İslam hukukunda ilke olarak uzun süreli hürriyeti

kısıtlayıcı cezalar yoktur.

Had cezaları miktarları değişmeyen uygulanması gerekli

cezalardır. Kısaca sıralayacak olursak;

Hırsızlık haddi, el kesme,

Zina haddi duruma göre, 100 değnek veya sürgün ya da

recm,

İftira haddi, 80 değnek,

İçki haddi, 80 değnektir.

Hadler dışında birbirlerine karşı işledikleri yaralama,

sakatlama, öldürmelerde kısas uygulaması vardır. Maide Suresi 45 inci ayete

göre cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş yaralamalara

karşı kısas vardır.

Kısas cezası Allah-u Teâla tarafından belirlenmiştir.

Kısasın had cezalarından farklı tarafı mağdur kişi böyle bir suç işleyeni

affetme yetkisine sahiptir. Eğer öldürme vuku bulmuşsa bu yetki kısas yetkisi

öldürülenin velisine geçer. İsra Suresi nde bu yetkinin nasıl kullanılacağı

hususuna değinilmiştir. İmam-ı Azam rahmetullahi aleyh velinin mirasçılardan

olması yönünde içtihatta bulunmuştur.

Bir Müslüman ın namazı terk etmesi veya Müslüman bir

hanımın başını örtmeyi reddetmesi Allah (C.C.) ile kendi arasında bir mesele

değildir. Bu tavır ve davranışlara bir ceza öngörülmemesi isabetli olmaması

gerekir. Çünkü imandan sonra dinin direği olan namazın terk edilmesi fertte

başlayıp yine bir fertte biten bir hadise değildir. Aynı zamanda toplumu da

ilgilendiren bir husustur. İslami yönetim bu konularda tedbir alması gerekir.

İcap ederse cezai tedbirler alabilir. Dikkat ederseniz bunların terki diğer

Müslümanların üzerinde yıkıcı etkiler yapıyor. Dini duygular zayıflar, Allah ın

rahmeti azalıyor. Anlaşılıyor ki tesettürsüzlük eylemi ve namazı terk eylemi

toplumun birliğini, dirliğini ve huzurunu bozuyor.

Herkes hemfikir ki kadınlardaki tesettürsüzlük fitneye

yol açıyor. Tesettür erkeklerin günaha girmelerini önleyen bir düzenlemedir.

Demek ki, örtünmeyen bir kadın erkekleri günah işlemelerinin önünü açıyor. Bu

da demek oluyor ki, hicaba girmeyen kadın topluma zarar veriyor.

Meselenin bir yönü de şudur:

Ona ne halin var ise gör diye meseleyi tercihe bırakırsak

tesettür farzını diskalifiye etmiş oluruz. Tercihe bağlı tesettür beklenen

neticeyi hiçbir zaman veremez.

Bazı kadınların tesettürsüz ortalıkta dolaşmaları fitne

sebebidir. Allah (C.C.) emrederken kadınlar serbest ister kapansınlar

isterlerse açık seçik gezsinler diye emretmemiştir. Kadının toplum içinde

örtünmesi emredilmiştir. Tesettür, kadının tacize uğramasını büyük ölçüde

azaltarak toplumsallaşmasını kolaylaştırdığı gibi erkeklerin de günaha

girmelerini önler. Bundan sonra şu soruyu sormamız gerekiyor. Hicapsızlık

(örtüsüzlük) ta ziri mucip midir Bunun cevabı mutlaka verilmelidir. Bu cevap

verilirken İslam da cezanın hedefi günahkârı günahtan caydırmaktır.

Şu hususların da dünyevi cezaların neler olduğu da açıkça

bilinmeli ve izah edilmelidir:

Dinin hayattan uzaklaşmasının cezası,

Zinanın dünyevi cezası,

Zinanın fıtri cezası,

Kumarın cezası,

Hırsızın kolunu kesmenin cezasının şartları,

İslam hukukunda iftira etmenin cezası,

Namazı terk etmenin cezası,

Faiz alıp-vermenin cezası,

İçki içmenin cezası,

Yetim malını yemenin cezası,

Başkasının hakkını gasp etmenin cezası,

Başkasını dövmenin cezası