Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

Kendi görüşlerinin doğruluğundan son derece emindirler.

Farklı görüşlere asla tahammül edemezler.

Yalnız kendi görüşlerini destekleyen verileri toplarlar ve kendi görüşlerini çürütecek delilleri dikkate almazlar, o görüşlerden rahatsızlık duyarlar.

“Yankı odası” içinde çok mutludurlar ve dışına çıkmak istemezler.

Çünkü “yankı odası” içindeki kendi görüşündeki insanlar tarafından bu tek yönlü fikirler çok kolay kabul edilmektedir. İlginç olanı yankı odasındaki kişilerin büyük bir çoğunluğunun yüksek öğrenimli olmasıdır.

Çoğunluk sistemi içinde yer alan bütün vesenler kendi yankı odalarını oluştururlar.

Bu yankı odalarında özellikle sosyal medyada karşı tarafı kötüleyen, kendilerini iyi gösteren paylaşımlar yaparlar. Yankı odasında olanlar karşı tarafın kötü olduğuna dair paylaşımları hemen doğru kabul ederler. Araştırma gereği bile duymazlar. Montajlı videolar, iftiralar hiç fark etmez, onlar için doğrudur. Zaten bunun için yankı odasındadırlar.

Bu yankı odaları o kadar ilginçtir ki siyasi menfaat ne ise yankı odasında onlar dillendirilmektedir. Yankı odasında karşı taraf yerin dibine batırılmakta, onların yanlışları ve ne kadar kötü oldukları sürekli vurgulanmaktadır.

Oysa vesen içindeki bazı kimseler bunu metalanmak için yapmakta, samimi olan “vay garibim” kavramı ile ifade edilen vesen üyeleri de onları savunmaktadırlar, safça çaba sarf etmektedirler. Zaten başka bir şey yapamazlar, “yankı odası” ne dediyse o doğrudur. Kendileri de yankı odasındakileri dışarıya yankılandırmaktadırlar.

Siyaseti içine kanıksamış olanlar eleştirel paylaşımlardan son derece rahatsız oldukları için kendi yankı odaları olmayan WhatsApp gruplarında kalmaya tahammül edemezler. Serbest görüşlerin olduğu toplantılardan hoşlanmazlar, orada bulunmak istemezler. Çünkü kendi inançlarına ters şeyler söylenmektedir. Bu da hoşlarına gitmemektedir.

“Her söze kulak verip de en iyisine hemen uyanlar, onlar Allah’ın onlara rehberlik ettiği kimselerdir ve onlar, onlar akıl sahipleridir.” (Zümer Sûresi 18’inci ayet)

Kur’an ehli olmayanların yankı odasında olması gayet normaldir.

Ancak Kur’an ehli olduğunu iddia edenlerin yankı odasında olması son derece problemlidir. Çünkü ayette açıkça her söze kulak verip en iyisine hemen uyanların Allah’ın yol gösterdiği kimseler olduğu söylenmektedir. Buna göre Kur’an ehli olduğunu söyleyen bir kimse yankı odasından çıkamıyorsa Kur’an ehli değil demektir.

Kendisi ne kadar Kur’an ehli olduğunu iddia etse bile yankı odasının dışına çıkmak istemeyen arkadaşlarınıza etki edemezsiniz. Sizin Kur’an’dan getirdiğiniz delilleri asla duymak istemezler veya o delillere karşı gerekçeler üretirler. Ekseriyet demokrasisinden uzak durun dediğinizde kendi yankı odalarındaki fikirleri sürekli size söyleyip sizin delillerinizi çürütmek için çaba sarf edeceklerdir.

Bu ayette “ileride bileceksiniz” denmektedir. (Rûm Sûresi 34’üncü ayet)

Neyi bileceklerdir?

Yaptıklarının yanlış olduğunu bileceklerdir.

Çoğunluk sistemi içindeki çabalarının nasıl şirkle sonuçlandığını bileceklerdir.

Hemen bilemeyeceklerdir. İleride bileceklerdir.

Hemen bilselerdi “se-ta’lemûn” şeklinde gelirdi. Aradan zaman geçtikten sonra anlayacaklardır. Bu ilerisi kıyamet yevmi de olabilir, iktidardan düştükten sonra da olabilir.

Ancak bu ekseriyet sistemindeki yankı odası içinde bunu bilemeyeceklerdir. Çünkü yankı odasında mutludurlar, başka fikirleri duymak istememekte, çoğunluk sistemi içindeki çabanın dalalet olduğunu değil cihad olduğunu duymak istemektedirler ve bundan emindirler zaten. Sizin söylediğiniz Kur’an’ın ayetleri yankı odalarında duyduklarının tam tersi olduğu için bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkmaktadır.