğu geniş büroda Başkentli gazeteci dostları ile strateji çizmekle meşgul...

Sarıgül artık neler yapamayacak

Bu gece yarısı operasyonu ile Şişli Belediyesinin gelirlerinde önemli derecede azalmalar meydana gelecek dedik ya...

Peki, bu durum Mustafa beyi nasıl etkileyecek

Sarıgül artık öyle kolay kolay sabah erkenden camilerin önüne gidip namaza gelenleri Belediyede kahvaltıya götüremeyecek...

Şişli Belediyesi yılın belli zamanlarında periyodik olarak isteyenleri yurt içinde tarihi yerleri ziyarete götürüyordu. Bütün hesaplar Belediye kasasından olmak üzere. Artık bu gezilere bir son verilecek.

Sarıgül özellikle ilköğretim öğrencilerine büyük önem veriyor. Öğrenciler her yıl düzenli olarak Uludağın zirvesinde liderlik kurslarında eğitiliyor. Muhtemelen bundan böyle, Uludağdan eteklerine, "Uludağdan lider sesi geliyor/ Sarıgül, Sarıgül..." sesleri yankılanmayacak.. Kesinti, Sarıgülün İstanbul dışında gerçekleştirdiği organizasyon/gezilerini de etkileyebilir...

Sarıgül, Şişli bölgesinde neredeyse tüm eski yapıdaki okulları yıktırıp yenilerini inşa ettirdi. Elbette cebinden değil, belediye imkanlarından yararlanarak yaptı bunu. Bu kısıtlama sonucu bu restorasyona da dur diyecek..

Geçenlerde bir dost anlattı; "Güngörende mukim bir aile Güngören Belediyesinden cenaze aracı talep etti. Araç yok cevabını aldı. Bu kez aynı aile Şişli Belediyesini aradı. Şişli Belediyesi anında cenaze aracını temin etti." Bunu anlatan dost bir de tüyo verdi; "İki Başkan da Erzincanlı ama ne kadar da fark var!" Sarıgül, bu kesintiden sonra bu araçları da geri çekmek zorunda kalacak.

"Ankaraya gidersem parti genel başkanı olarak değil Başbakan olarak giderim." diyen ancak onca deneyden sonra hâlâ partisini bile kuramayan Sarıgül, geçenlerde ünlü Harvard Üniversitesinde düşük katılımlı da olsa bir konferans verdi. Bu kesinti, Başkanın bu türden global-küresel çalışmalarına da ket vurur mu dersiniz

Bunlar devlet gazetecisi mi yoksa

Çok değil yakın zamana kadar atlatma haber yapan gazeteciler vardı.

Her sabah o gazetecilerin yazdığı sızdırma haberler gazetelerinin manşetlerini süslerdi.

Biz de derdik ki, "Vay be ne kadar da büyük gazeteciler! Nasıl da atlatıyorlar hepimizi!"

Fakat gün geçip, devran dönüp, hükümet el değiştirip, devlet başkalarının kontrolüne geçince, gördük ki...

Bu gazeteciler de meğer kağıttan dev imişler...

Devleştirilen cüceler imiş...

Meğer bu iri gazetecilerin tek kaynakları devlet aygıtı imiş...

İktidar gidince, haber kaynakları da artık o haberleri sızdırmaz olmuş...

Bu isimler kimler mi

Anladınız siz, anladınız!

Alkışlanması gereken çalışma

Tokat Yurt-Ay-Der, (Yurttan Ayrılanlar Derneği) özelde Tokat, genelde ise Türkiye çapında hizmet veren bir Sivil Toplum Kuruluşu. Bize ulaşan, diğer illerden de mezun Kız ve Erkek yetiştirme yurdundan ayrılan çocuklarımızın sorunlarıyla hemhaliz. Bu çocuklarımızın yurt hayatından  sonraki hayata adaptasyonu çok önem arz ediyor.

Yurtta ve yuvalarımızda kalmakta olan çocuklarımızın kötü alışkanlıklar edinmemesi için sosyal projeler geliştiriyoruz ve bu kötü alışkanlıkların çocuklarımızı etkilememesi için seminerize sistemle bilgi sahip yapmak, bilinçlendirilmelerini sağlamak yönünde çalışmalar yapıyoruz. Gayemiz yurtta kalanları, yurtlardan bir şekilde ayrılanları ya da mezun olanları tüm kötü alışkanlıklardan korumak. Örnek: içki, kumar, uyuşturucu, sigara, temizlik, hijyen... gibi konular.

Bizler yurtta iken, "keşke şu da yapılsaydı" dediğimiz eksiklikleri sivil toplum kuruluşu olarak ifa etmenin çabası içindeyiz. Çocuklarımızı kendi çocuğumuz bilmek, onların problemlerini kendi çocuğumuzun problemi imiş gibi dert edinmek ana amacımız. Bu alanda bizlere her açıdan destek olanlara şükranlarımızı iletiyoruz.  (SALİH KARACA- TOKAT YURT AY-DER BAŞKANI)

NOT: Bugün 21 Ekim 2012 Pazar... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 9 ay 21 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Siviller, bu kez başarabilecek mi Takipçisiyiz...