Sürekli olarak çalışan ve belirli bir miktar yükün sürekli uygulanması sonucu metal malzemelerin istenilen dayanım özelliğini yitirmesi, metal yorgunluğu olarak açıklanabilir. AKP kadrolarında yaşanan acaba böyle bir şey mi? Kesinlikle hayır! Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 5 Mayıs 2016 tarihinde MYK ardından yaptığı konuşmasında; “Gücün yozlaşmasına karşı en fazla yatırım yapmamız gereken AK Parti Gençlik Kolları” ifadesini kullanıyordu. Bu konuşma AKP’nin internet sitesinde sansüre uğruyordu.
Sorun aslında tam da buydu! Ortada bir güç vardı ve artık yozlaşmaya yüz tutmuştu. 18. yüzyılda yaşamış bir İngiliz devlet adamı olan Willliam Pitt’in şu sözü bana göre güç konusunda bugüne kadar söylenmiş en güzel sözlerden biridir: “Sınırsız güç yozlaşmaya mahkûmdur.” Bir asır sonra İngiliz özgürlük tarihini yazan büyük liberal filozof Lord Acton’un şu sözü de William Pitt’inki kadar muhteşemdir: “Güç yozlaşma doğurur, mutlak güç mutlak yozlaşma doğurur.” Burada sihirli sözcük “yozlaşma” olduğunu siz değerli okuyucularım anlamıştır. Tarih sahnesine baktığımızda yola beraber çıkan dava arkadaşlarını davadan uzaklaştırılır ve sesi çok çıkan istifa ettirilir. Öyle bir zaman sonra durum öyle bir noktaya gelir ki artık liderin etrafında kendisine kayıtsız şartsız biat edecek vasıfsız takipçilerden başka kimse kalmaz. Bu yozlaşmanın getirdiği kaçınılmaz sondur.
Sayın Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı olarak metal yorgunluğundan bahsetti. Yorulan teşkilat mensuplarının mutlaka bırakmasını ifade etti. Burada sıkıntı şu; eğer değişim şartsa bütün teşkilatları değiştirip sıfırlamak gerekiyor. İhale takip eden ilçe başkanı ve iş kovalayan belediye meclis üyesi, emlakcı ile ortak çalışan imar müdürlüğünde görevli personeller, işçi bulma kurumu gibi çalışan il teşkilatları, deprem toplanma alanlarının AVM yapılmasına izin veren belediye başkanları, ortada bölge otoparkı olmadığı halde kat başı müteahhitten %25 otopark parası alan belediyeler, ihale verilen yemek şirketlerinin askerleri ve hastane çalışanlarını zehirlemeleri, bu örnekler o kadar çok çoğaltılabilir ki… Hangi birini değiştireceksiniz? Akşamdan sabaha bu mümkün olur mu? Yanlış tarım politikaları, hayvancılıkta ve tarımda dışa bağımlı hale gelmemiz, dış politikada yapılan yanlışlıklar, çok partili sistemden, tek adamlığa geçiş. Bunları metal yorgunluğu ile açıklayabilir miyiz? Sürekli değişen eğitim politikalarının nedenini neye bağlayacaksınız? Ya stratejik ortağımız biz yerine PYD’yi tercih etmesi, Almanya ile kavgamız. Kıbrıs meselesini, Suriye’de yaptığımız yanlış politikaya ne sebep bulacaksınız?
Aslında sıkıntımız metal yorgunluğu değil, son on beş yılda yozlaşan değerlerimizdir. Elde ettiğimiz manevi değerlerimiz hiç bu kadar hoyratça harcanmamıştı. Tesettür hiçbir dönemde bu kadar kirlenmemişti. İslamcılık hiçbir dönemde bu kadar dejenere olmamıştı. Cemaatler hiçbir dönemde devlette bu kadar söz sahibi olmamıştı. Hiçbir dönemde rantlaşma ve sebepsiz zenginleşme bu kadar ayyuka çıkmamıştı. Ortada bir yorgunluk varsa metalin yorgunluğundan değil, gücün getirdiği rant sarhoşluğundandır. AKP kendini yenileyecekse; teşkilatları ve belediyeleri hem sıfırlayacak hem de fikri sıfırlama yapıp, yeniden kurmak mecburiyetindedir. Unutulmamalıdır ki, yol bozuk olduğu sürece yoldan çıkanlar hep olacaktır.