Durduğumuz yer önemlidir. Bu, bizim hangi pencereden bakacağımızı belirler. Aynı olaya aynı yorumları yapabilmek için aynı pencereden bakabiliyor olmak gerekir. Farklı pencerelerden bakanlar aynı olaya baksalar da farklı yorumlar yapacaklardır. Olayları farklı yorumlamak, kişiyi haksız yapmadığı gibi haklı da yapmaz.
Kişiler illaki aynı pencereden aynı olayı aynı şekilde görüp aynı yorumları yapmak zorunda değildir. Fakat bu, hakikatin kişiden kişiye değişeceği anlamına da gelmiyor. Hakikat, her şart altında hep aynıdır. Pencerenizden yağmurlu bir günde baksanız da güneşli bir günde baksanız da değişmez. Değişen, sizin hakikati hangi açıdan ve ne kadar net gördüğünüzdür. Elma kırmızıdır, karanlıkta bakıyor olman elmanın renginin siyah olması anlamına gelmez. Elma yine kırmızıdır, göremeyen sensindir. Elmayı siyah görmen hakikat değildir ama senin doğrundur.
Sen kalkar dersen ki; herkes benim doğrumu kabul edecek… Hakikate aykırı bir iş yapmış olursun. Elmayı daha net görebilmek için belki de pencerenin önündeki perdeyi açman gerekiyordur. Bunu fark etmiyor olabilirsin. Elmayı senin gibi görmeyenlerle kavga etmek yerine senin ve onların neden farklı gördüğünü anlamaya çalışmak daha akıllıca bir davranış olacaktır. Belki de bu sayede birbirini kırmak yerine perdeni açarak pencerenin önündeki karanlıktan kurtulabileceğini idrak edebilirsin.
Ülkemizin içine bulunduğu durum, pencereden bakan insanın durumu gibidir. Hepimiz aynı ülkede aynı olayları yaşıyoruz fakat farklı farklı pencerelerden bakıyoruz. Olayları yorumlamamız, anlamamız ve idrak etmemiz de haliyle farklı farklı. Elmanın siyah olduğunu iddia eden insanın herkesi elmanın siyah olduğuna inandırmaya çalışması nasıl yanlışsa elmanın siyah olmadığının idrakinde olan kişinin elmayı siyah gören kişiyi hakir gören bir tavır takınması da o kadar yanlıştır. Böyle bir tutum ancak üstünlük sağlama ve haklı çıkma yarışına dönüşür. Bu da insanoğlunu birbirini doğruya sevk etme arzusundan uzaklaştırır, birbirine yabancı ve düşman hale getirir. Hâlbuki elmayı siyah görenin de elmanın siyah olmadığının idrakinde olanın da ortak müşterekte bir araya gelip konuşabiliyor olması lazım. Birbirimizin penceresine taş atarak elmanın hakikatte kırmızı olmasını engelleyen perdeleri kenara çekemeyiz. Ancak birbirimizin kafasını kırarız.