Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından kurulan ve yarım asra yaklaşan hizmetinde iyiden, güzelden, doğrudan milim sapmayan Milli Gazete’de bugüne kadar kimler çalıştı Listeyi okuduğunuzda  “Bizim Mahalle’nin neredeyse tamamının yolunun bir şekilde Milli Gazete’den geçtiğini” göreceksiniz. Millî Gazete bu anlamda adeta okul oldu.

İşte birkaç yazı boyunca vereceğimiz o liste;

*  Prof. Dr. Ayhan Songar

*  Prof. Dr. Osman Turan

*  Necip Fazıl Kısakürek

*  Sezai Karakoç

*  İsmet Özel

*  Mustafa Yazgan

*  Rasim Özdenören

*  Alaaddin Özdenören

*  Erdem Bayazıt

*  Cahit Zarifoğlu

*  Osman Yüksel Serdengeçti

*  Mustafa Müftüoğlu

*  Ahmet Hulusi

*  İskender Evrenesoğlu

*  Edip Yüksel

*  Sedat Yenigün

*  Rıfkı Kaymaz

*  Tevhit Karakaya

*  Naci Terzi

*  Nabi Avcı

*  Fehmi Koru

*  Ahmet Kot

*  Adnan Tekşen

*  Edip Gönenç

*  Abdurrahman Dilipak

*  Atilla Özdür

*  Hasan Karakaya

*  Mustafa Karahasanoğlu

*  Ahmet Kekeç

*  Süleyman Çobanoğlu

*  Selahattin Yusuf

*  İbrahim Tenekeci

*  İbrahim Paşalı

*  Hakan Albayrak

*  Selami Güder

*  Sadık Albayrak

*  Resul Tosun

*  Ömer Vehbi Hatiboğlu

*  Melih Gökçek

*  Recep Tayyip Erdoğan

*  Abdullatif  Şener

*  Hasan Hüseyin Ceylan

*  Özkul Eren

*  Hasan Aycın

*  Özhan Eren

*  Mesut Uçakan

*  Salih Diriklik

*  Ayşe Şasa

*  Tahsin Sınav

*  Ahmet Fevzi İnceöz

*  Mehmet Metiner

(NOT: 1) İsimler alfabetik sıraya göre yazılmamıştır. 2) “Ben de bu listede yer almak isterim, ben de Milli Gazete’de çalıştım.” diyorsanız, [email protected] adresine mail atabilirsiniz, ya da (0212) 6971000 (D.184) nolu telefondan bana ulaşabilirsiniz.)

Ne zaman uyanacağız

Yine patlama, yine kan, yine gözyaşı. Peki, nereye kadar gidecek bu Ne zaman anaların gözyaşları dinecek Aslında bu ümmetin derdi, bu dava insanoğlunun yaradılışıyla bu dava Hz. Adem Aleyhisselam’ın varoluşuyla başladı. Önemli olan yaradılış amacımızı bilmektir. Biz aslında bu sıkıntıları Gâlu Belâ’da Rabbimize söz verdiğimiz yerde kabul ettik. Önemli olan itikadımız bozulmadan, rabbimizin yolunda bütün sıkıntılara sabırla karşılık vererek hayatımızın sonlanmasıdır. Bundan güzel hayat, bundan güzel ölüm mü vardır

Tabi bunları düşünerek değil, uygulayarak hareket etmek gerekir. Ne yazık ki bizler âlemlere rahmet olarak indirilmiş Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’in ümmeti olarak niye sessiz kalıyoruz Neden her akşam yatağımızda rahat uyuyoruz Niçin bu kadar kaygısız ve başı buyruk yaşıyoruz Rabbimiz bunun hesabını bize sormayacak mı Ey kulum, Müslüman kardeşin yanarken sen yaptın Demeyecek mi zannediyorsunuz

Düşünüyorum da, milyarlarca Müslüman yaşıyor Dünya üzerinde. Niye YETER ARTIK diyen kimse çıkmıyor Müslümanları uyuttular kardeşim. 5 bin yıllık planlarının sonuna gelmeye başladılar. Artık plan aşaması bitti uygulama aşamasındalar.

Ve sen hâlâ uyuyorsun. Sen alacağın arabanın hayalini kurarken, diğer tarafta Müslüman kardeşin bombayla, kurşunla ölen annesine cennette kavuşacağı günün hayalini kuruyor. Etrafına bir bak!

Filistin, Irak, Afganistan, Pakistan, Myanmar, Bangladeş, Arakan, Suriye yanıyor, hem de cayır cayır. Bizler ne yapıyoruz Bilgisayarımızın başında demlenmiş çayımızı yudumlayarak alacağımız evin, arabanın, evleneceğimiz günlerin hayalini kuruyoruz.

Filistin’deki çocuk mahşerde “Ey Müslüman kardeşim, kâfirler bizi bombalarken sen ne yaptın dediğinde o şehâdet şerbetini yudumlamış kardeşimize ne cevap vereceğiz Farkında değil misin, yıllardır süregelen bir oyunun içinde olduğunu Yarın senin de başına geleceğini hiç mi düşünmüyorsun Hiç olmazsa kendimizden baz alalım. PKK, sağcı solcu, zengin, fakir, laiklik, AB hepsini başımıza bela ettiler ama sen yine uyudun.

Yine hayallerdeydin.

Bak şimdi kapımıza dayandılar.

Yine uyuyorsun.

Rabbimizin izniyle kurtulduk bütün bunlardan. Ne zaman YETER ARTIK diyeceksin Yolunu İSLAM’a , hayatını CİHAD’a adamanın vakti gelmedi mi

”Müslümanın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir” diyen Efendimiz’in hadisine uymanın vakti gelmedi mi

Evet geldi, geldi geçiyor bile, uyanmanın vakti geldi artık.

Uyanın artık ey Müslümanlar. Zaman Cihad zamanı, zaman İslam için, Allah için mücadele zamanı. Zaman kâfire dur demenin zamanı. Peygamber Efendimiz’in ”Müslümanlar bir vücudun azaları gibiydi, azalardan birisi acıdığında bütün vücut onu hissedecekti” Hadis’ini unutmamanız temennisiyle…. SELÂMÜN ALEYKÜM (K.E.)

İnsanı uçuruma götüren sözler…

*  Allah baba!

*  Yukarıda Allah var!

*  Kader utansın!

*  Fala inanma, falsız da kalma!

*  Ne günah işledim ki tevbe edeyim

*  Sünnetin yeri miymiş şimdi

*  Seninle Cennet’e bile girmem!

*  Yalansız iş mi var

*  Faiz yemeyen mi var

*  Sen namazı boş ver, kalbime bak pırıl, pırıl!

*  Onda iman ne gezer

*  İmalât hatası!

*  Kıyamet hacılar, hocalar yüzünden kopacak!

*  Tabiat yarattı!

*  Doğanın mucizesi

*  Âhirete gidip gelen mi var

*  Kur’an çarpsın!

*  Allah çarpsın!

*  Ekmek çarpsın!

*  Allah kahretsin!

*  Lânet olsun!

(Temur Hoca’ya teşekkürler.)

NOT:  Bugün 19 Mayıs 2013 Pazar…  İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda herkes ayrı telden çalıyor. Temmuz 2013’e kadar umutsuz son bir maraton daha başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile, “Görülüyor ki, yeni Anayasa olmayacak!” dedi. Du bakali n’olacak   Takipçisiyiz…