Ankara’da siyasi kulisleri iyi koklayan dostum çok ilginç

şeyler söylüyordu;

“Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali

Yıldırım’ın aslında Kürt kökenli olduğunu biliyor musun …”

- “Nasıl yani ” dedim. Ve ekledim:

- “Yılların Erzincan/Refahiyelisi şimdi Kürt mü oldu ”

- “Evet, Bakan Binali Yıldırım Erzincan’ın Refahiye

ilçesinden bilinir. Ama ataları Ağrı’dan Erzincan’a gittiler.. Ailenin Kürt

olduğunu Ağrı’da birçok kişi de bilir..”

- “Velev ki öyle olsun.. Kürt-Türk ayrımı zaten doğru bir

şey değil..”

- “Ben de zaten bu gerçeği kötü bir şey olduğu için

anlatmıyorum. Sadece çok az bilinen bir gerçek diye anlattım…”

Sizce de ilginç değil mi

Beyaz kuvvetler…

Yolsuzluk ve usulsüzlükler hemen tüm ülkelerin baş belası..

Hatırlayınız…

1991 yılında yapılan seçimlerde DYP-SHP koalisyon hükümeti

kurdu.

Süleyman Demirel Başbakan, Prof. Dr. Erdal İnönü Başbakan

Yardımcısı..

Yine hafızanızı yoklayınız…

Bu koalisyon hükümetinin biricik hedefi, yolsuzluk

dosyalarını ortaya çıkarmaktı.

1991 seçimleri öncesinde Demirel mitinglerde tek bir söylem

geliştirdi; “ANAP Dönemi’ndeki tüm yolsuzlukları afişe edeceğiz…”

Tam da bu amaçla, 1991 seçimlerinden sonra Orhan Kilercioğlu

Paşa Devlet Bakanlığına getirildi. Bu bakanlığın görevi “Koskotas Dosyaları”nı

ortaya çıkarmaktı.

Fakat ne oldu

(!)

Geçtik…

***

2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen AKP Hükümeti TBMM’de

“Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu” kurdu.

Komisyonun başına da İstanbul milletvekili Azmi Ateş

getirildi.

Bu komisyon uzun yazışmalar yaptı..

Kimi kurumlardan bilgi geldi, kimi kurumlar dirsek gösterdi…

Derken, Komisyonun görev süresi sona erdi.

Raporlar hazırlandı..

Sonra ne oldu

(!)

Geçtik…

***

Bir kez daha hatırlayınız…

AKP iktidarının Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurduğu

tarihten bir önceki sayfa…

26 Ocak 2001’de önemli bir operasyon gerçekleştirildi..

Operasyonun adı Buffalo..

Yurtdışından kaçak et getiren bir gıda şirketine yönelik

operasyon kapsamında, aralarında Dış Ticaret Müsteşarlığı Serbest Bölgeler

Müdürü’nün de bulunduğu 20 bürokrat gözaltına alındı.

Sahi, bu bürokratlar şimdilerde ne yapıyor

(!)

Geçtik…

***

Tam da bu yıllarda…

Yani 2001 yılları…

Jandarma Genel Komutanlığı “Beyaz Kuvvetler” ismi verilen

birimle yolsuzlukların ve çıkar amaçlı organize suç örgütlerinin üzerine daha

kararlı gitmek için önemli bir girişim başlattı.

Emniyet Genel Müdürlüğü ile birlikte sürdürülen çalışmanın

amacı, devlet ihalelerindeki yolsuzluk yapanların da aralarında bulunduğu bir

dizi organize suç şebekesini çökertmek.

Yolsuzlukların üzerine daha bir güçlü gitmek için “Beyaz

Kuvvetler” adında bir birim…

Planın ayrıntılarına gelince;

Plan öncelikle yolsuzluk olaylarını soruşturmadaki hedefleri

ortaya koyacaktı..

Yolsuzluk olaylarının Türkiye’nin istikrarını sarsmaya

yönelik bir girişim olduğu ve en az terör kadar toplum yapısına zarar verdiğine

dikkat çekiliyordu.

Yine o yıllarda, Jandarma Genel Komutanlığı’nın bu yönde

attığı önemli bir adım da interaktif iletişimde gerçekleşti. Komutanlık,

yolsuzluklarla etkin bir mücadele yürütmek amacıyla geniş kapsamlı bir

bilgisayar ağı oluşturdu.

Bu interaktif ağ, birimler arasındaki koordineyi de

sağlayacak ve zamandan tasarruf edilecek, suçluların hemen yakalanması için

önemli bir ritüel teşkil edecekti. Komutanlığın bu alanda attığı ikinci önemli

adım da, çıkar amaçlı organize suç örgütleriyle mücadele etmek için 50’ye yakın

personelini, Emniyet Genel Müdürlüğü ile ortak eğitmesiydi.

Bunu da geçelim mi

Yoksa soralım mı; Sahi ne oldu bu projeye

Yeni kültür bakanı Ömer Çelik’i tanıyalım

Ertuğrul Günay’ın yerine atanan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer

Çelik nasıl birisi

Bakan Ömer Çelik’i “uçuran” 3 şeyin, “puro, aşk ve motor”

olduğunu öğreniyoruz..

Nereden mi

2005 yılında Ayşe Arman’ın Hürriyet’te yaptığı röportajdan.

Okuyalım;

“Siyasetçilerin kadınlar hakkında konuşmasını değil,

konuşmamasını haber yapmak lazım...

Bence erkeklerin bilmesi gereken bir şey var: Bir sohbette

kadınlar neyi talep ediyorsa, onu konuşacaksınız. Dümeni kesinlikle onlara

bırakacaksınız. O zaman, o yemeğin de o gecenin da tadına doyum olmaz!

Kadınların neyi niçin beğendiği ve neyi niçin düşündüğü bir

erkeğin idrakinin yetmeyeceği bir şeydir. O sebeple kadınları olduğu gibi kabul

etmek gerekir. Halil Cibran’ın bir şiiri var diyor ki: “Kadın ve erkek iki ayrı

sütunsunuz. Birbirinizden çok ayrı giderseniz tavan düşer. Çok yapışırsanız da

tavanı taşıyamazsınız. Bir şekilde bağlanacaksınız ama ayrı durmayı da

bileceksiniz...”

Kabul etmek lazım ki, erkeklerin hayata bakış biçimleri çok

standart ve sıkıcıdır. Erkek olmanın sıkıcılığını yegane gideren şey de

kadınların varlığıdır...

Hiçbir şey, bir erkek istiyor diye olmaz. Ne arkadaşlık ne

aşk ne de evlilik. Erkek hazırdır ya da değildir. Süreci belirleyen, sonucu

tayin eden hep kadındır.”

***

Bakan Ömer Çelik deyince…

Ömer Çelik’in bir zamanlar bir günlük gazetede yazı yazmak

istediği, ve fakat birilerinin bu girişimi nasıl engellediği canlandı birden,

hafızamda…

Bir de Sakarya Çay Ocağı’ndaki muhabbetleri..

Ama yerim dar…

Bir başka Zaman inşallah…

NOT: Bugün 27 Ocak 2013 Pazar. İktidar ve TBMM’de grubu

bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi.

Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. Du bakali n’olacak Takipçisiyiz…