Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakan olduğu dönem…
Tarih; 20 Şubat 1997…
Yer; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM).
Çok önemli bir karar alınıyor. O kararı ve öncesini, daha yakın zamanda MGV Yayınları’ndan piyasaya çıkan ve büyük ilgi gören, Tacettin Çetinkaya’nın kaleme aldığı Başbakan Erbakan kitabından aktarmak istiyorum. Buyursunlar;
* “Bu dönemde Filistin yönetimiyle İsrail arasında El-Halil şehrinin Filistin yönetimine devri antlaşması imzalandı. Bu anlaşmadan sonra bölgede barışın korunması için Oslo’da imzalanan antlaşma ile Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından bir barış gücü oluşturulmasına karar verildi. Türkiye tarafından imzalanan bu antlaşma Bakanlar Kurulunda onaylandıktan sonra TBMM’nin 20 Şubat 1997 tarihinde görüşülerek bütün partilerin oy birliğiyle, alkışlarla kabul edildi.
Başbakan Erbakan, Filistin davasına en başından beri sahip çıkan bir siyasetçi ve devlet adamıdır. Bu nedenle fırsatını bulunca mağdur Filistin halkına yardımcı olmayı ve onlara destek vermeyi bir vecibe olarak görmüştür.”
Filistin’e asker gönderilmesi kararı işte bu şekilde alındı.
TBMM’de Filistin’e asker gönderilmesi kararının alındığı tarihe bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum; 20 Şubat 1997.
Bu tarih, o bilinen antidemokratik 28 Şubat darbesi sürecinin başlangıcı olarak kabul edilen MGK toplantısından sadece ve sadece bir hafta öncesine denk geliyor!
Sizce bu sadece bir rastlantı olabilir mi?
Bu hususla alakalı bir not daha; sahi, bu kararın encamı ne oldu? Aradan yıllar geçti? 1997 ve 2023… 26 sene geçmiş. Bu 26 sene içinde, TBMM’de oybirliği ile alınan bu karar nasıl uygulandı, nasıl hayata geçirildi? Bu da ayrı bir yazının konusu…

***
Tacettin Çetinkaya’nın kaleme aldığı Başbakan Erbakan kitabından bir not daha aktarmak istiyorum;
* “Erbakan’dan İsrail’e uyarı. Tarih; 26 Eylül 1996. Başbakan Erbakan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açmasını tahrik olarak niteledi: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum” dedi. Filistinlilerin İsrail’in tüneli açmasını protesto etmesi üzerine çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrailli öldü. Olay üzerine BM Güvenlik Konseyi, tünelin derhal kapatılması çağrısında bulundu.”
DİKKAT ÇEKEN O MADDELER!
Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin genel başkanları, 12 maddelik 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin Yol Haritası' mutabakatını açıkladı, önceki gün.
Bazı maddelere dikkatinizi çekmek istiyorum;
Mesela, 10. madde… Bu madde diyor ki;
* “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, mevcut cumhurbaşkanının -var ise- siyasi parti üyeliği sona erecektir.”
Bu maddeye neden dikkat çektim? Zira, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en çok eleştirilen hususlarından biri, ‘partili cumhurbaşkanlığı’. Yani, cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partili olabileceği hatta parti genel başkan olabilmesi imkânı.
O zaman şöyle bir tablo oluşuyor; cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor ama bu açıklamayı parti genel başkanı sıfatıyla mı yapıyor? Yoksa, cumhurbaşkanı sıfatıyla mı? Orada bir kafa karışıklığı ortaya çıkıyor.
İşte Millet İttifakı’nı oluşturan partiler bu karışıklığa son vermek istiyor.
***
Bir başka dikkat çeken madde ise şu; “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçildikten sonra yeni bir seçime gerek olmaksızın 13. cumhurbaşkanı ve TBMM görev süresini tamamlayacaktır.”
Yeni sisteme geçmek için seçim üstüne seçim yapılacak deniliyordu ya, hani! Millet İttifakı Yol Haritası’na göre böyle bir kaos olmayacak!
DEPREM BÖLGELERİNDE MİNİ HOBİ BAHÇELERİNİN KURULMASI
Türkiye, deprem ülkesi… Dün de böyleydi, bugün de, yarın da…
Bu gerçeği göz önünde bulundurarak çarpıcı bir öneriyi dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Uzun yıllar Devlet Personel Başkanlığı görevini yürüten Enes Polat, Ankara Sosyal Bilimler Vakfı'nın web sitesinde kaleme aldığı makalesinde şunları kaydediyor:
* “Nerede ve ne zaman karşımıza çıkacağını bilemediğimiz deprem afetinde ortaya çıkması muhtemel aksaklıkların giderilmesine bir nebze de olsa katkı sağlayabileceğini düşündüğüm önerimizin özü, özellikle deprem olma ihtimali bulunan şehirlerimizin belli bölgelerinde depremden önce elektrik, su, kanalizasyon ve iletişim altyapısı kurulmuş ihtiyaca göre 200, 500, 1.000 adet konteyner konutlu hobi bahçeleri oluşturulmasıdır.”
* “Çok amaçlı hobi bahçeleri, içinde tuvalet ve banyosu bulunan iki odalı 20 m2’lik konteynerler ile duruma göre 30 ila 50 m2’lik bahçelerden oluşacaktır. Konteyner konutlu hobi bahçeleri yerleşim yerlerinin hemen yanında, belli nüfus başına belirlenmiş sayıda (Örneğin her 25.000 kişi için 1.000 konut gibi) kurulabilir.”
* “Bu projenin amacı, “deprem sonrası afetzedenin deprem çadırını beklemesi” yerine, ‘her türlü ihtiyaç malzemesini içinde barındıran deprem konutunun bir afet sonrasında afetzedeyi beklemesi’dir.”
* “Bu bahçeli konteyner evler, mahallî idarelerce bir plâna uygun olarak kurulmalı, idaresi profesyonel olarak mahallî idare tarafından gerçekleştirilmeli, bu konutların bir-örnekliği sağlanarak şehirlerin etrafında görüntü kirliliğine sebep olması önlenmelidir.”
* “Bu proje, vatandaşlarımızın müstakil ev ihtiyacını gidererek şehirlerimizin etrafında verimli tarım alanlarının işgal edilmesi sonucunu doğuran hobi bahçeleri oluşumunun da önüne geçebilir.”
* 6 Şubat depreminden sonra deprem bölgesindeki şehirlerimizde kurulması plânlanan yüz binlerce konteyner evin, deprem bölgesinde kalıcı konutlara geçilmesinden sonra bu projenin hayata geçirilmesinde başlangıç noktası olabileceği değerlendirilmektedir. Deprem bölgesinde kurulması plânlanan konteyner evlerden bir kısmı kalıcı konutlara geçilmesi sonrasında aynı bölgede bu amaç için korunurken, ihtiyaç fazlası olanların deprem bölgesi dışında deprem olma ihtimali bulunan şehirlerimize nakledilerek bu amaç için kullanılması sağlanabilir.”
***
Devleti iyi bilen ve yıllarca bu meselelere kafa yoran Enes Polat’ın bu önerisini ilginç buldum. Olabilir mi, hayata geçirilebilir mi? Yetkililerin bu öneriyi dikkate almalarında fayda var, kanaatimce.
Makalenin tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz; http://www.sosyalbilimlervakfi.org/2023/03/enes-polat-deprem-sonrasi-barinma-sorununun-cozumu-icin-bir-oneri-cok-amacli-mini-hobi-bahceleri/