Bugün, 15 Ağustos 2025, Cuma...

7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze'de soykırım devam ediyor.

Bebekler, çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler; soykırımcı, işgalci, Siyonist İsrail tarafından katledildi, katledilmeye de devam ediyor.

Hiç denenmemiş silahlar, bombalar, mühimmat Gazze üzerinde denenmeye devam ediyor.

Bugüne kadar şehit sayısı 62 bini geçti, yaralı sayısı 220 binleri aştı.

8 milyarlık dünya ve 2 milyarlık İslam ülkeleri Gazze soykırımına suspus, kör ve sağır!

***

Uluslararası mahkemeler (UCM) tarafından katil Netanyahu hakkında 'soykırımcı' kararı alındı.

Görüldüğü yerde tutuklanması gerekiyor ama bu kararı başta ABD olmak üzere çok ülke takmıyor bile!

Hakkındaki soykırımcı kararından sonra bu katil, ABD'ye, Macaristan'a hatta ve hatta dost ve kardeş ülke olarak bildiğimiz Azerbaycan'a bile gitti!

Öyle anlaşılıyor ki bu emperyalist ve ırkçı dünya düzeni, katil Netanyahu hakkında alınan bu kararı uygula(ya)mayacak!

*** 

Bir husus daha var;

Bu da esasen İsrail denen yapıyı ve işgal topraklarında yaşayan Yahudileri alakadar ediyor.

Çok merak edilen bir konu; sürekli öldürmek, yok etmek, ortadan kaldırmak, hayatına son vermek sahi nasıl bir duygu?

Katil Netanyahu ve avanesi hemen her gün, her saat kaç tane Filistinlinin, kaç tane Gazzelinin şehit çetelesini tutuyor?

Bu nasıl bir ruh halidir?

Bu topraklarda şimdilik hayat sürenler sabah kalktıklarında bu katil sürüsünün silahlarını, cephaneliklerini kendileri üzerine boşaltmayacağından ne kadar eminler acaba?

Katil Netanyahu ve avanesi şu an bu topraklar için ciddi "beka meselesi" haline geldi de geçiyor bile!

Hangi kurum karar verir bilemem ama katil Netanyahu ve avanesinin derhal ve behemehal görevden el çektirilmesi elzem!

Ve elbette İsrail denen yapının İslam coğrafyasından tümüyle defolup gitmesi şart!

Sürekli öldüren, yok eden, ortadan kaldıran, hayatlara son veren bir cinnet hali yarın silahını kendi insanına da pekâlâ yöneltebilir!

Kısacası, katil Netanyahu ve avanesi 'deli raporlu' sayılmalı!

Biz söylemiyoruz;

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, Netanyahu'nun "akıl sağlığını kaybettiğini" açıkladı.

Akıl sağlığını kaybeden bir kişi, tüm insanlığa neler yapmaz ki!

Bizden uyarması...

 

D. MEHMET DOĞAN'A RAHMETLE...

Bugüne kadar okuduğum en etkili kitaplardan birisidir, merhum D. Mehmet Doğan'ın kaleme aldığı "Batılılaşma İhaneti" kitabı.

Yıl, 1977 ya da 1978...

İmam hatip lisesi yıllarımız... Ortaokul sıralarındayız...

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı, bir devlet yurdu olan Erzincan Vakıf Öğrenci Yurdunda kalırken sık sık şehrin en merkezi yerinde bulunan ve ERDAV Vakfı'na ait Erdav Kitabevi'ne giderdik.

Erdav Kitabevi'nin üst katı konferans salonu idi ve sık sık yazarlar, fikir adamları gelir bu salonda konferanslar verirdi.

Merhum A. Erdem Bayazıt abimizle ilk orada tanışmıştım.

Bir konferansın ardından kitaplara bakarken bir kitap dikkatimi çekti: "Batılılaşma İhaneti." Yazarına baktım; D. Mehmet Doğan. 

Vakıf Öğrenci Yurdu'nda kaldığım için o dönem Erdav Kitabevi'ni işleten Selami abi bayağı indirim de yaptı.

Yurda gelir gelmez okumaya başladım...

Dediğim gibi çok etkiledi beni bu kitap.

Eş zamanlı olarak okuduğum, merhume Şule Yüksel Şenler'in Huzur Sokağı romanı gibi...

***

Önceki gün, Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) kurucusu ve uzun yıllar genel başkanlığını deruhte eden D. Mehmet Doğan'ın vefatının sene-i devriyesiydi. D. Mehmet Doğan'a Allah'tan (C.C.) rahmet diliyorum. Mekânı cennet, makamı âli, menzili mübarek olsun.

BATILILAŞMA İHANETİ

Merhum D. Mehmet Doğan'ın kaleme aldığı "Batılılaşma İhaneti" kitabından sadece ben mi etkilendim?

D. Mehmet Doğan, çok sayıda kitap kaleme aldı. Ama herhalde bugüne kadar en çok baskı yapan ve de etkili olan kitabı Batılılaşma İhaneti'dir.

Batılılaşma İhaneti kitabıyla alakalı bazı okur görüşlerini bu vesile ile hatırlatmak isterim;   

* "Batılılaşma İhaneti'ni okuyalı epey bir zaman oldu. Verdiği coşku hâlâ yüreğimde. Okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap..."

* "Tanzimatla başlayan Batılılaşma çabaları ve emperyalist Batılı devletlerin emellerini gerçekleştirme adına ülkemiz ve milletimiz üzerine oynadığı oyunlar ve kullandığı figüranlar gayet açık anlatılmış. Okunması gereken bir kitap."

* "Şimdi boğazı yabancı lokmasına, sırtı Amerikan basmasına, gönlü frenk yosmasına, beyni yabancı kusmasına alışmış kompradör bürokrasinin dilinden düşürmediği bir söz var; "Çağdışı"... Bu söz, bir gün halkımızın işe talimli bileklerinden, aydınlık kafasından, imanlı göğsünden, tecvitli ve tevhitli ağzından yankılanarak tekrar sahiplerine dönecektir... Halkımız, Müslüman halkımız, iman dolu sinesinden kopan narasıyla, bileklerinden taşan güçle, beyninden yankılanan kıvılcımla "çağdışı" hitabını bürokrasinin iki yüz yıldır utanmayı unutmuş suratına çarpacak, bütün hayvanat, ins ve cin ne idüğü belirsiz bir hilkat garibesine dönüşecek bu mahluku ibretle seyredecektir..."

Yukarıdaki satırlar Batılılaşma İhaneti kitabının bir bölümünden. D. Mehmet Doğan; 1970'li yıllarda yazdığı bu satırlarla 70 öncesi döneme ışık tutmaya çalışırken aslında 70 sonrası 21. yüzyıl Türkiye'sinin halini fevkalade güzel bir şekilde aydınlığa kavuşturmuş... Israrla tavsiye ederim..."

* "1975 yılında yazılmış olmasına rağmen konunun güncelliği sebebi ile okunabilir. Şahsen yazarını tanıdığım için düşüncelerin içten geldiği gibi yazıldığını belirtebilirim..."

TÜNEL!

Bir okurumdan şöyle bir mesaj aldım;

"Bir tünel inşaatı 23 sene sürer mi?

Demek ki sürer! Sürüyor zaten!

Hem de öyle sürüyor ki!

Ne cumhurbaşkanları geldi geçti...

Ne başbakanlar geldi geçti...

Ne bakanlar geldi geçti...

Ne genel müdürler geldi geçti...

Ne daire başkanları geldi geçti...

Ne müteahhitler geldi geçti...

Ne taşeronlar geldi geçti...

23 sene geçti ama Erzincan'ın Refahiye ilçesi ile İliç ilçesi arasındaki Sünebeli Tüneli bir türlü bitirilemedi."

Mesaj böyle...

23 sene içinde ülkemizde çok sayıda tünel yapıldı, hizmete açıldı.

Merak ediyoruz; 5 bin 222 metre uzunluğundaki Sünebeli Tüneli niçin bir türlü bitirilemedi!

Ulaştırma Bakanlığı'nın bu gecikmeyi nasıl açıklayacağını merak ediyoruz!

---