İlk ihtilal yılında yayımlanan bu karikatür, bugüne nasıl gelidğimizi anlatan güzel vesikalardan biridir. İlk ihtilalle yurt demokrasiye götürülmüştür. Meclis götürülmüştür.

Bir başbakan ve iki bakanı götürülmüştür.

Götürülmüş efendim, götürülmüştür.

Babıâliden geçirilerek götürülmüştür.

Babıali sakinleri, yani zamane lisanıyla söylersek bilumum medya mensupları yazarlar, çizerler, maaş alanlar, para ödeyenler, program yapanlar, köşe tutanlar çok memnundur bu gidişattan.

Demokrasi bayraklı ihtilal arabasının içi ihtilalcili olarak Babıaliden yani üzerlerinden geçmesinden o kadar mutlu olmuşlarki, o gün bu resmi yaptırıp  hem sevinmişler, hem kayıt altına almışlar.

Bu yurt demokrasiye kolay götürülmedi.

Babıaliden geçirilerek götürüldü.

Sincandan geçirilerek götürüldü.

İNSAN MI, HABER Mİ

Sanki bir el bu ülkede cinayet haberleri çok olsun istiyor.

Nerden mi çıktı şimdi bu

Cinayetleri yazan gazetelerin haberlerinden. Şu başlığa bir bakın: "Boşandığı eşini sokak ortasında öldürdü!"

Burada vurgu nereye yapılıyor Cinayete mi, ölen eşe mi Yoksa mekana mı

Cinayet, sokak ortasında olmazsa cinayet olmayacak mı Sokak ortasında olması mı ayıplama sebebi

Sokak ortasında olmasaydı, bu haber yazılmayacaktı, öyle mi Boşanmış olmak, gerekçe gibi gösterilecek..

İTİRAFA DİKKAT

Ekonomik kriz tartışmaları sürerken, teğet bile geçmeyeceğini iddia eden başbakanımızdan sonra Merkez Bankası Başkanımız da benzer bir iddiayı seslendirmiş.

"Krizin geleceği varsa, göreceği de var!"

Bu efelenme durumundan gelmeye niyet eden kriz etkilenip vaz geçer mi, biz bilemeyiz. Bizim muhatabamız, Merkez Bankası Başkanımızın muhatap aldığı kriz değil. Kim mi Bizim muhatabımız gerek başbakanın, gerekse Merkez Bankası başkanının söylediklerini duyup, sevincinden oturup kalanlara.

Ne mi diyoruz

Bir hikayemiz var onlara.

Bir başka ülkenin Merkez Bankası Başkanı da aynı kahramanlığı yapmış bir zamanlar. Geleceği varsa, göreceği de var demiş.

Sonra ne mi olmuş

Kriz gelmiş, o ülkeden geriye birkaç  parça bir şey kalmış.

Sonra bulmuşlar o Merkez Bankası başkanını Sormuşlar: Bu hal ne haldir

Başkan pişkin ve keramet göstermişcesine rahat.

Ben aynen bunu demiştim. Göreceğini gördü işte.

BUGÜN BÖYLE

"2004te başkan seçildiğimde, Beyoğlunda sadece 800 eğlence mekanı vardı. Şimdi 3 bin. 2 bin 200üne ruhsatı ben verdim."

Bunları demiş AKPnin Beyoğlu Belediye Başkanı, sokaklardaki sandalyeleri toplattığında çıkan tartışmalar üzerine.

Verdiği ruhsatlar övüncü olabilir.

Biz babasını biliriz o sayın belediye başkanının.

28 Şubat öncesi günlerde Diyanet İşleri Başkanlığının müftülere ve resmen devletten maaşlı/görevli hocaefendilere birer tas çorba vermesini uygun bulmamış ve fetva/ruhsat vermemişti. TV kanallarını dolaşarak, ilan etmişti bu görüşünü.

Zaman böyle geçiyor işte!

ÖT KUŞ ÖT

CHPnin lideri Kılıçdaroğlu milletvekillerinin seçmenleri ile tek tek görüşerek,yaptıkları eylemlerin (yemin etmeme, Silivri ziyareti vesaire..) haklılığını anlatmalarını istemiş.

Halbuki eskiden medya kuşları yapardı bu işi.

Lakin şimdi o kuşları başkaları besliyor.

Sizin de bildiğiniz ve resimden gördüğünüz gibi.

HAKEMLER VE DÜDÜKLERİ

Futbolumuzda şike soruşturması sürüyor. Birinci dalga, ikinci dalga derken, kaçıncı dalganın anaforunda kıvrandığımızı unuttuk.

Ressamımız bizzat ve şahsen izlediği bir maçta gördüklerini resmetmiş. Sahada bir yıldız futbolcu ve onunla uğraşan üç hakem vardı. O futbolcunun gol atmaması için neler yaptıklarını bir ben gördüm, diye anlatmıştı

Biz ressamımıza inanıyoruz ve soruyoruz: O hakemler nerde Hani onların dalgası

SİLİVRİ KARPUZU BUNLAR

Bu ülkede CHP için hep şüpheleri olmuştur insanlarımızın. Baraj altında kaldıkları seçim hariç, her seçimde yüzde yirmi civarında oy alan CHP daha çok takip edilir bu ülkenin insanlarınca.

Acaba ne yapacaklar

Seçim öncesinde kim tahmin edebilirdi yemincilik oynayacaklarını mesela. Ama oynadılar ve bir kere daha şaşırttılar/yanılttılar kendilerine oy verenleri de, vermeyenleri de.

Baskıcılıktan, özgürlüklerin kısıtlanmasından seçim öncesinde şikayet eden CHPnin, listesine ikna odacıları ve onların adamlarını koymasını bu ülkenin yüzde yirmisi önemsemez ve yine de yüzde seksenin beklediği olgunluğu bekler seçim sonrasında.

Mecliste "olgun" bir CHP görmek ister bu ülkenin insanları.

İşte size ispatı. Hem de 50 yıl öncesinden. Kabak yok, diyor pazarcı.

Günümüzün pazarcısı yani CHP medyacıları da şimdi bu kadar iddialı olabilirler mi

Kabak yok, hepsi olgun diyebilirler mi

YAVRUM MESUT VE THE ŞAPGALI BABA

Bugünleri mi görecekti

- Alo! The Şapgalı baba, nerdesin yahu Gördüm, gördüm!

- Dur bağırma avaz avaz. Binaenaleyh neyi gördün a yaramaz! İlk okulda okuduğum bir şiirden fevkalade esinlemiş oldum. Fıratın debisini de bilirim.

- Hafıza sorunu yok görüntüsünü bana anlatma the şapgalı Baba. Sana gördüm diyorum yahu.

- Neyi gördün Tankları gördün, binaenaleyh başbakan oldun. Şimdi ne gördün, büyüyünce ne göreceksin Ben fevkalade şeyler gördüm.

- Ben de gördüm the şapgalı Baba. İstifa ettiklerini gördüm yahu.

- Kim etmiş neden etmiş Binaenaleyh şapgasını alıp mı gitmiş Beni taklit etmek, benim fevkalade akıllı olduğumun ispatıdır, sağlamasıdır, şahadetnamesidir.

- Kimse seni taklit etmiyor the şapgalı Baba. Neler oluyor, sen de öğren yahu.

- Önce ne olmuşsa, şimdi de o olacak yavrum Mesut. Binaenaleyh şapgasını alıp giden, şapgasını alıp gelecek.

- İstifa ettiler diyorum sana the şapgalı Baba. Sen o gidip gelme hikayelerini külahıma anlat yahu.

- Ne külahı yavrum Mesut. Binaenaleyh içinden tavşan çıkan külah mı geçirdin başına Sana fevkalade yakışmıştır.

- Başına çuval geçirilen babanın yavrusunun başındaki külahı çok görme the şapgalı Baba. Kalk bir bak, neler olduğunu gör yahu.

- 9. Senfoni çalarken çağdaş Türkiyeyi gördüm. Binaaenaleyh Bin Aliyi grödüm, Hüsnüyü mübarek bildim. Seni fevkalade şaşırmış gördüm Yavrum Mesut.  Artık vazgeç şu omuzbaşı işareti yapıp durmaktan. Binaenaleyh sana Kemali işaret ediyorum. Git biraz da o babalık yapsın sana.

- Sen gitmişsin the şapgalı Baba. Şapgan elinde, ardına bakma yahu.

KORUYUCU DEDİĞİN

Bu ülkenin ünlü gazetecilerinden birinin çalıştığı gazeteden istifa ettiğini bizzat ve şahsen kendisinin açıkladığı gün, ülke komutanların istifaları ile çalkalanmış.

En büyük AKP, başka büyük yok türü yazılarıyla ünlenen bu ülkenin yeni yetme, gömleksizde bitme yazarlarından biri ağabeyini yanlış günde istifa ettin, diye uyaracağına; bakın, ne demiş de dövmüş dizlerini.

Benim ağabeyimin istifasını gölgede bırakmak için olmuş, olmasın bütün bunlar.

İTİRAZ YOK

76 kişiyi öldüren Norveçli Breivikin haberlerini verirken, bizim ülkemize de geldiği söylendi/yazıldı bir ara.

Olamaz!

Bu ülkeye bühtandır bu.

Bizim ülkemize böyle bir fikirle gelseydi, kafasının içindeki o fikirden utanmış olarak dönerdi.

e-mail:  [email protected]