Sömürülen, yozlaştırılan, yoksullaştırılan, baskı altına alınan, şiddete maruz kalan, yaşam hakkı elinden alınan, kaosa sürüklenen bunca insan sen sustuğun için zülüm gördü.

Küresel aktörlerin Balkanlar üzerindeki güç mücadelesi, Avrupa’nın ortasında ve dünyanın gözü önünde işlenen bir soykırıma sebep oldu. ABD, bir tarafta tek dinli ve tek kültürlü bir Avrupa hedefiyle hareket eden AB, bir tarafta Balkanlar’daki hesapları doğrultusunda Sırpları destekleyen Rusya… Ve 250 bin masum sivilin soykırıma uğratıldığı ülke…

1830 yılında işgal ettiği Cezayir’i 132 yıl boyunca sömüren Fransa, 1954-1962 yılları arasında süren bağımsızlık mücadelesi boyunca 1,5, toplamda ise 5 milyon insan katletti.

Yüzyıllar boyunca Kafkasya üzerindeki sömürgeci politikalarına devam eden Rusya, 1994 ve 1999 yıllarında Çeçenistan’da gerçekleştirdiği iki işgalle yüz binlerce insanı katletti, 1 milyona yakın insanı da göçe zorladı.

Körfez savaşı sonrasında sürdürülen ambargolar sebebiyle 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği Irak’ta, 11 Eylül 2001 sonrasında gerçekleştirilen işgalle birlikte sadece birkaç yıl içinde yine 1 milyondan fazla insan hayatını yitirdi, 4 milyon insan hayatta kalabilmek için ülkesini terk etti, 5 milyon çocuk yetim kaldı.

ABD, 1955-1973 yılları arasında sürdürdüğü işgal boyunca Vietnam’da 8 milyon tondan fazla bomba kullandı. Bu rakam II. Dünya Savaşı’nda tüm dünya ülkelerinin kullandığı 3 katı ve Hiroşima’ya atılan atom bombasının 640 katı büyüklüğündeydi. Savaşta 3 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi.

20. yüzyılın ortalarında bu yana devam eden Çin’in soykırımı ve asimilasyon politikaları, Doğu Türkistan’da yüz binlerce insanın yaşamını yitirmesine yol açtı.

Çin, 20. yüzyılın ortalarından bu yana Tibet’te sürdürdüğü işgal boyunca,1 milyondan fazla insanın yaşamını yitirmesine yol açtı.

1979-1989 yılları arasında Rusya, 2001’den bu yana ise ABD’nin işgali altında bulunan Afganistan’da, İşgaller sebebiyle milyonlarca insan yaşamını yitirdi.

İşgal ettiği topraklarda 1948‰ yılında kurduğu hukuksuz devletle İsrail, dünyanın gözü önünde bir soykırım politikası uygulamaya devam ediyor. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir devam eden işgal ve soykırım politikaları neticesinde bugüne kadar yüz binlerce insan yaşamını yitirdi. Milyonlarca insan vatanını terk etmek zorunda kaldı.

1994’te Ruanda’da yaşanan ve 1 milyon kişinin hayatını kaybettiği olaylar dünyaya “vahşi Afrikalıların bir kurban ayini” olarak sunuldu. Ancak yaşananlar, uzun yıllardır bölgeyi sömüren Batılı güçlerin çıkarları doğrultusunda uyguladıkları politikaların bir sonucu olduğu gizlendi.

Lübnan’ı terk etmeye zorladıkları FKÖ milislerine, geride kalanların hayatlarını korunacağı garantisini ABD ile birlikte veren İsrail, büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Sabra ve Şatilla kamplarında gerçekleştirilecek katliamı Hıristiyan Falanjistlere ihale etti. İsrail tarafından ablukaya alınan kamplara giren Falanjistler, 16-18 Eylül 1982’de 20 bin kişinin yaşadığı kamplarda 3 gün boyunca yaklaşık 3 bin 500 kişiyi vahşice katletti.

Kırım Tatarları Yüzyıllar boyunca Rusya’nın soykırım ve asimilasyon politikalarına maruz kaldı. Yaşadıkları yerlerin isimleri değiştirildi, alfabeleri değiştirilerek eğitim imkânları ellerinden alındı. Vakıflarına el konuldu. (Devam edecek)