Arap Dünyasındaki halk ayaklanmaları ile birlikte
Ortadoğu haritası yeniden mi çiziliyor sorusu ister istemez gündemi meşgul
etmektedir. Fikir babası Doğulu Oryantalist Bernard Lewis tarafından ortaya
atılan Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgeye demokrasi getirilmeye
çalışılmaktadır. İslam ın ılımlaştırılması, bölgeye demokrasi getirilmesi adı
altında devreye sokulacak bu proje, aslında emperyalistlerin Ortadoğu yu
yeniden yapılandırma planıdır. Çünkü geçen yüzyılda bu coğrafyanın sınırlarını
keyiflerince çizen Batılılar, böyle bir şeyin gerekli olduğunu yine dile
getiriyorlar. 11 Eylül 2001 saldırısından, Afganistan ve Irak işgalinden sonra
Amerika yönetimi, 2004 te, Fas tan Pakistan a uzanan Büyük Ortadoğu (veya
Geniş Ortadoğu ) fikrini ortaya atmıştır. Bu plan; Amerika nın Ortadoğu yla
alakalı ilk planı değildi. Bölgeyle alakalı geçen yüzyılda onlarca proje öne
sürüldü. Örneğin; 1978-1979 da Jımmy Carter başkanlığındaki Demokratların yönetimi
altında, Camp David antlaşmaları da benzer bir amacı güdüyordu. Burada aslında
amaç; demokratikleşmekten çok, İsrail in güvenliği ve ucuz petroldü. Amerika
kendi menfaatleri çerçevesinde, Ortadoğu yu yeniden şekillendirmek için adeta
çırpınıyor. Dünya Egemenliği nin ilk hedefi, ekonomik değeri olan Doğu ve Güney
bölgelerin ele geçirilmesidir. ABD nin Neo-Cons/Yeni Muhafazakârları geçen
yıllarda 21. yüzyılı Yeni Amerikan Yüzyılı olarak adlandırıyorlardı. Bu
kullanılan kavram ilk değildi. İlk kez 1941 yılında Time Dergisi 20.yüzyılı
Amerikan Yüzyılı olarak tanımlamıştı. Bu sözcük Pearl Harbour baskınını o
dönemde henüz yaşamış ABD için bir metafor görevi görmüştü.
Gerçek anlamda
vahşi kapitalizm o tarihte başladı. Bu metafor bir atom bombasıyla gerçek
olacaktı. 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki ye atom bombası atan ABD, kendini
karşı konulmaz süper güç ilan etmişti. Böylece ABD, o günün dünyasında egemen
bir süper güç olmanın çok ötesinde Kurallar koyan ve uygulayan bir
imparatorluk haline geldi.11 Eylül 2001 tarihinde ise ABD, Pearl Harbour
yerine İkiz kuleler inden vuruldu; hıncını ise Hiroşima ve Nagazaki den değil
Afganistan ve Irak tan aldı. Bu kez yeni denenen silahlar ise, atom bombası
yerine misket bombaları , uranyum bombası , e-bombalar ve akıllı bombalar
idi. Amaç her iki eylemde de güç gösterisiydi. Arkasından yeniden dünyayı
yapılandırma projeleri ortaya koyuldu. Her ne kadar, 1997 yılında Robert Kagan
ve William Kristol tarafından kurulan Yeni Amerikan Yüzyıl Projesi (PNAC)
düşünce kuruluşu 21. yüzyıl için Yeni Amerikan yüzyılı deyimini uygun
gördüyse de de, bu deyim esas itibariyle 11 Eylül öncesinde gündeme sokuldu.
PNAC ın 1997 de ortaya koyduğu proje ABD eski Başkanı George W. Bush yönetimi
döneminde Neo-Con şahinlerin hepsini bir araya getirmiş ve ABD nin 21. yüzyılda
Roma İmparatorluğu gibi bir imparatorluk kurmasını önermişti. Ayrıca şunu
unutmamak gerekir ki, sadece ABD nin değil Fransa, İngiltere, Almanya, Çin,
Hindistan, Rusya, İran ve Türkiye nin de Arap dünyasına yönelik projeleri var.
Hatta İsrail in bile Ortadoğu olarak adlandırılan bu bölge ile ilgili ciddi
hedefleri bulunmaktadır. Örneğin, 1991 Körfez savaşı sonrasında İsrail
Dışişleri Bakanı Şimon Perez tarafından kaleme alınan ve 1993 yılında New
York ta basılan Yeni Ortadoğu (The New Middle East) isimli kitap
incelendiğinde, bugün ABD nin ifade ettiği Büyük Ortadoğu Projesi nin aslında
kimlerinin eseri olduğu açıkça görülecektir. Keza, İsrail in eski
başkanlarından Benjamin Natunyahu 1995 te yazdığı Güneşin Altında Bir Mekan
adlı kitabında Yeni Ortadoğu kavramını ilk kullananlardandır. Bunun yanı sıra,
1982 de Dünya Siyonist Örgütü nün yayınladığı The Zionist Plan fort he Mıddle
East (Ortadoğu için Siyonist Plan) başlıklı rapor, bu projeler arasında en
çarpıcı olanlarından, örgütün Enformasyon Dairesi nin İbranice yayın organı
Kivanim de yayınlanan ve Kudüs İbrani Üniversitesi profesörü İsrail Shahak ın
İngilizce ye çevirdiği bu raporda, Müslüman ülkelerin bölünerek daha küçük
devletçikler haline getirilmesi öneriliyor.
Amerika nın, Batının ve İsrail in bu projeler
çerçevesinde bugün Sudan ikiye bölündü. Şimdi de Irak, Libya ve Yemen i bölmek
istiyorlar. Bundan dolayıdır ki, Arap baharıyla ortaya çıkan yeni hükümetlerin
ilk işi bu bölünmeleri engellemek olmalıdır. Arap halkları eskiye nazaran daha
bilinçli. Artık en ufak oyunu sezdiklerinde tıpkı Mısırlılar gibi sokaklara
döküleceklerdir. Arap isyanları sonucunda korku yer değişirdi ve hâlihazırda
korkan İsrail ve ABD dir. Bu Arap devrimleri İsrail de ciddi bir değişikliğe
neden olacağını düşünüyorum. Artık İsrail elini kolunu sallayarak katliam
yapamayacaktır. Arap halklarının buna göz yumacağını sanmıyorum. Bilinen bir
gerçek var ki, Arap halkına hiç danışılmadan, Arap coğrafyasındaki Ülkelerin
haritalarının tamamı İngilizler ve Fransızlar tarafından belirlendi. Bu süreçte
Suriye, Ürdün, İsrail, Libya ve Irak gibi devletler icat edildi. Suriye
Suriyelilerindir , Irak Iraklılarındır ve Ürdün Ürdünlülerindir denildi.
Böylece Arap halkları Arap olduklarını unuttular. Batının onlara seçtikleri
bölgesel isimlerle birbirlerine bakmaya başladılar. Bu beraberliği tekrar
yakalayabilmek ve Ümmet birliğini hayata geçirebilmek için mutlaka İslam
Birliği kurulması gerekmektedir. İslam ın güneşi Türkiye den doğacaktır. Birlik
ve beraberliğin tesisi Türkiye nin kendi içinde birlik ve beraberliği
yakalamakla olacaktır.