Ortada bir Kürt sorunu varsa; bunu meydana getiren Judia (Yahudi) Kürtler ve destekleyen, Yahudi ideolojisinin gerçekleşmesi için Ortadoğu’yu tamamen parçalayıp, Büyük İsrail’i kurma emelleri için dünya terörünü meydana getiren Siyonistlerdir. Terörü meydana getiren ile sizi terörden kurtarıp, demokrasi getireceğim diyen aynı şeytandır. Bu şeytan, Siyonistlerle iş birliği içerisinde Ortadoğu’yu ateş çemberine çevirmiştir. Kürtler ne ABD’nin, Ne İngiltere’nin umurunda değildir. Sadece Batı çıkarları doğrultusunda Kürt kardeşlerimizi kullanıyor. Menfaatleri olduğu sürece kullandıkları ırkın önemi yoktur.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın gizli belgeleri, kurtuluş savaşı yıllarında İngilizlerin bir Kürt devleti kurdurmaya çalıştıklarını görmekteyiz. İngiltere’nin İstanbul’daki yüksek komiser yardımcısı Amiral Webb’den Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderilen 19 Ağustos 1919 günlü raporda; “Amerika Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir Ermenistan’ı himaye edecek. Geri kalan dört ili de bir Kürt devleti olarak İngilizlerin himayesine bırakıyor.” (Uğur Mumcu, Kürt İslam ayaklanması. S.13)
Müsteşar Hohler, 27 Ağustos 1919 günü Londra’ya gönderdiği raporda; “Kürt sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Kürtlerin ve Ermenilerin durumları beni hiç ilgilendirmez…” diyordu.
28 Kasım 1919 günü Mr. Kidston’dan Londra’ya gönderilen raporda; “Kürtlere her ne kadar inanmazsak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir.” İfadeleri yer alıyor. Niyet ve amaç net bir şekilde ortaya konulmuştur. ABD’nin ebedi dostu, ebedi düşmanı yoktur. Ebedi çıkarı vardır. Bugün Ortadoğu’daki Kürtler, ABD tarafından çıkarları doğrultusunda kullanılmaktadır.
Aslında her şey petrol kuyularının ve enerji yollarının ele geçirilmesinden başka bir şey değildir. Batı imkânı olsa her petrol kuyusunun başına bir devlet kuracaktır. Hükümetleri yönlendiren hatta idare eden çokuluslu şirketler, bütün dünyada olduğu gibi Ortadoğu’da da ilk sırada rol almaktadır. Sabah Gazetesi’nin 06.04.2011 tarihli ekonomi haberine göre; “Yıllar sonra ortaya çıkan belgeler ile Irak’ın işgalinden önce, petrol kuyularının işletilmesi için gizli antlaşmalar yapıldığı ortaya çıktı. Hükümetin Irak savaşına girmeden önce petrol devleri Shell ve BP ile görüşme yaptığı belirlendi. Ülkemizde bazı siyasi ve askeri yetkililer, PKK’nın kuruluş amacını bilmediklerinden, Barzani ve Talabani’yi Öcalan’dan daha güvenilir bularak yıllarca terör örgütü PKK’ya karşı bu güvenilir sanılan kişilerle iş birliği yapmıştır. Barzani ve Talabani’ye diplomatik pasaport verilmiş, her türlü Lojistik ve silah yardımı yapılmıştır.
IKBY’nin aldığı bağımsızlık referandumu kararı bölge ülkelerinin yanı sıra Amerika ve AB tarafından kabul görmedi. Şu ana kadar Barzani’nin referandum kararına tek destek İsrail’den geldi. İsrail ile Barzani ilişkileri çok eskiye dayanır. MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel ‘s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adli kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü’nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor. (devam edecek)