O bir “monşer!”…

Ben söylemiyorum, kendisi söylüyor!

O bir darbe destekçisi! 

Bunu da ben iddia etmiyorum, kendisi ifade ediyor!

Yıllarca devlette çalıştıktan sonra emekliye ayrılan, Selanik kökenli Yalım Eralp’in hatıralarını yazdığı “Bir ‘monşer’in hatıratı-Perdeyi Aralarken” isimli kitap raflardaki yerini aldı. 

Anı, hatıra kitaplarına bayılırım; satır aralarında hiç ummadık itiraflara, beklenmedik tespitlere, yıllardır arayıp da bulamadığınız gerçeklere ulaşırsınız…

Şöyle bir karıştırdım, “Bir ‘monşer’in hatıratı-Perdeyi Aralarken”i… Neler gördüm neler…

* Yalım Bey, birlikte çalışırken eski Başbakan Tansu Çiller’in İspanya Başbakanı FelipeGonzales ile görüşmesini anlatıyor; “Görüşmede Güneydoğu sorunu ve İspanya’daki Katalan uygulamasını Gonzales açtı ve ‘Size uzman yollayalım” dedi. İspanya’daki durum hakkında elimizde fazlasıyla dosya olduğunu söylememe rağmen Tansu Hanım İspanya Başbakanı’na olumlu cevap verdi…” 

Benim burada merak ettiğim şu; İspanya’dan bu uzmanlar geldi mi? Geldilerse ne yaptılar? Terör Türkiye’nin hâlâ 1 numaralı sorunu olmaya devam ettiğine göre İspanyolların verdiği aklı merak ettim, doğrusu!

* Eralp’in bir başka Çiller anısı; “Nobel Ödüllü ElieWiesel Vakfı, Hillary Clinton onuruna 14 Nisan’da düzenlediği ödül törenine Çiller ve eşini de davet etti. O gecenin iki ana konuşmacısı Hillary Clinton ve Tansu Çiller olunca ciddi bir ABD ziyareti hazırlanması zaruri oldu… Anne Frank’ın hatıra defterindeki kadın kıyafetini (beyaz biyeli siyah tayyör) Nalan Kozan’a önerdim. O unutmuş; ben uçakta bahsedince Ankara’ya telefonla bir sonraki uçakla gönderilmesi istendi. Tansu Hanım o kıyafeti giydiğinde o gecede hazır bulunan Musevi toplumun kreması sembolü hemen gördü…” 

Yalım Bey, Musevilerin dikkatini çeksin diye Başbakan Çiller’e bu elbiseyi önermiş, o da kabul edip giymişti! İlginç!

* Şu satırlar da kitaptan; “Doğan Güreş Paşa’nın Çeçen kökenli olması, o sıralarda bazı kesimlerin Çeçenlerin hamisi rolüne bürünmeleri, kısacası Türkiye’nin bu konuda ikircikli olarak algılanabilecek bir tutum izlemesi Rusları kızdırıyordu. Nitekim, bir gün Rus sefiri bana, ‘Bunu kaşımayın, PKK işini fena kaşırız’ diye tehditte bulundu!” 

* Başka neler var, kitapta; Portekiz Dışişleri Bakanı’nın eşinin Büyükada ziyareti esnasında kaybettiği antika aile yüzüğünü, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) nasıl bulup teslim ettiğini, ABD ve Rus dışişleri bakanlarını Çırağan’ın tarihi hamamında nasıl gizlice buluşturduğunu, farklı bir üslupla anlatıyor, “monşer” Eralp…

ERBAKAN BAŞBAKAN OLUNCA, ERALP NE YAPTI?

Yalım Eralp, 1991-1996 yılları arasında Başbakan Mesut Yılmaz ve Başbakan Tansu Çiller’e danışmanlık yaptı. 

Peki, Refahyol kurulup Erbakan Hoca başbakan olunca ne yaptı? Kendisinden dinleyelim; “Erbakan başbakan olunca kadro itibarıyla başbakan danışmanı olarak göründüğümden hastalık raporu alıverdim! O sırada başbakan danışmanı olan Murat Sungar’a bir gün lazım olur diye hiç yapmadığım müsteşar yardımcılığı görevini de devrettim.”

***

Şimdilerde Türk-Yunan Dostluk Derneği ‘Defne’nin başkanlığını yürüten Yalım Eralp’in yazdığı “Bir ‘monşer’in hatıratı-Perdeyi Aralarken” isimli kitap, neresinden bakarsanız bakın sayfalarında son derece ilginç satırları barındırıyor…

BİR DE BENİM LİSTEME BAKIN, LÜTFEN!

Referandum bitti. Eleştirelim, takdir edelim, hangi tarafta yer alırsak alalım seçmenlerin yüzde 50’sinden fazlası “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ne olumlu oy verdi. 

Bundan sonra Türkiye için, ülkemiz, milletimiz için neler yapılması lazım, siyasetin bunlara odaklanması şart! Zira, el atılması gereken, odaklanılması icap eden o kadar çok sorun var ki…

Bunlar da benim listemde yar alan “acil” yapılması gerekenler; Buyursunlar; 

* Yeni fabrikaların kurulmasını... Yeni imalathanelerin açılmasını... Yeni üretim alanlarının hayata geçirilmesini... Türkiye’ye ait markaların oluşturulmasını ve bunların tüm dünyada tanınmasını ve yaygınlaşmasını bekliyorum...

* Yollar… Havaalanı... Köprüler... Hızlı tren projeleri... Bunların hepsi yapılsın ama ülkemizi 50 yıl sonrasında namerde muhtaç etmeyecek üretim ve yatırım hamlelerinin hayata geçirilmesini bekliyorum...

* Suriyeli mülteciler için kalıcı çözümler bekliyorum...

* Doğu ve Güneydoğu’nun göç veren değil, göç alan bölgeler haline getirilmesini bekliyorum...

* Köye dönüşlerin hızlandırılmasını... Köye dönenlerin de insanca yaşama imkânlarına sahip olmasını, çocuklarını okutma imkânlarını elde etmelerini bekliyorum...

* Doğu ve Güneydoğu’nun dağlarının, ovalarının Bolu Dağı ve Konya Ovası kadar güvenlikli olmasını bekliyorum...

* Doğu ve Güneydoğu’nun ormanlarının da tıpkı Belgrad Ormanları’ndaki gibi güvenli yerler olmasını bekliyorum...

* Zengin ile yoksul arasındaki gelir ve refah uçurumunun daraltılmasını bekliyorum...

* Madem yeni bir sisteme geçtik; yıllardan beri zor günler ve yıllar geçiren emekliye en az yüzde 50 zam bekliyorum...

* Akaryakıttan alınan korkunç verginin düşürülmesini bekliyorum...

* Seks işçiliğinin yok edilmesini... Genelevlerin tamamen kapatılmasını bekliyorum...

* Ahlak ve maneviyat alanında somut adımlar atılmasını bekliyorum...

* Avrupa Birliği (AB) projesinin rafa kaldırılmasını, İslam Birliği’nin hayata geçirilmesini, Erbakan Hoca’nın kurduğu D-8 Projesi’ne daha bir kucaklayarak sahip çıkılmasını bekliyorum...

* Gazzeli, Filistinli kadın ve çocukların artık ölmemesi için İsrail’e yönelik somut ve belirli politikaların hayata geçirilmesini bekliyorum...

* Batı’nın ve Amerika’nın sinsi ve planlı tuzaklarının boşa çıkarılmasını bekliyorum...

* İmam hatip liselerindeki eğitimi niteliksel manada daha kaliteli hale getirmek için somut projelerin hayata geçirilmesini... İmam hatip öğrencilerinin eskiden olduğu gibi şuurlu nesiller olarak kendilerinden beklenen konumlara yerleşmesini bekliyorum...

* Şehirde… İlçede... Köylerde ne kadar aç ve çaresiz aile varsa bunlara devlet elinin öncelikle uzanmasını bekliyorum...

* Torpil... Kayırma... İltimas... Tüm bunların çöpe atılmasını ve liyakatli olanların işbaşına getirilmesini bekliyorum...

* Seçim barajının sıfırlanmasını bekliyorum...

* Terörün kökünün kazınmasını bekliyorum...

* Devlet içinde ne kadar illegal yapılanma varsa... Seçimle işbaşına gelen idareyi yıkmaya çalışan, darbe planları yapan tüm çete ve cuntaların temizlenmesini bekliyorum...

* Adaletin, hukukun üstünlüğünün gerçek anlamda tesisini bekliyorum...

***

Bilemiyorum, çok mu şey bekliyorum…

Peki, sizin beklentileriniz neler?