Köyde yaşayan delikanlıların çoğunluğu babalarının
partisine girerler.
Şehirdekilerin çoğunluğu ise babalarının yanında
arkadaşlarının da etkisi altında kalırlar.
Okulda iken arkadaş etkisi baba etkisinin önüne geçer.
Parti tutarlar, derneklere, cemiyetlere girerler.
İllegal örgütlere arkadaş hatırına girerler.
Girince de orada kalırlar.
Bir tane suç işlemişlerse örgütten çıkma imkanını elinden
alırlar.
Çıktığı takdirde işlediği suçları belgeleriyle beraber
polise teslim edileceğinin tehdidini hep hissederler.
Bugünlerde tanımadığı insanlarla Facebook tan,
Twitter den arkadaşlıklar yapılmakta.
Akla gelebilen her konuda, tanımadığı kişi ile temasa
geçmekte.
Erkekle temasta olduğunu zanneden aslında bir kadınla
ilişkisini devam ettiriyor olabilir.
Aksi de olur.
Dost zannettiğiyle temastadır ama aslında o dost değil
düşmandır.
Düşman olarak algıladığıyla temasa devam eder ama bilemez
ki o dosttur.
Yüzler ve gözler kişinin iç yüzünü söylerler.
Yüz yüze gelmeden yapılan temaslarda yanılmalar çok fazla
olur.
Aslında kelimelerin de yüzü vardır ama onu anlamak biraz
daha zordur.
Kişinin kimliği dilinin altındadır atasözümüz bunu
ifade eder.
Türkiye de eğitim dünyanın hiç bir yerinde olmayan bir
eğitimdir.
Batıdaki eğitimi alan bir delikanlı kendi tarihiyle,
coğrafyasıyla, değerleriyle uyumlu yanlış bir eğitim alır ama yanlış kendi
içinde uyumlu.
Türkiye deki eğitim, oğulu babaya, kızı anaya, öğrenciyi
geçmişine düşman eden bir eğitim.
Onun için Taksim de birikenler de kendi aralarında bir
birlik oluşturamadılar.
Biri yıkıp yakmaktan yana, öbürü yapmayın etmeyin
demeden yana.
Çoğunluk camiye saygıdan yana ama bir kaç tanesi camiyi
ahır yapan dedesinin yaptığı gibi fırsattan istifade camide kafayı çekmeden
yana.
Bizim insanımız sosyal olaylarda ne kadar Gavur Gazına gelseler
de dini konularda gaza gelmezler.
Tuğçe Kazaz ımız bile bir kaç aylığına Hristiyan olur ama
derhal geri gelir ve Aysha dergisinin Haziran 2013 sayısına neden tekrar
Müslüman olduğunu anlatır.
Darbeci generallerden biri oğlunu evlendirecek, gündüz vakti
yaveri benim arkadaşıma gelir ve gece geç vakitte evden alıp generalin evinde
oğlunun dini nikahını kıymasını rica eder ve arkadaşım da gidip nikahı kıyar.
Hani o günlerde darbeyi Amerikalılar yaptırdı haberleri
vardı.
Haber doğruysa bile darbeye gücü yetenlerin dinin
emirlerini engellemeye gücünün yetmediğini görüyoruz.
Turist gittiği Avrupa da işçi olabilmek için Hristiyan
olan, papazlık mektebine gidip Katolik papazı çıkan ve papazı olduğu kilisede
iki yıl papazlık yaptıktan sonra rahibelerden birini Müslüman edip evlenen,
kiliseden ayrıldıktan sonra çok büyük bir şirket kuran ve geliriyle camilere
destek veren bir vatandaşımızdan daha önce bahsetmiştim.
Bütün bu gavur gazları, bizde İSLÂM BAHARI ndan başka
bir şey getiremez.