Şu birkaç aydır, onbeş tatilin de araya girmesiyle
beraber çocuk kitaplarıyla meşgul oluyorum. Çocuklar tatile çıkınca, epeyce bir
kitap okuduk onlarla. İlgimizi çeken, adı merakımızı gıdıklayan, yazarlarını
daha önce bir vesile ile duyduğumuz kitapları aldık ve okuduk. Onbeş tatilden
sonra çocuklar derslerine döndü, fakat ben bu işi bırakamadım. Hala
sürdürüyorum çocuk kitapları okumayı. Geçtiğimiz günlerde de Mehmet Ali Başaran
imzalı Beyan Yayınları etiketini taşıyan Gazete Okuyan Tavuk adında bir kitap
aldım. İlgi çekici, merakı gıdıklayıcı bir adı vardı kitabın. Her zaman böyle
olmayabiliyor. İlginç isimlerle yayınlanan kimi kitap sizin muhayyilenizdeki
kitaba denk gelmeyebiliyor. Fakat Gazete Okuyan Tavuk açıkçası beni şaşırttı.
Bir solukta okudum kitabı. Çocuklarla beraber yeniden okumayı düşünüyorum. Epey
eğlenceliydi çünkü kitap. Açıkçası son zamanlarda okuduğum en eğlenceli,
sürükleyici ve unuttuğumuz kimi değerleri hatırlatıcı bir kitap oldu benim
için, Gazete Okuyan Tavuk.
Dört hikâye var kitapta. Bütün hikâyelerde karşımıza
tavuk Vuk Gıtgıt çıkıyor. Adeta kitabın kahramanı bu Vuk Gıtgıt. Peki, kim bu
tavuk Öncelikle iki yaşında Vuk Gıtgıt. Ali Baba nın Bir Çiftliği Var adlı
mektepte okuyor. 2-Z ye geçmiş. Öğretmen olmak istiyor. Hem çok gezip hem de
çok okuyan, öğrenmeye gayet meraklı bir tavuk. Çevresinde gördüğü, duyduğu
olaylara karşı da duyarlı bir tavuk. İlgi ve merakla bu olaylarla ilgileniyor.
Tavuk Vuk Gıtgıtın ilgi ve merakla alakadar olduğu dört olay anlatılmış
kitapta. Biz de Vuk Gıtgıtla beraber kendimizi bu olayların içinde buluyoruz.
Bu maceraların bir bölümüne Gıtgıtın okuduğu gazete vesilesiyle dâhil oluyoruz.
Örneğin ilk maceramız yaralanan bir Borçlar Kanunu adlı
kitapla ilgili. Şehir kütüphanesinde bulunduğu raftan düşerek sakatlanan ve
kütüphane yetkilileri tarafından hastaneye kaldırılan Borçlar Kanunuyla ilgili
bir haber yer alıyor gazetede. Vuk Gıtgıt da olayın nasıl cereyan ettiğini
merak edip, bir taraftan da geçmiş olsun dileklerini iletebilmek için şehir
kütüphanesinin yolunu tutuyor. Biz de Gıtgıtla beraber kendimizi kütüphanede
buluyoruz ve macera başlıyor. Ama ne macera.
Sonraki maceramız Evliya Çelebi nin gazeteye geçtiği bir
haber vesilesiyle başlıyor. Evliya Çelebi gezip gördüğü diyarlardan ilginç
olayları gazete için haberleştiriyor. Bunlardan biri de bir kaplumbağanın bir
tavşanı koşu yarışında geçmesiyle ilgili. Meraklı tavuğumuz Vuk Gıtgıt olayın
nasıl olduğunu merak ediyor. Sorup soruşturarak tavşanı geçen ve namı bizlere
kadar ulaşan kaplumbağayı buluyor. İşin içyüzünü, tavşanla kaplumbağanın niçin
yarış yaptıklarını ve yarışın neden o şekilde sonuçlandığını hep beraber
kaplumbağanın ağzından öğreniyoruz. Merak edenler de okuyarak öğrenebilir
elbette.
Bir-ikisinde zaman zaman insanların da dâhil olduğu bu
hikâyeler açıkçası ilkokul ve ortaokul çocuklarının severek, beğenerek,
eğlenerek okuyacakları hikâyelerden oluşmuş. Gazete Okuyan Tavuk her ne kadar
hedef kitle olarak çocukları öncelese de, çocuklarına kitap okumak
isteyenlerin, içindeki çocuğu keşfetmek isteyenlerin ve dahi bu tarz
kitaplardan hoşlananların da okuyabilecekleri nitelikli bir eser.
Okuması rahat ve kolay, zevkli ve eğlenceli; ne zaman ne
ile karşılaşacağınızı merakla beklediğiniz, tadı zihin damağınızda kalacak ve
aynı tadı başkalarının da tatmasını isteyeceğiniz (Nitekim bu yazı, böyle bir
isteğin tezahürüdür) hayvanlara ve hayvanlar üzerinden insanlara dair kimi
farkındalıklar meydana getirebilecek bir güzel hikâyeler toplamı Gazete Okuyan
Tavuk.
Kitabın yazarı Mehmet Ali Başarana da çok teşekkür
ediyorum bu güzel kitabı da hayalhanemize kazımamıza vesile olduğu için.