Şah ve piyon

Öncesi de var. Mesela darbeler gibi, Sultanahmet Camii’ni bombalama tehdidi gibi konularla şah çekmişlerdi. Ama son 20 yıla baktığımızda ABD’de her gelen başkan, bize her fırsatta şah çekmiş. Bush, Obama, Trump bizim şahımızı hep köşeye sıkıştırıp istedikleri tavizleri koparmışlar. 

Askerimizin kafasına çuval geçirmişler, şah!

Irak tezkeresinde şah!

Kürecik’te şah!

Terör desteğinde şah!

Süleyman Şah Türbesi olayında şah!

Libya olayında, Suriye konusunda, 15 Temmuz’da, Fırat’ın doğusunda ve batısında, malvarlığı tehdidinde, 15 Temmuz’da hep şah, hep şah!

Şimdi de Biden, ayağının tozu silinmeden sınırımızda terör devletiyle şah dedi.

Şu Avrupa Birliği’ne bakın!

Bildik bileli hep şah çekiyor! Son 20 yılda daha da çok şah dediler!

Acemi iktidar başa geldi, hemen şah!

Kıbrıs konusunda şah!

Papa heykelli imza töreninde şah!

Su havzaları konusunda şah!

Akdeniz’deki haklarımız konusunda, gemimize korsanlık yapmaları, ailemizi tahrip etmek için İstanbul Sözleşmesi, ETCEP konusu, zina, eşcinsellik, domuz konuları hep şah!

Şimdi de, Yunanistan’la Akdeniz ve Ege konularında uzlaşın öyle gelin alçak tehdidi ile yine şah! Bu vesile ile AB’yi arkasına alan Yunanistan bile, “Uluslararası hukuka giderim ha!” tehdidi ile bize şah çekmeye kalkıyor.

Şu Rusya’ya bakın. Bildik bileli bize hep şah çekiyor. Eskileri anmak için yerimiz dar. Uçakları ile sınırlarımızı ihlal olayı ve devamı. Şu İdlip katliamı. İçeride bizi gururlandıran yeni, lazerli, güdümlü ve modern şekilde icat ettiğimiz, denemelerini de basına sızdırdığımız, düşman uçaklarını caydırıcı modern silahlarımızı hiçe sayarak, 100 civarında cana mal olan uçak bombardımanını, hem de saatlerce devam ettirerek şah çekti. Cumhurbaşkanımızı ayağına çağırıp ayakta bekleterek şah çekti.

Şimdi de Libya’da Hafter kartı ile şah çekiyor.

Çin borç vermem ha, diyerek şah çekiyorken Uygurlu, Türkistanlı kardeşlerimize olmadık zulümleri işliyor.

Bütün bu şah çekmelere karşı, bizim yetkililerimiz, “Ey Amerika”, “Ey Avrupa”, “Ey Rusya” gibi içi boş hitaplar dâhil, hep piyon hareketleri ile karşılık vermeye kalkışıyorlar. Hatta piyon hareketine bile mecal olmayan günlere geldik gibi. Baksanıza büyüklerimiz neler diyorlar:

“Türkiye’yi küreselleşen dünyada hak ettiği yere taşımaya kararlıyız!”

“AB bizim medeniyet projemizdir, vazgeçmeyeceğiz!”

“ABD ile beraber çalışmaya mecburuz!”

Bunlar piyonlarla bile mukabele edemediğimiz anlamına gelmiyor mu?

Piyondan başka oyun taşlarımız var da kullanmıyor muyuz, diye sorular akla gelebilir.

Elbette var!

D-8 kalesini neden kullanmıyorlar? Topraklarımızda bulunan üsler, tesisler filini neden kullanmıyorlar? Komşu İslam devletleri ile bir barış masası kurulması atını neden kullanmıyorlar? İslam Birliği vezirini neden kullanmıyorlar?

Bunlar yok mu? Var da bu iktidar mı yok etti? Kullanmayacağına dair birilerine söz mü verdi? Kullanmak mı istemiyor? İşine mi gelmiyor?

Erbakan Hoca’mızın kabrini ziyaretle mesaj vermek kolay! Erbakan Hoca’mızın partisinin içini karıştırıp dizayn etmeye kalkmak için medya gücünü kullanarak harekete geçmek kolay. İftira etmek, ötelemek kolay. Alay etmek kolay. Kemik edebiyatı kulağa hoş gelir ve söylemesi kolay. Ama Erbakan Hoca’mızın miras bıraktığı “satranç taşlarını” küresel güçlere karşı harekete geçirmek zor, öyle mi?

Kardeşler, “piyon hareketleri ile yetinmek” bir gün “şah” denildiğinde “mat” olmayı engellemez!

Kalesiyle, filiyle, atıyla, veziriyle ayağa kalkın! Hep birlikte kalkalım!

Kalkalım be kardeşim!

 BİR GÜN

Bellidir bir gün ipin kopacağı,

Bizi mat eder, kopacak kıyamet;

Çalıştır şimdiden kolu bacağı,

Aklını kullan, davran ve kıyam et!