Beş yıl önce
babamı kaybettim. O benim kahramanımdı. Köşenizde babaların çocuklarına vakit
ayıramadıklarından söz ediyorsunuz. Benim babam, çocuklarını her şeyin önünde
tutan biriydi. Bu konuda ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Babam benim
sırdaşım, arkadaşım ve rehberimdi. Beni dikkatle dinler, sorular sorar ve
hatalarımı görmeme yardımcı olurdu. Hafta sonları amcamlarla bir araya gelirdik
konu çocuklardan açıldığında benim kızım dünyanın en iyi kızıdır der beni onore
ederdi. Evlendikten sonra da ne zaman başım sıkışsa önce babamı arar ve onun
fikrini alırdım. Babamın ölümünden sonra büyük bir boşluğa düştüm. Onu çok
aradım, çok özledim. Ama hayatta değildi. Ölümünü hiçbir zaman kabullenemedim,
mezarına gidemedim. Bayramlarda annem ve ağabeylerim babamın mezarına gidiyor
dua okuyorlar ama ben gidemiyorum. Bir kere niyetlenmiştim, boğazıma bir acı
düğümlendi, kendimi çok kötü hissettim, evime geri döndüm ve odama geçip
ağladım . (Bahar Y.)Sevdiklerimizle ilişkilerimizde kesintisiz devam eden bir
sevgi yatırımı vardır. Ölüm durumunda bu yatırım sonlanmış ve bu kişi ile olan
bağımız dünya üzerinde kopmuştur. Ölenin yakınları bu geçiş sürecinde yası
yaşarlar. Ölen kişiyi yâd eder, hatıralarını tekrar tekrar hatırlar,
duygularını yakınları ile paylaşır, hüzünlenir ağlar ve ölümü kabullenmeye
çalışırlar. Yakınını kaybeden kişinin yasını tutamaması ölümü kabullenmemesi
demektir. Ölümü kabullenemeyen kişi, onun yediği yemeklerden yemez, kaldığı
odaya girmek istemez, fotoğraflarına bakmaz, mezarına gitmekten kaçınır.
Kaçınma davranışı devam ettikçe tutulmamış yas yeniden su yüzüne çıkar ve kişinin
hayat düzenini alt üst eder. Bu nedenle yakını vefat eden kişi, mezarlığa gidip
yakını için dua okumalı, onun sevdiği yemekleri yapmalı, onun odasına girmeli,
onun fotoğraflarına bakmalı ve hatıralarını yad etmelidir. Bu onun ölümü
kabullenmesine yardımcı olacak bir yöntemdir.Yas olması gerektiği şekilde
yaşanmalı ve kişi normal hayatına devam etmelidir.Aile yakınlarının mezarlığına
birlikte gitmeleri, yas sürecinin atlatılması ve acının paylaşılması açısından
önemlidir. İnsanlarımız bayramlarda yakınlarının mezarına gider ve acıyı
paylaşırlar. Birlikte dua eder, ölüm tefekkürü yapar ve buradan ayrılıp hayata
katılırlar.Ölümle yüzleşmekten kaçınmak acıyı hafifletmez aksine
katmerleştirir. O yüzden kişi ölümle yüzleşmeli ve yas sonrası hayata katılmalıdır.
Zira ölüm de doğum gibi bu hayatın bir gerçeğidir. Bunu kabul etmek zorundayız.