Bir arkadaşım şöyle bir soru sordu: “Bizim aile, çok katı kuralların yaşandığı küçük bir devlet gibidir. Büyükler istediği gibi davranır, istediklerini yaparlar. Ama küçüklerin söz hakkı yoktur. Yirmi yıllık evliyim, eşimin yakınları tarafından ağır hakaretlere maruz kalıyorum ama hakkımı savunma imkânım yok. Geçen gün psikoloğa gittim bana bir yolunu bul ve kendini uygun bir dille ifade etmeyi başar dedi. Bunu nasıl yapabilirim Çevremizde, “hiçbir şey eskisi gibi değil, şimdinin çocukları evin reisi gibi davranıyor, sınır tanımıyor” diyenler ağırlıkla olsalar da, bizim toplumumuzda insanların tam olarak kendilerine ifade etme özgürlüğü yok. Özellikle katı kuralların hâkim olduğu aile ortamında, ne kadın ne de çocuk karşı tarafa ulaşma ve duygularını açık etme imkanına sahip. Bunu gündelik hayatınızda geçen sıradan konuşmalardan da çıkarabilirsiniz:

Çocukla arkadaşı arasında şöyle bir konuşma geçiyor:

Çocuk: İlk defa zayıf aldım, aileme söylersem kıyameti koparır. O yüzden söylemedim, ikincide çok yüksek bir not almalıyım, yoksa annem beni çok ağır şekilde cezalandırır. Çocuğun arkadaşı: Ben de sırf annem istiyor diye resim kursuna yazıldım ama hiç hevesim. Çok sıkılıyorum…

Bir kadın kapı komşu ile sohbet ediyor ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: Eşim çoraplarını ortalığa bırakıyor, evi çok dağıtıyor, sürekli hizmet istiyor… Hafta sonu biraz dinleneyim diyorum fakat izin vermiyor, yorgun olduğumu söylesem yanlış anlar, sorun çıkar o yüzden susuyorum. Kadının arkadaşı: Ben de bütün gece uyuyamadım, yukarı kattaki komşum çok gürültü yapıyor, geçen gün çıktım söyledim ama hala devam ediyor, bir kere daha söylesem adım kötüye çıkacak.

Bir anne ile kız arasında söyle bir konuşma geçiyor:

Anne: İki yıldır sınava giriyorsun bir yer tutturamadın, soranlara ne diyeceğim, geçen komşu kızınız yine mi kazanamadı dedi utancımdan yerin dibine geçtim.

Kız: Ben de arkadaşlarım sorduğunda utanıyorum ama ne yapayım elimden geleni yaptım.

Bir anne eşiyle konuşuyor: Bizim oğlan hala işe girmedi, akrabalar sürekli arıyorlar bir şey diyemiyorum, çok utanıyorum bu çocuk verdiğimiz bütün emekleri zayi etti.

Farkında mısınız bilmiyorum; seçimlerimizi yaparken ne yapmak istediğimizi değil insanların bizden neler beklediklerini dikkate alıyoruz. Çünkü çevre baskısı üzerimize bir dağ gibi çöküyor ve hiçbir zaman kendimiz olamıyoruz.