Milli Gazete, Yeni Devir, İttihat, Bugün, Doğu gibi çok sayıda gazetede ve Anadolu Gençlik Dergisi, Muştu, Tohum, Hareket, Mavera, Gençlik Dergisi, Hisar gibi dergilerde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Özellikle çocuk şiirleriyle akıllarda kaldı.
Merhum Rıfkı Kaymaz’dan söz ediyorum.
Rıfkı Bey, 22 Şubat 2010 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu ebediyete irtihal etti. Bugün vefatının sene-i devriyesi…
***
Rıfkı Kaymaz, proje virtüözü idi adeta... Ne zaman bir araya gelsek çantasında bir yığın projeyle karşıma çıkardı... Koşturdu yıllarca... Şöyle bir soluklanıp nefes almadı... Can,
Erzincanlıydı... Erzincan da onun için can’dı...
12 Eylül askeri ihtilalinin fırtınalı günlerinde, yayınlanmasına öncülük ettiği günlük Doğu Gazetesi’nin yayınının aksamaması için nasıl da olağanüstü gayretle çaba gösterdiğini bugün gibi hatırlarım. Halen aynı gazetede yazılar yazıyordu...
Son Derviş aramızda artık yok.
***
Öğrencileri ve arkadaşları Rıfkı Kaymaz’ı Millî Gazete’ye şöyle anlattılar:
Zafer Yılmaz: Rıfkı Kaymaz, lisede ufkumuza açıklık getiren edebiyat öğretmenimizdi. Sabit bir düşünceyi dayatmayan, bağnazlığı tasvip etmeyen, geniş ve derin bakmayı öğreten, öne
çıkmayı önemsemeyen güzel bir insandı. O, Erzincan gibi küçük bir şehirde dönemin Türkiye’sini ve dünyasını izleyebilen ve şartlarına göre beklenenin çok üzerinde verimlilik gösteren
biriydi. Hayırlı işlere tüm gücüyle koşar, işin tamama ermesine çalışır, sonuçtan nemalanmayı hiç düşünmezdi. Bugün etrafımızdaki insanların halleri, benim onu daha çok özlememe sebep oluyor. Rahmetle, hürmetle anıyorum…
Mustafa Meydan: Rıfkı Hocamız, imam hatipli öğrencilerini okumaya, yazmaya, araştırmaya yönlendiren, üniversiteli eden bir eğitimciydi.
Lütfi Şimşek: Merhum hocam Erzincan’a her gelişinde beni bulur, yazma konusunda ısrar ederdi... Son şiir kitabını bana uzatıp, “tahlilini beklerim” dedi... Kitabı incelediğimde Erzincan’la ilgili şiirlerini gördüm ve Doğu Gazetesi’nde bir makale yazdım. Erzincan’ın “can” taşıdığını, hocamın şiirlerinde gördüğümü, taşıyla, toprağıyla, kültürü, geleneğiyle sonra ketesi, cimin üzümü (vs.) Erzincan’ı şiirle yaşatan mısralar arasında bir köprü kurup ırmağın akışıyla, kuşların ötüşüyle bahar mevsimini yaşayan bir havayı teneffüs ettiğimi dile getirmiştim bu makalede... Çok arzu etmesine rağmen bu makaleyi ne yazık ki göremedi…
Halil İbrahim Özdemir: Rıfkı Kaymaz, dünyada yaşayan tüm insanlığın insanlık dilinin özeti gibiydi. O her dilden, her meşrep ve mezhepten insanın ortak lisanını barındırırdı. Ondaki alçak gönüllülük evliyaları bile kıskandıracak nitelikte bir tevazu örneğiydi. Kendisine ait saniyesi, dakikası yoktu. Başta ailesi, öğrencileri, dostları olmak üzere kendisini onlara vakfetmişti. Zamanı onlara aitti. Her anında aklında bir projesi vardı. Başarılı olsun veya olmasın, yaptığı projeleri her an uygulamaya koyar, başarısını beklemezdi. Bir kitap, bir şiir onun için bir projeydi. Dostlarını ziyaret bir projeydi… Rahmet diliyorum…
Kadir Akarkaya: Merhumla Erzincan’da uzun süre beraberliğimiz oldu. Rıfkı abide ben şunu gördüm; vizyon sahibi bir insandı, bitmeyen tükenmeyen bir enerjisi vardı, kendisi öğretmen olmasına rağmen mesleği dışında da uzman sahibi bir insandı. Proje üretip, bunları cesaretle hayata geçirirdi. Kimsede olmayan bir özelliği de kalp kırmaz, sinirlenmek, kızmak nedir bilmezdi. Fıtratı adeta sahabe-i kiram yaşantısıydı. İyi bir baba, iyi bir öğretmen, iyi bir yazar, iyi bir şair, iyi bir hattat, iyi bir gazeteci, iyi bir (vs.)… Saymakla bitiremeyiz… Allah (c.c.) gani gani rahmet eylesin…
Salih Ateş: Rıfkı Hoca bize kısa bir süreliğine sanat tarihi dersine geldi. Rahmetli ile ilgili söylenecek şey, bir Erzincan beyefendisiydi. Allah (c.c.) rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
GELİN BU MÜTHİŞ PROJEYE DESTEK VERELİM!
Sultanbeyli’ye, 147 yatılı öğrenci kontenjanına sahip, spor salonundan konferans salonuna, oto parkından mescidine, çok amaçlı salonlarından kadınların çalışma yapacağı alanlara kadar planlanmış müthiş bir proje bu.
Anadolu Gençlik Deneği (AGD) Akile Öğrenci Yurdu projesinin kaba inşaatı bitmiş durumda.
3 bodrum, 1 zemin ve 4 normal ve 1 de çatı katı olmak üzere 9 kattan müteşekkil projenin toplam maliyeti yaklaşık 6,5 milyon TL.
Şu ana kadar 2,5 milyon TL harcanarak kaba inşaatı ve çatısı tamamlandı.
Hayırsever işadamlarımızın destekleri ile kısa zamanda diğer işlerini de bitirip hizmete sunulması hedefleniyor.
AGD/MGV Sultanbeyli Şube Başkanı Bilal İnce koşturuyor da koşturuyor. Ama gelin bu önemli hizmete elimizden geldiği oranda destek olalım…
Hesap Adı: Sultanbeyli Anadolu Gençlik Derneği… İBAN: TR09 0020 5000 0101 6693 4000 01
İSİM İSİM SAADET’E DAVET!
Saadet Partisi Üsküdar Gençlik Kolları’nın son çalışması dikkatimi çekti; Üsküdarlı gençlerin isimlerine özel olarak gönderdikleri mektuplarla partilerine davet ediyorlar.
Üsküdarlı gençleri Saadet Partisi’ne davet etmek amacıyla gerçekleştirilen çalışmada, öncelikle Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Çağlayan Gürsu tarafından bir mektup metni hazırlandı.
Ardından da el yazısı ile kaleme alınan metin çoğaltıldı. Daha sonra ise Başkan Gürsu’nun adıyla isim isim belirledikleri gençlere ulaştırılmaya başlandı.
Mektupta dikkat çekici ifadeler yer alıyor ve mektup “Ömür boyu sürecek kardeşliğimiz için gel ve bize katıl” ifadesi ile son buluyor.
Gürsu’nun şu cümleleri de çarpıcı: “Teşkilat olarak milletimizin ve tüm insanlığın hayrına olacak işlerin içerisinde olmak istiyoruz. Amacımız insanlığın özlemiş olduğu saadet ortamını
hazırlamak. Biz, kalıpları aşan, ufkunu geniş tutan ve ideallerimizin peşinden koşan gençleriz. İstiyoruz ki henüz bizimle tanışma fırsatı bulamamış diğer kardeşlerimiz de, bir an önce bu kutlu amaç için yanımızda olsunlar. Bu sebeple böylesi bir çalışmayı gerçekleştiriyoruz.”
MESAJ PANOSU
Esselamüaleyküm. Bu millet 18’den bıktı... 3194 Sayılı İmar Kanunu’ndaki 18. madde uygulaması… Erbakan Hoca’nın Milli Güvenlik Kurulu’nda imzalamadığı 18 madde… Şimdi de 18 maddeden oluşan anayasa değişikliği... Bu 18 rakamında nasıl bir hikmet olabilir ki? (MAHMUT KAN)