Bu ülke nereye koşuyor sorusuna cevap aramayı bırakan
siyasilerin ülke içindeki paradigmayı değiştirme imkânı yoktur. Bu yüzden de,
cumhurbaşkanı adaylarının yaptıkları tüm konuşmalar, ne imişiz i anlatsa da
ne olacağımız a dair bir içerik taşımıyor. Yeni arayışlar içinde olan
insanlığa yeni çözümler üretme sorumluluğu taşımayanların izlediği siyaset ise,
gerçek anlamda insan onurunu korumak, insan onuruna saygı göstermekten süratle
uzaklaşıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, kutuplaşmayı tetikleyen sistemin
deşifre edilmesi açısından bir fırsattır. Sistemden beslendiği için kesinlikle
oy verilmemesi gereken adaylara karşı bir kampanya bilinci kurulmalıdır. Çünkü
kötünün iyisini tercih edenler, hayatı sorgulamayı bıraktıkları için sadece
reel politik olmaya, sadece kazanmaya odaklanıyorlar. Gözleri başka bir şey
görmediği için, kötülüğü yok etme düşüncesini unutuyorlar. Bu gidiş, hayatın
değerini sıfırlamaktadır. Çünkü kötünün iyisi, kötüye götürüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, demokrasiyi iktidar oyunu
haline getirmesine ve insanları bu oyunun parçası yapmasına engel olunmalıdır.
Bu oyunun kurbanı olmak kaçınılmalı, yeni bir şeylerden bahsetme kabiliyetimizi
göstermeliyiz. Çünkü oy vermek sorumlu olmaktır, onay vermektir. Cumhurbaşkanı
adaylığı engellense de, inancımız; adalet duygusunu harekete geçirmek ve
vicdanları uyandırmak için bizleri üçüncü yol a davet etmektedir.
Üçüncü Yol , adayı olmasa da söyleyecekleri olan, çözüm
önerileri olanların yoludur. İktidarın
yapmadığı şeyleri, yapamadığı şeyleri ortaya koymak, seçim sistemindeki
adaletsizlikten oluşan muhalefet boşluğunu doldurmak isteyen zihniyetin;
partilerin değil, sistemin alternatifi olduğunu göstermenin yoldur. Bu yol,
kötülerin, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azmasına dur deme yoludur.
Tarihi tecrübemizle, inatlaşma ve kamplaşmanın kimseye fayda sağlamadığı göstermek
ve bunu aşacak ideali olanları üçüncü yol a davet etmek, seçimlerdeki irade sakatlığı na da dur diyecektir.
Erdoğan ile İhsanoğlu nun sistemin dayatması olduğu
açıktır. Geçmişiyle, söylemiyle, kuşkulu ve bilmediğimiz bir aday olan
İhsanoğlu na oy vermek zorunda değiliz. Söylemleri ile eylemleri tutarlı
olmayan ve geçmiş uygulamalarını bildiğimiz Erdoğan a da oy vermek zorunda
değiliz. Bizi seçeneksizliğe mahkûm eden sisteme alternatif olduğumuzu
halkımıza yeniden duyurmak adına birinci tur seçimlerinde üçüncü yol u
seçeceğiz ve seçmen pusulalarına 3 yazacağız. Resmi olan üç kişiyi çizecek,
resmiyette engellenen ama olması gerekeni resmedeceğiz.
Böylelikle, nereye bu gidiş, nereye kadar diyenler;
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda sandığa gidecek ama tezgâha
gelmeyecektir. Bilakis, oldubittiye getirilmek istenen oyunu ikinci tura
taşıyacak ve anahtar olduklarını, bu ülkede üçüncü yol un her zaman var
olduğunu ortaya koyacaktır. İkinci turda ise, üçüncü yol un önemi daha iyi
anlaşılacak ve yaklaşan genel seçimlerin kötünün iyisi nin değil, iyi olanın
kazanacağı seçimler olacağı anlaşılacaktır. Herkesin fabrika ayarlarına geri döneceği vakit gelmedi mi