1) Arkadaşlarını satar.

2) Sır tutmaz.

3) Manevi dünyaları zayıftır.

4) Günü birlik hareket eder. Genel felsefesi, “nerede akşam, orada sabah”tır.

5) Çıkarcıdır.

6) Sevgisizdir.

7) Olaylara konjoktürel bakar.

8) Tetiklenmeyi sever ve bekler.

9) İlkesi yoktur.

10) Peşincidir.

11) Arkadan dolanır.

12) Kalleştir.

13) Alçaktır.

14) Kahpedir.

15) Vefasızdır.

16) Okumayı sevmez.

17) Kiralıktır.

18) İradesizdir.

19) Canidir.

20) İhale edilendir.

21) Truva Atı benzeri olaylara tek yanlı ve de tek yönlü bakar.

22) Pusu kurandır.

23) Piyondur.

24) Kukladır.

25) Haindir.

BAKAN FARUK ÇELİK AĞZINDAN KAÇIRDI!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik TV’de canlı yayında konuşuyor;

“Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilemeseydi, parti genel başkanı olarak eline mikrofonu alıp Türkiye’yi dolaşacaktı!..”

Bakan Çelik, Erdoğan’ın da “3 dönem şartı”na takılan isimlerden olduğu varsayımıyla bunları ifade etti.

Fakat bir saniye!

Yanılıyor muyum; AKP’de “Genel Başkan ile Başbakan’ın aynı isim olması gerektiği bundan uzun süre önce alınan bir karar” değil miydi

O zaman nasıl olacaktı da Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilemeseydi, partinin başında kalacaktı

Yani ilk dönem formülü gibi!

Yani, Abdullah Gül’ün Başbakan, Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı olduğu 2002’li yıllarda olduğu gibi…

Demek ki, ‘B Planı’ olarak böyle de bir öngörü de partinin kasasında saklıymış!

Faruk Bey konuştu da haberimiz oldu. Yoksa nereden bilecektik

TÜRKİYE’YE BÖLGEDE YENİ ROL!

CHPnin diplomat kökenli milletvekillerinden TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Osman Korutürk, Sputnik Haber Ajansına son derece ilginç bir demeç verdi.

Konu; nükleer müzakerelerde İran ile varılan anlaşma. Okuyalım mı;

* "Neticede İranın uluslararası camianın içerisinde eski yerini almasına kapı açacak bir şey. Bölgedeki gerginliklerin de diplomatik yolla çözülmesi için bir yol gösterecek. Dolayısıyla İran için de iyi bölge için de iyi."

* “Nihai anlaşmanın sağlanmasıyla birlikte İran bölgede uyguladığı politikalar nedeniyle Türkiyenin boşalttığı boşluğu da dolduracak. Çünkü Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, hiç kimseyle geçinmiyor, hiçbir güvenirliliği yok, mezhepçi politikalar uyguluyor.”

* “Dikkat ederseniz İranın uyguladığı politikalar genelde İranın milli çıkarlarını ön plana çıkaran politikalardır. Ama Türkiye tamamen bölgenin karıştırıcısı konumuna soyundu, bu karıştırmayı da kendi lehine de yapamıyor, başkasının lehine de çok karışık ve kötü bir şekilde bu bölgede kötü rol oynuyor.”

* “Şimdi İran, önümüzdeki dönemde eskiden olduğu gibi artık Batının stratejik müttefiki haline gelebilecektir, eğer bu anlaşma yürürlüğe girebilirse, hayata geçebilirse. Türkiyenin bu anlaşmayı başından destekleyecek bir pozisyon takınması lazım.”

* “Eğer Cumhurbaşkanı gidebilecekse, gitmesi mümkün olursa İrana, böyle bir tutum takınması lazım. Bu anlaşmayı destekledikten sonra da kendisi de bu bölgede yapıcı bir takım politikalar uygulaması lazım.”

* “Türkiyenin her yerdeki pozisyonunu yeniden gözden geçirmesi lazım. Çünkü İran, bu konuda kendi politikaları olan bir ülke ve her konuda da o politikaları dışişleri geleneği içerisinde takip eden sürükleyen bir ülke. İran çok öne geçer; eğer Türkiye yapıcı bir rol takınmazsa. İranın sağlam politikaları vardır.”

* “Eğer Batı ile de ittifak haline girerse -ki asıl ittifak Amerika ile olacak ittifaktır-, bunların arkasında Amerika vardır, onun için İran bu bölgede aranan güveni sağlayacak ülke haline gelecektir. O zaman Türkiyenin rolü ister istemez çok gerilere gidecektir, karıştırıcı bir ülke olarak kalacaktır, bu hükümet böyle kalırsa.”

* “Türkiye politikalarını değiştirmeli, değiştirmeden önce de bir kere bu anlaşmayı desteklemeli, desteklediğini açıkça ortaya koymalı, katkıda bulunabilecekse ona katkıda bulunabilmenin yollarını aramalı, bir de İran ile itişmekten vazgeçmeli lüzumsuz yere."

***

Osman Bey, önseçimden beklediği sonucu alamadı. Korutürk, anladığım kadarıyla gelecek Meclis’te yer alamayacak.

Ama yine de bu söyledikleri anlamlı diye düşünüyorum…

ÖRTÜLÜ ÖDENEK

Önce “örtülü ödenek” nedir, kısaca bilgi vermek istiyorum.

1) Bu ödenek, gizli istihbarat ve savunma hizmetlerine, devletin yüksek güvenliği ve yüksek çıkarları için, siyasi ve sosyal konularla, kültür ve devletin itibarını arttırıcı hizmetlerde ve olağanüstü hizmetlerin sağlanmasında, yürütme organının görevleri içine giren amaçlarla harcanabiliyor.

2) Örtülü ödenek, Başbakanlık bütçesinde gizli hizmet giderleri maddesinde yer almakta.

3) Ödeneğin harcama yeri ve hesaplarının nasıl tutulacağı, hangi belgelerin, görev değişmesi halinde yeni başbakana bırakılacağını, görevdeki başbakan belirliyor.

4) Bu ödenekten, başbakan ve ailesinin şahsi giderlerine ve siyasi partilerin propaganda ve seçim ihtiyaçlarına harcama yapmak mümkün değildir.

***

Yeni dönemde, yasal düzenleme ile Cumhurbaşkanlığı’na da “örtülü ödenek” hakkı tanınması özellikle CHP tarafından yerden yere vuruldu.

Ben öyle düşünmüyorum;

Devleti temsil eden ve Anayasaya göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Başkomutanı olan Cumhurbaşkanı’nın “örtülü ödenek” hakkı elbette olmalıdır. Devlet hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi için böyle bir düzenleme olumlu olmuştur.

AHLAKSIZ KARTVİZİT!

“Muhterem Adnan Bey,

Ankara’da belediye otobüsünde yolculuğum sırasında ilginç bir sohbetle karşılaştım.

Yanımda oturan bir kişi, cadde kenarına saçılmış kartvizitleri göstererek şunları anlattı: ‘Bu travesti ve benzeri kartlar yüzünden bir samimi arkadaşımı cinayetten zor caydırdım. Arkadaşımın oğlu, cep telefonuyla, bu kartlardaki kadınlarla bir ayda 4500 liralık konuşma yapmış. Babanın emekli aylığı çok az. Adam şoka girdi, oğlunu neredeyse öldürecek. Araya girdik. Ödemesine destek verdik de zor vazgeçirdik…’

Sormak isterim; bunun caydırıcılığı yok mu Yoksa evlat katili babalar çoğalınca mı tedbirler alınacak ” (Habip Düzcan-Ankara)

GEÇMİŞ OLSUN!

Fenerbahçe Futbol Takımı önce kurşunlara hedef oldu, bunun devamında büyük bir kaza atlattı.

Allah (C.C.) korudu; otobüs o viyadükten aşağı yuvarlansaydı ne olacaktı Bugün bambaşka şeyleri konuşuyor olacaktık belki de…

Saldırganların bir an önce bulunup adalete teslim edilmesi en büyük temennim.

Bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçe camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.

NOT Bugün, 6 Nisan 2015, Pazartesi. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!

---son---