Ateist iken İslam’ı seçen Hintli şair Kamala Das, Batı kültürünün sözde kadına verdiği özgürlüğün kendisini cezbetmediğini, kadını koruyan, emniyette tutan tek gücün İslam olduğunu ifade ediyor. Hintli şair Batı’nın öne sürdüğü özgürlükten bıktım, istemiyorum ve bu benim için bir yük haline geldi, özgür olmayı değil korunmayı arzu ediyorum diyor ve İslam’ın insana gerçek özürlüğü bahşettiğini ifade ediyor.
Kamala’nın ifadeleri beni ilk insandan beri tartışılan özgürlük kavramının çatışmalara, atışmalara ve ayrışmalara sebep olan kulvarına götürdü ve özgürlüğün tehlike olarak görülmesinin nedeninin içinde barındırdığı hak ve güç kavramı olduğunu düşündüm. Özgür bir insana nasıl boyun eğdireceksiniz ki? Onu nasıl kontrol altına alacaksınız?
Özgürlük uçsuz bucaksız bir okyanus ve herkes bu okyanusu kendi penceresinden seyredip tanımlamaya çalışıyor. Ömürlerini kitaplarla geçirmiş ilim insanları bu konuya sıklıkla değiniyor ve sanki gizemli bir güçten bahsediyorlar. Onlara göre özgürlük göklerin derinliklerinde seyreden bir albatros… Ayakları yere değmeyen, hayatlarımıza ulaşamayan bir güç…
Ben özgürlüğün o kabuktan çıkarılıp hayatıma değmesini istiyorum… Ben o okyanusu uzaktan seyretmek istemiyorum derinliklerine doğru dalarak buradaki yerimin ne olduğunu bilmek istiyorum. Nedir özgürlük dediğiniz şey? Görünmez dağların ardında yaşayan bir kuş mu? Gizemli bir ses, bir söz mü? Benim alanıma inemeyecek kadar uzakta mı özgürlük? Özgürlük bana bahşedilmiş olan sınırlar değil mi? Ne?
Hak, özgürlük, eşitlik ve demokrasi kapitalist sistemin içini boşalttığı ve sömürgeleştirdiği toplumlara servis ettiği kavramlar arasında yer alıyor. O yüzden şiddet, nefret, müstehcenlik ve cinsel sapmalar özgürlük adı altında servis ediliyor ve bizi o kokuşmuş hayatın içine doğru çekiyor. Oysa özgürlüğün nerede başlayıp nerede biteceği bize yüce dinimiz tarafından bildirilmiştir. Ve şunu biliyoruz ki; özgürlük neye ne kadar hakkımızın olduğumu bilmemiz ve bu hakları korumamızla hayat bulacak bir değer…
Bugün özgürlük kavramı topluma yön gösteren ilim insanlarından tutun da sokaktaki insana kadar hemen herkesin dillendirdiği bir kavram… Peki, topraklarımızın, manevi birikimlerimizin ve kaynaklarımızın işgalini çaresizce seyreden bizler gerçekten özgür müyüz?
Bizim özgürleşmeye acilen ihtiyacımız var ve bunun için özgürlük kavramının kitapların arasından çıkıp hayatımıza ulaşması gerekir…