"Ülkeyi bir haftada düzeltirim, terörü üç günde durdururum" sohbetleri yerine kendi işimizi düzeltsek, işyerinin borçlarını ödesek, gelirimizi giderimizden fazla hale getirsek. 

Halamızla, dayımız arasındaki kırgınlığı bir kaldırabilsek. Hatta yıllardır konuşmadığımız ağabeyimiz veya ablamızla aramızı düzeltebilsek.

İşte en zor işten kaçmanın yolu Ankara yı düzeltmek.

Gelin en zor işleri yapmaya başlayalım.

Sabah kalkarken Bismillah çekerek kalkalım.

Abdest alırken önce dişleri fırçalayalım. Sabah namazını kılalım.

 O günlük işlerimizi planlayıp yapmaya başlayalım.

Verdiğimiz sözleri yerine getirelim.

Yolda giderken tanıdığımıza tanımadığımıza selam verelim.

Büyüklere saygılı, küçüklere sevgili olalım.

Gülümsemenin sadaka vermek gibi olduğunu bilelim ve insanlara bakarken taciz bakışıyla değil huzur ve güven veren bir bakışla bakalım.

Güçlülere yaltaklanmaktan, zayıflara efelenmekten uzak duralım.

İnsan içinde burnumuzla oynamayalım. Tükürüğümüzü mendilimize atalım.

Toplum içinde gerinerek esnemekten kaçınalım. Esnemeyi gerektiren tembellikten sakınalım. Öksürük ve geğirme esnasında ağzımızı elimizle kapayalım.

Gıybet ve iftiradan uzak duralım. İnsanları üzecek, utandıracak kelimeler konuşmayalım.

Fakirlik, hastalık gibi kötü durumlarımızı ehli olan doktor gibi insanlardan ve Allah tan başka kimseye söylemeyelim. Söylerseniz, dostlarınızı bir şey yapamadığı için üzersiniz, düşmanlarınızı sevindirirsiniz.

Kızdığımız kişiye karşı hemen dilimizi tutalım. O halde iken bir kötü söz çıkar ki geriye dönüşü olmaz.

Kazandığımızın bir kısmıyla fakirlere yardım edelim. Verdiğimiz şey malımızın en iyilerinden olsun. Kazandığımızda şımarmayalım, kaybettiğinizde üzülmeyelim. Metin olup çalışmaya devam edelim. "Olanda hayır vardır" deyip kazaya rızayı devam ettirelim.

Yemekten önce elleri yıkayalım. Yemekten sonra da ağzımızla beraber yıkayalım. Acıkmadan yemek yemeyelim. İyice doymadan yemekten kalkalım. Lokmamız küçük olsun, çokça çiğneyelim. Yemeğin başında Bismillah çekelim, sonunda Elhamdülillah diyelim.

Günlük Kur an dan bir bölüm okuyalım. Yakınınızdaki camide vaaz varsa günde bir vaaz veya bir konferans dinleyelim.

Alim ve salih insanlarla beraber olalım. "İslinin yanında is kokar, mislinin yanında mis kokar" demişler. Kötü huy, bulaşıcı hastalık gibidir. Onlarla ilişki, doktorun hastasıyla olan ilişkisi gibi olmalıdır.

Herkes hakkında iyimser olalım ama tedbiri elden bırakmayalım. İşimizi sağlam yapalım.

Hastalıkta ve sağlıkta dost ziyaretlerini ihmal etmeyelim. Bir sakız bile olsa hediye götürelim.

Ana-babamızın gönlünü alalım, nasihatlerine kulak verelim.

Dostlarımızı severken göklere çıkarmayalım, düşmanlarımızı yererken yere batırmayalım.

Ayıp araştırıcısı olmayalım. Burnumuz kötü kokulara değil iyi kokulara alışkın olsun.

Yolda giderken bakışımızla, ayak sesimizle veya yüksekten konuşarak kimseyi rahatsız etmeyelim.

Çocuklarımıza beddua etmeyelim. Hayır dua edelim. Sevgiyle büyütelim.

Kimseye haset etmeyelim. Çalışalım. Kimseye yük olmayalım. Kendi işimizi kendimiz görelim.

Sahip olduğumuz mal veya makam üzerinden sohbet etmeyelim. Başkasının malını veya makamını aşağılamayalım.

Yapılan yanlışları usulüne uygun olarak gidermeye çalışalım.

Çarşıdan aldığımız eşyayı açık olarak getirmeyelim. Komşumuz aç iken tok sabahlamayalım.

Evimize güleç yüzle dönelim. Küçücük de olsa bir hediyemiz olsun. İş sorunlarımızı anlatarak evin tadını kaçırmayalım.

Helal yiyeceklerle bedenimizi, ibadetle ruhumuzu gıdalandırdıktan sonra abdestli olarak dualarla yatağımıza girelim.

İmanlı ve sıhhatli olarak kalkmak için kafaya bir şey takmayalım.