Irak’ı ve Suriye’yi parçalayan ABD, İran’ı ve Türkiye’yi parçalamayacak mı sanıyorsunuz? Bunu saklamıyorlar ki… McCain Afganistan’da “Suriye düşerse İran’ı kolay yeriz,” demişti.

“Suriye’deki asiler acilen silahlandırılmalı! Suriye hükümetinin düşmesi sağlanmalı! İran’ı güçsüzleştirmek için etkili adımlar atılmalı… İran ve Rusya Beşar Esad’ı silahlandırıyorsa, biz de katledilen grupların kendilerini savunmalarını sağlamalıyız!... ABD silahları doğrudan yollamak yerine, Arap Birliği ya da başka bir üçüncü dünya ülkesi üzerinden yollanmalı.” (Zemberek. Banu Avar. S.53-54)

1916’da İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’nin topraklarını aralarında paylaştıkları Sykes-Pico Anlaşması ve ABD Başkanı Woodeow Wilson’un 1918 yılında yapılan bölünmeyi artık Amerika yeterli görmemektedir. Bundan dolayıdır ki; Büyük Ortadoğu Projesi adını verdiği proje kapsamında dünya petrol rezervinin 67’sine, doğal gaz rezervinin % 35’ine ve uranyum, plütonyum, bor ve neptünyum madenleri ile çok önemli su kaynakları kolayca istismar edebilecek şekilde yeniden daha küçük parçalara bölmeye çalışmaktadır. Ortadoğu’nun önemi sadece ekonomik değildir. Siyasi, Coğrafi pek çok sebep olduğunu görürüz. Bunları Sıralarsak. 1- Doğal kaynakların kontrolü. 2- Haçlı zihniyeti. 3- Stratejik bölgelerin kontrolü. 4- İsrail’in güvenliği.

İsrail’in destek verdiği ve ikinci İsrail gözüyle bakıldığı Kürt Bölgesel yönetimi Akdeniz’e inmesi için Kuzey bir koridorun oluşması gerekmektedir. Bu koridor Irak, Suriye-İran topraklarından geçerek Akdeniz ile Hazar denizini bağlayacaktır. Bölünmeyi Irak ve Suriye’de hemen hemen tamamlamış durumdalar.

Irak’ta Barzani, bağımsızlık için referanduma gidiyor. Kürtlere bir parmak bal çalarak İsrail’le müttefik bir Kürdistan kurmak peşindeler. Batı; bölgesinde barışçı olmayan etrafıyla savaşabilecek güce sahip bir Kürdistan. Bütün etrafı düşmanlarla kaplı ve bu düşmanlara karşı İsrail’le ve Batı’yla ölümüne ittifak eden bir Kürdistan düşünüyorlar. Suriye’de ise, PKK/PYDise kantonları devletleştirme amacıyla 28 Eylül’de sandık başına gidiyor. Barzani; bütün baskılara rağmen referandumdan vazgeçmedi. Referandumu elinde bir silah gibi bulundurmak istiyor.

TÜRKİYE VE İRAN KARIŞTIRILMAK İSTENİYOR

Bölünmemiş bir İran ile Türkiye kaldı. İran içeriden karıştırmak için kaşıyıp duruyorlar. Bunu nasıl başaracak? İran vatandaşı olan Azerileri kışkırtarak. Azerbaycan’ın İran’da kalan Güney Azerbaycan’ı İran’dan koparıp kan gölüne çevirmenin planını yapıyorlar. Fakat bir Azeri-Fars çatışması kolay değildir.

Bunun için Türkiye’yi ikna edilmesi ve Azerbaycan hükümetinin kullanılması gerekmektedir. AB uyum yasaları çerçevesinde Türkiye yumuşak lokma haline getirilmek istenmektedir. Türkiye’nin 57’nci hükümet döneminde imzaladığı ve sumen altı yapıp, TBMM’ne onaylatılmayan ikiz yasalar, AKP döneminde 4 Haziran 2003 günü, tamda ABD’nin Irak işgali esnasında, mecliste onaylanıp resmi gazetede yayımlanmıştır. “İkiz Yasalar” halklara, her türden etnik topluluğa, mezheplere, farklı toplumsal kökenlere, tarikatlara, cemaatlere ve yerel gruplara kendi statülerini özgürce tayin hakkı veriyordu.

Türkiye, bu sözleşmelerde tanınan “halkların kendi kaderini tayin hakkı”nı ve diğer hakları uygulamaya geçirmek için gerekli düzenlemeleri yapmayı taahhüt ediyordu. İkiz Yasalar, adeta Amerika’ya Türkiye’yi parçalama hakkı tanıyor. ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson tarafından, Osmanlı topraklarında yeni devletler kurmak için ortaya atılmış olan “halkların kendi kaderini tayin etme” hakkı. 25 Eylül’de yapılması planlanan bağımsızlık referandumu, yaklaşık 150 yıllık bir projenin hayata geçirilmesidir.