Başbakan Davutoğlu, Yapısal Dönüşüm Planı’nı açıkladı. Davutoğlu’nun açıklaması baştan aşağı ilginçti ama “Kamuoyunun, iş dünyamızın, piyasalarımızın şundan emin olması gerekir: Hiçbir konuda ekonomi yönetimimiz, hükümetimiz bir panik haline ya da varolan dengeleri etkileyecek yola girmemiştir, girmeyecektir” ifadesini ayrı bir yere koymalı. Durduk yere “panik yapmıyoruz” demenin gerekçesi, ufaktan bir paniğin başlaması olmasın sakın!

Davutoğlu, yapısal dönüşümleri açıklarken, ister istemez şu soru akla geliyor. AKP iktidarı, 2002’de göreve geldiği tarihte de bu sıkıntılar ekonomide vardı ve 12 sene boyunca bunları gidermeye yönelik hiçbir şey yapılmadı. Bugün Davutoğlu, “varolan dengeleri etkileyecek yola girmeyeceğiz” dese de, açıklanan “dönüşüm” planı, tam tersine “varolan dengelerle gidilemeyeceğinin” açık bir itirafıdır. Davutoğlu, hem “panik yapmıyoruz” hem de “varolan dengeleri değiştirmeyeceğiz” derken,  üstü örtülü olarak   “denizin bittiğini” söylemektedir. Kamuoyuna ve iş dünyasına mesaj kısmı göstermelik bir harekettir.

Davutoğlu’nun açıkladıkları arasında özellikle “Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi” bölümü bir hayli önem arz ediyor. Artistik bir isme sahip olan bu adımların Türkçe meali “tasarruf”tur, “kemerleri sıkmak”tır. 12 sene boyunca uluslararası piyasalardaki döviz bolluğuyla temin edilen nispeten ucuz dış kaynak, yüksek faiz vererek getirdiğimiz sıcak paranın azalmasının ve savurganca borçlanma devrinin sonunun geldiğinin itirafıdır bu tasarruf programı. Tasarruf yerine “Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi” ifadesinin kullanılması da, kamuoyunu fazla uyandırmama maksadını taşıyor büyük ihtimalle. Öyle ya, Tasarruf Tedbirleri veya Kemer Sıkma Programı demek başka, Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi demek başka. Paranın bittiğini görmek de aslında biraz rasyonellik istemektedir.

Açıklanan tasarruf tedbirleri arasında en ilgi çekici olanı hiç kuşkusuz “yerel yönetimler, valilikler ve diğer kurumların plaket ve hediye sunumunda bulunmayacakları”dır. 5-10 TL’lik plaketlerden yapılacak tasarrufu bir düşünün; muazzam gerçekten de!

İç tasarrufların 2018 sonunda yüzde 19’a çıkarılması hedefi, mevcut tasarrufların yüzde 12-13 bandında olduğu düşünüldüğünde çok da gerçekçi görünmüyor. Bugüne kadar uygulanan ekonomi politikaları, sürekli olarak borçlanma üzerine kuruluydu ve bu strateji bugün Türk ekonomisi için manevra alanı bırakmamakta. Yatırım için tasarruflar yerine dış borçlanmaya mecbur bırakılan ekonominin bir anda yeniden tasarruflara yönelmesinin ek sebebi, dışarıdan borçlanma olanaklarının azalması ve maliyetin artmasıdır. Yapısal Dönüşüm işin kılıfıdır sadece.

Mesela kamuda “sağlıklı” bir taşıt envanterinin çıkarılmasından bahsediliyor. Bunu söylemek, kamunun elindeki taşıtlardan haberdar olmadığının kabulü olmuyor mu Harcamaların kontrol edilip “verimsiz” olanların tasfiyesi, bugüne kadarki harcamaların kontrolsüzce yapıldığı demek değil mi “Bütün hizmet alımları izne tabi olacak” demek, bugüne kadar yapılanların herhangi bir kontrole tabi olmadığına delalet değil mi 12 sene boyunca har vurup harman savurulduğu anlamı çıkmıyor mu bütün bunlardan

Hele ki bir tanesi tam ibretlik. Siyasi iktidarın en büyük kozlarından olan TOKİ’nin yürüttüğü uygulamaların gözden geçirilecek olması, mevcut uygulamalarda oluşan bazı açıkları mı kast ediyor acaba

Davutoğlu’nun açıkladığı bu “yapılacaklar listesi”, aslında 12 sene boyunca yapılmayanların ve yanlış yapılanların da bir yekünüdür. Uygulanan yanlış ekonomi politikasının, kamu harcamalarındaki başıbozukluğun ve sıcak paraya, borçlanmaya güvenerek saçılan paraların itirafıdır. Ekonomi yönetiminde deniz bitti, satacak, paraya çevirecek bir şey kalmayınca plaketten tasarrufa, sokak lambalarının kısılmasına kadar düşüldü maalesef.

Son olarak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, tüm bu tasarruf tedvbirleri üzerine gelen bir sözü ise tam tüy diken cinsten: “IMF’ye henüz borç vermedik. IMF’nin bu yönde genel anlamda bir talebi oldu. Biz de kendilerine olumlu yaklaşacağımızı, bunun için 5 milyar dolar ayıracağımızı da söyledik ama henüz bizden o borcu almadılar. Ama verebiliriz.” Para bulmak için çırpınan siyasi iktidar, bu 5 milyar dolar parayı nasıl ve nereden bulup da verecek acaba

Müjdeler olsun, Türkiye’nin, adı konmasa da ve vatandaşa artistik bir isimle takdim edilse de, yeni bir tasarruf tedbirleri paketi oldu. Sıkın bakalım kemerleri, para bitti ne de olsa!