12 Eylül 2010 tarihinde yapılan ve kabul edilen Referandumda, "Yüksek Askeri Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılıyor." şeklindeki anayasa maddesi de oylandı ve karara bağlandı.
Terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç YAŞın diğer ilişik kesme kararları artık yargıya açık.
Buradaki hedefin disiplinsizlik! suçu başlığı altında namaz kılan, eşi başörtülü olan, içki içmeyen, baloya gitmek istemeyen (vb) ancak kendi alanlarında başarılı, takdirname sahibi subay ve astsubaylar olduğu açık.
Başbakan Erdoğan ve bundan önceki Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül her defasında disiplinsizlik sebebiyle ordudan atılma kararlarına şerh koysalar da birkaç istisna dışında hemen her yıl benzer kararlar verildi.
İşte 2010 yılında kabul edilen Referandumla gerçekleşen anayasa değişikliği böyle bir keyfiliğin önüne en azından yaptırım anlamında geçmiş oldu. Artı bugünkü Hükümet aldığı bir kararla bugüne kadar Yüksek Askeri Şûra kararları ile TSKdan atılan 2 bin dolayındaki ordu mensubunun Başbakanlık bünyesinde araştırmacı adıyla istihdam edilebileceklerini açıkladı.
Benim asıl vurgulamak istediğim nokta bu değil, esasen; acaba YAŞın terfi ve emeklilik işlemleri de yargıya götürülebilir mi Böyle bir yol var da kimse bilmiyor mu
Kimi değerlendirmelere göre, 1982 Anayasasına konulan geçici bir maddenin geçerliliği sona erdikten sonra Yüksek Askeri Şûranın tüm kararları aslında yargı yoluna açık ama kimse fark etmedi, fark edemedi bu açık noktayı.
Şöyle ki, 1982 Anayasasını hazırlayan ekip, Milli Güvenlik Konseyi Başkanı, ardından Cumhurbaşkanı olan Kenan Evrenin Yüksek Askeri Şûra Başkanlığını son anda fark edip, Cumhurbaşkanı olarak tek başına gerçekleştirdiği icraatların yanı sıra Başkanlık ettiği sürece de Yüksek Askeri Şûra Kararlarının da yargı denetimi dışına alınmasını sağlamak için Anayasadaki konuyla ilgili hükmün devamına YAŞ Kararlarının da yargı denetimi dışında olması ilavesini yaptı.
Ancak daha sonra şartlar değişti.
Askeri yönetim şartları fiilen ortadan kalktıktan sonra, Yüksek Askeri Şûraya Cumhurbaşkanının başkanlık etmesi uygulamasının bitiminin ardından Anayasada yapılan çok sayıda değişiklikle beraber bu uygulama da geçersiz sayılmıyor mu
YAŞ Kararlarının yargı denetimi dışında kalması ile ilgili Anayasa hükmünün bu uygulamanın fiilen sona ermesinin ardından rafa kaldırılması gerektiği tartışmanın ana konusu.
Gerçekten de bu tartışma bugüne kadar hiç gündeme taşınmadı. Ciddi bir hukuksal tarama sonucunda belki de başkaca bir işlem yapılmaksızın YAŞ Kararlarının yıllardan beri yargı denetimine açık olduğu anlaşılacaktır.
2010 yılında benimsenen referandumla YAŞ Kararları kısmen yargıya açılsa da bu elbette yeterli olmamalı.
Bu değişiklik ordudan disiplinsizlik suçu altında keyfi atmaların önünde bir müeyyide gibi duruyor. En azından atılan ordu mensupları haklarını arayabilecek. Ama Şûrada haksız bir şekilde terfi ettirilmeyen ya da emekli edilen subayların durumu ne olacak
2011 Haziran seçimlerinin ardından artık beklentiden öte adım atmaya ihtiyaç hissettiren yeni anayasa hazırlanırken bu konunun da masaya yatırılması gerektiğini ve YAŞ Kararlarının tümden yargı denetimine açılması zorunluluğunu belirtmeliyiz.
YAŞ kararlarında dikkat çeken isim
İLKlerin bolca yaşandığı Yüksek Askeri Şûra Kararları nihayet karara bağlandı. Yeni Komuta Kademesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün YAŞ Kararlarını imzalamasının ardından yürürlüğe girdi.
Kararlarda çok büyük sürprizler yok esasen.
Bugüne kadar uygulanan askeri teamüllere çoğunlukla uyulduğu gözleniyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığına, "28 Şubat süreci bin yıl daha sürer" diyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hayri Kıvrıkoğlunun akrabası olan Org. Hayri Kıvrıkoğlu atandı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Oramiral Emin Murat Bilgel,
Hava Kuvvetleri Komutanlığına Orgeneral Mehmet Erten getirildi. Ertenin Filo Komutanlığı yapmadığı gerekçesiyle tartışmalar yaşandı ama neticede bu atamada da genel teamüllere uyulduğu anlaşılıyor.
En dikkat çeken atamalardan biri Jandarma Genel Komutanlığına getirilen Org. Bekir Kalyoncu oldu. Kalyoncunun yaş haddi sorunu yok. Bu da şu anlama geliyor; 2015ten sonra Genelkurmay Başkanlığına getirilecek isimlerden biri Bekir Kalyoncu. Bunu bir tarafa yazalım.
Diğer dikkat çeken atamalardan biri de Orgeneral Yalçın Ataman. Ataman Erzincan 3. Ordu Komutanlığına, Ergenekon sanıklarından Saldıray Berkten sonra geldi. 1 yıldır Orgeneral. Orgeneral Ataman dünkü YAŞ Kararlarıyla kritik bir göreve, İstanbul 1. Ordu Komutanlığına atandı. Bu atama, Bekir Kalyoncu atamasıyla paralellik arz ediyor; 2015tan sonra Genelkurmay Başkanlığı kapısı Yalçın Atamana da açılabilir.
Bunların dışında Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Aslan Güner, Harp Akademileri Komutanlığına getirildi. Günere Köşkün pek sıcak bakmadığı dile getiriliyordu..
Kritik bir karar da Balyoz davasından tutuklu 14 generalle ilgili. Tutuklu paşaların görev süresinin bir yıl temdit edildiğini de (uzatıldığını) söyleyelim.
Merak etmeyin; Şark ve Garp cephelerinde değişen fazlaca bir şey yok...