Suriyede yaşananlar, Türkiye ve dünyanın da sıcak gündemi. Gözler, Suriyede olup bitenlerde. Olaya, yalnız gelinen noktayı dikkate alarak tek taraflı yaklaşmak yanıltıcı olur. Tarihi derinlikleri ve fotografın tamamını görerek ele almak en sağlıklı olanı.

Erbakan Hoca, Suriye konusunda hazırlanan senaryoyu yıllar önce haber vermişti: "Haçlı-Siyonist ittifakı, Arz-ı Mevudu İsraile katma planı çerçevesinde Suriyenin derhal işgal edilmesini istiyor."

İsrail, Arz-ı Mevud idealini gerçekleştirme çalışmalarına hız vermiş durumda. Bu iş için ABDyi de mıknatıs alanına çekmiş görünüyor. Tarihinin hiçbir döneminde İsrail-ABD ilişkileri bu derece ileri seviyede olmadı. Tek devlet görüntüsü veriyorlar.

ABD, başkanlık seçimleri için propaganda dönemine girdi. Başkan adaylarının tutumlarına dikkat ediyor musunuz Herbiri, "İsraile ben daha iyi uşaklık ederim" havası içinde. "İsrail Lobisi ve ABD Dış Politikası" kitabının yazarı, ABDli Siyaset Bilimci Prof. Dr. John Mearsheimer, "Başkanın önemi yok, ABDyi İsrail yönetiyor" ifadesini kullanıyor.

Şimdi, ABD ve İsrail Esadı vurmayı görüşüyor. Bu iş için ince hesaplar yapıyorlar. Zayiat vermeden kazançlı çıkmanın yollarını arıyorlar. Şunu biliyorlar ki, Suriyede, Libya ve Tunusta olduğu gibi savaşı tazmin edecek tabii kaynaklar yok. Onun için, maşa kullanarak hedefe ulaşmayı arzu ediyorlar. Türkiye üzerinde yoğunlaşmalarının sebebi bu.

Türkiye oyuna gelmemeli

Şurası da dikkatten kaçırılmamalı: Hafız Esaddan sonra, oğul Beşşar Esad ılımlı politikalar izliyordu. Halk ve yönetim arasında ciddi bir problem yoktu. Suriye, Batının destek ve kışkırtmasıyla iç savaşa sürüklendi. Bölgenin hassasiyetlerinden faydalanarak mezhep çatışmaları sonuna kadar körüklendi. Onlara, Tayyip Erdoğanın rol-model ve kurtarıcı olduğu fikri empoze edildi.

Bugün ABD, İsrail ve Batı sözcülerinin Türkiyeyi kışkırtıp gaza getirmek istediklerini hep birlikte görüyoruz. Türkiye de bu akışa kendini kaptırmış gibi.

Peygamberimize (s.a.v) hakaret içeren karikatürler konusunda Danimarkayı destekleyen NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen şöyle diyor: "Türkiyeyi, Suriyeye karşı korumaya hazırız." İsrail Dışişleri Sözcüsü Yigal Palmor da şu ifadeleri kullanıyor: "Türkiyenin Suriyeye askeri karşılık vermesini haklı buluyoruz. Türkiye, uluslararası hukuka göre haklıdır." Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, "Suriyeyi kınıyoruz, Türkiye ile her seviyede temastayız" diyor. Ayrıca, CIA Ajanı Graham E. Fuller, ABD Dışişleri Bakanı Bill Buins, İsrailin Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, ABD Genel Kurmay Başkanı Martin Dempsey gibi bütün Batılı sözcüler ağız birliği yapmış gibi aynı şeyi söylüyorlar.

Maksatları, Suriye ile Türkiyeyi kapıştırmak. Bunun için ellerinden geleni yapıyorlar Nice plan ve tuzaklar kuruyorlar. 22. 6. 2012de Suriyede bir keşif uçağımız düşürüldü. İşin iç yüzü aydınlatılamadı. Suriye, son olarak Akçakaleye saldırdı. 5 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bütün bu olayları aklıselim ve fotografın tamamını görerek değerlendirmek zorundayız.

Beşşar Esadın Baas Partisi Suriyede yüzde 7lik Nuseyri azınlığı temsil ediyor. Büyük halk kitleleri masum ve yıllardır Esad ailesinin zulüm ve baskısı altında. Esada kızıp Suriye halkıyla savaşmak düşmanlarımızın işine yarar. Çünkü bu, Müslümanı Müslümana kırdırmak olur. İslam kardeşliğine ilave olarak sınıra yakın şehirlerimiz Suriyelilerle akraba. Birbirinden kız alıp veriyorlar. Bunlar dikkate alınmadan olaya yaklaşmak büyük eksikliktir.

Başbakan itidalli olmalı

"Hazır ol cenge ister isen sulh u salah" diyerek hamasi şiir ve sözler okumayı seven sayın Başbakan, Türkiye ve Suriyeyi kapıştırarak seyretmek isteyen emperyalist odakların kışkırtma ve gaza getirme tuzakları karşısında itidalli olmalı.

Başbakan, Suriyede yaşanan son olayla ilgili olarak "hemen müdahale ettik" ifadesini kullandı. PKK terörü ile ilgili olarak da "hemen müdahale etmesi"ni isterdik.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da "Türkiyenin Suriyeyi 3 saatte bitirecek gücü var" diyor. Evet, doğru ama, bu iş sonunda kimin işine yarayacak Bunu hiç düşündünüz mü

Emperyalist odaklar Türkiyeyi savaşın içine çekmek istiyorlar. Allah bize akıl gibi bir nimet vermiş, problemlerini çözsünler, diye. Bu yüzden her problemin çözümü vardır. Elimizi çabuk tutmalıyız. Bugün için barışın faturası ucuz ama, yarın çok pahalı olacağı açık. Zamanında tedbir almalıyız.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalakın şu sözleri çok önemli: "Batılılar, İslam topraklarına ayak basmamalıdır. Çünkü, Batı ayak bastığı her yere sömürmek amacıyla geliyor, yağmalıyor, yakıyor, yıkıyor. Irakta olduğu gibi."